'Þark Meselesi-1'

Osmanlý'dan bize mirastýr Kürt sorunu ama hala sorunun adý üzerinde anlaþamadýk gitti. Þark Meselesi midir, Doðu ya da Güneydoðu sorunu mudur? PKK, geri kalmýþlýk sorunu, insan haklarý sorunu gibi türlü baþlýklar altýnda onlarca rapor yazmýþýz. Raporun adý Kürt sorunuysa önerilen çözüm farklý, PKK sorunuysa gene farklýdýr. 

Sorunlarý sadece güvenlik önlemleriyle çözemeyeceðimizi artýk saðýr sultan bile duydu, biliyor. Ýsyan, isyan bastýrma, isyan sarmalý "geleneksel bir devlet siyaseti" olmuþur. Daha Cumhuriyet'in ikinci yýlýnda çýkan Þeyh Sait Ýsyaný, "Þark Islahat Planýnýn" hazýrlanmasýna neden olmuþ, bu plan devletin Doðu'da uyguladýðý siyasetin temelini oluþturmuþtur. 

Ýsyanlarýn çokça yaþandýðý Cumhuriyet'in ilk yýlarýnda birçok rapor hazýrlanmýþ ve deðiþik çözüm önerileri sunulmuþ. Derken 1950'de Demokrat Parti iktidara gelince ve olaylarýn þiddeti göreceli olarak azalmaya baþlayýnca sorun önemini yitirmiþ, raporlarýn da ardý arkasý kesilmiþ. Derken 1970 sonrasýnda sorun gene gündeme gelmiþ ancak "sað-sol" çatýþmalarýnýn gölgesinde kalmýþ. PKK'nýn sahne almasýndan sonra Þark Meselesi ya da Doðu Sorunu bir daha çýkmamak üzere Türkiye'nin gündemine oturmuþ. 

Cumhuriyet dönemi Kürt Siyasetini beþ döneme ayýrmak gerekir. Ýlki Kurtuluþ Savaþý dönemi, 1919-1925 yýllarý arasýdýr. Bu yýllarda Kürt varlýðý hem kabul edilmiþ hem de benimsenmiþti. Derken 1925-1950 arasýnda devletin resmi tezlerinin oluþtuðu, inkar ve bir potada eritme (asimilasyon) dönemi baþlar. Asimilasyon kelimesini gerek Fevzi Çakmak gerekse de Abidin Özmen'in Kürt Sorunu raporlarýnda görmek mümkündür. Demokrat Parti iktidarýyla devreye giren bir bekleyiþ dönemi vardýr ki 1970'e kadar sürer. Derken"farkýndalýk" süreci baþlar ve 1980 yýlýnda son bulur. Ve beþinci dönem PKK'nýn ortaya çýkmasýyla baþlar, terör kimliðini 1990'larýn ortalarýnda benimser.  

"Þark Meselesi" ele alýndýðýnda Þeyh Sait Ýsyaný'nýn Cumhuriyet'in Kürt siyasetinde bir milat olduðu varsayýlýr. Bu isyandan sonra Cumhuriyetin Kürt siyaseti tümüyle deðiþmiþ ve yakýn zamana kadar olay bir güvenlik sorunu olarak ele alýnmýþtýr. Ortaya sürülen bir baþka tez devletin Kürt sorununa ve genel olarak Doðu'ya bakýþýnýn deðiþmesi nedeniyle Þeyh Sait isyaný çýktýðýný öne sürer. "Lozan'da Türklerle birlikte yaþamak istediðini söyleyen Kürtler, 1924 Anayasasýnýn yarattýðý yeni düzenden ama en önemlisi Halifeliðin kaldýrýlmasýndan yakýnmaktadýr." (Hüseyin Yayman) Bunu Yayman, iki perdelik bir tiyatro oyununa benzetir. Oyunun ve bu siyasetin ilk sergilendiði yer TBMM olmuþtur. 

(Yarýn: Mahmut Esat Bozkurt  ve Recep Peker'den saçma seçmeler..)