Türkiye’nin dünya düzlemindeki konumuyla ilgili spekülatif bir durum söz konusu. Ýddialardan çýkan genel baþlýk, Türkiye’nin Suriye’deki muhaliflere kimyasal silah aktarýmý yaptýðý.
Bu tür iddialarýn kanýtlanmasý da, yalanlanmasý da çok zordur, zaten tam da bu durum nedeniyle bir algý yaratýlmasý iþlevi görür. Mesele, bu olumsuz algýnýn neden yaratýlmak istendiðiyle ilgili.
Türkiye’nin Suriye’de iktidar karþýtý güçleri desteklediði bir sýr deðil; hükümet bunu hiç gizlemedi. Burada sorun yasaklanmýþ malzemelerin yasaklanmýþ örgütlere verildiði iddiasý. Bu, baþýndan beri Esad’ýn iddiasýyla ayný.
Türkiye’nin müttefiki ülkeler, aðýz birliði etmiþçesine, Suriye’de kullanýlan sarin gazýnýn rejim tarafýndan kullanýldýðýna inandýklarýný beyan ettiler; yani muhalif gruplarýn kullandýðýný sanmadýklarýný söylemiþ oldular. Ancak ifadelerde garip bir þey var, o da konuya inanmak-inanmamak üzerinden baktýklarýný söylemeleri.
Günümüz teknolojisi, bu tür konularýn sanmak üzerinden deðerlendirilmesine izin vermiyor. Anlaþýlan bu tür açýklamalar, Türkiye’ye yönelik bir ima taþýyor, yani bir gün ‘sanabiliriz’ deniyor.
Olasýlýklar
Türkiye Suriye konusunda müttefikleriyle birlikte davrandýysa, iddia edildiði gibi Libya’dan yani müttefiklerinin denetiminde olan ülkeden gelen malzemeleri aktardý ise, neden þimdi kendi baþýna bu tür iþlere kalkýþmýþ bir devlet görüntüsüne sürükleniyor?
Ýhtimallerden birisi, müttefiklerin politika deðiþtirmiþ olmasý ama Türkiye’nin bu deðiþikliðe uymamasý olabilir. Türkiye’nin bu tür bir riske girmesi için fazla neden yok aslýnda. Sadece, müttefikler Suriye sorunun bölünerek bitirilmesini öngörmüþ ve Türkiye de buna direnmiþ olabilir.
Bir diðer olasýlýk ise, müttefiklerin askeri müdahale senaryolarýnda sadece Türkiye’nin müdahale etmesini, kendilerinin geride beklemesini saðlayacak bir olasýlýk üzerinde çalýþmýþ olmalarý, Türkiye’nin buna da karþý çýkmasý olabilir.
Olasýlýklardan bir diðeri ise, müttefiklerin Rusya’yý Karadeniz’de sýkýþtýrma siyasetine Türkiye’nin itiraz etmesi olabilir. Ýran’ýn ‘Batý’ya kazandýrýlmasý yolunda verdiði çabalarýn bir devamý olarak, Türkiye’nin Kafkasya’da ve Karadeniz’de müttefiklerin askeri olan-olmayan faaliyetlerine doðrudan destek vermesi bekleniyor olabilir.
Genel görüntü
Türkiye’nin etrafýndaki çemberi daraltan bu spekülatif ortamýn, genel bir stratejiye karþýlýk gelmesi gerekir. Anlaþýldýðý kadarýyla bir ucunda Rusya’nýn olduðu bu stratejik perspektifte yeniden ‘güney ekseni’ kurulmasý yolunda bir baský söz konusu. Bu eksen Mýsýr, Türkiye, Ýsrail ve Suudi Arabistan hattý, tabi içinde Kýbrýs da bulunuyor.
Sorun, Türkiye’nin Mýsýr ve Ýsrail ile bu ittifaký kuracak iliþkilerinin kopmuþ olmasýnda. Yapýlan spekülasyonlar, Türkiye’nin gemisini bu yöne çevirmesi için yapýlan uyarýlar olarak okunabilir; böyle ise de ciddiye almak gerekir.
Mýsýr ve Suriye, muhalif gruplara yar edilmeyecek gibi gözüküyor. Rusya’yý Ortadoðu’dan çýkarmanýn yolu, Rusya’nýn el verdiði gruplarýn kazanýlmasý ve etki alanlarýnýn coðrafi olarak küçültülmesi olabilir. Rusya oyunu görmüþ olmalý ki, Ukrayna’nýn bölünmesine karþý çýkýyor.
Bir dizi bilginin, yalan ya da deðil, ortaya saçýlmasý, aslýnda her ne yapýlýyorduysa bundan sonra yapýlamayacaðý bir ortam yaratýyor. Türkiye bu ortamý deðerlendirebilir. Amaç önce ülke güvenliði ardýndan da yeniden kurulacak Ortadoðu’da hareket imkanlarýný artýrmaksa, bunun farklý oyuncu kombinasyonlarýyla yapýlmasý da mümkün. Herkes böyle yapmýyor mu?