Birinci Dünya Savaþýnýn baþlamasýndan 10 yýl önce Ýngiltere, Almanya ile savaþa hazýrlanýyordu. Savaþý petrol hýzlandýrdý.
Osmanlý Ýmparatorluðunun Güney vilayetleri 1919 sonrasýnda sömürgeciler tarafýndan haraç mezat paylaþýlýrken, Musul vilayetindeki petrol, yaðmanýn getirisi sayýlýyordu. Bölgede petrol olduðu Birinci Dünya Savaþýndan önce fark edilmiþti. Yýllar içinde petrol, ekonominin ve savaþ makinesinin hammaddesi olunca, savaþ da petrol sahalarýnýn gaspýna dönüþtü.
Petrol ile Birinci Dünya Savaþý arasýnda çok konuþulmayan derin baðlantýlar vardýr. Savaþýn elbette siyasi nedenleri vardý. Ancak savaþ hazýrlýklarý 10 yýl, sürmüþtür ve petrol, ayný süreçte siyaseti ve stratejiyi þekillendirmiþtir. Siyasi ezber, Birinci Dünya Savaþýna ’Avusturya-Macaristan imparatorluk veliahtýnýn 1914’te Saraybosna’da suikaste uðramasý’ gözüyle bakar. Halbuki o suikaste gelene dek yaþanan 10 yýl vardýr. Sömürgeci ülkeler 20. yüzyýlýn baþlangýcýndaki 10 yýlda dünya paylaþýmýnda öyle bir çýkar çatýþmasýna girmiþlerdi ki, 1914’deki suikast yalnýzca bahaneydi.
Takvim olarak 1900’den baþlayan olaylar dizisi, Büyük Ülkeler denen sömürgeciler için dünyayý çok küçük hale getirmiþti. Dünyanýn küçülmesi, petrol sayesinde olmuþtu. Petrol, 1900’den baþlayarak dünyayý deðiþtirdi. Ve deðiþim, petrolün hammadde olarak Ýngiliz donanmasýna girmesiyle baþladý.
Petrolün Ýngiliz donanmasýndaki etkisini gören yeni yüzyýlýn yeni kapitalistleri, bu ürünü paraya çevireceklerini anlamýþlardý, ancak önce yataklarý bulup mülkiyeti saðlama almak gerekiyordu.
Savaþ öncesinde Osmanlý 1914 sýnýrlarýnýn mülkiyetinden ve meþruiyetinden bir kuþku yoktu. Musul Vilayetinin Ýran ile yüzyýllardýr deðiþmeyen sýnýrý vardý. Ne varki, sömürgeciler sýnýrýn Ýran tarafýnda petrol kokusu almýþlardý. Önce Ýran’ý hedef aldýlar.
1900 yýlýnda William Knox D’Arcy adlý Avusturalya kökenli Ýngiliz maden yatýrýmcýsý, altýn yanýnda petrole merak salmýþtý ve Ýran’da petrol kokusu almýþtý. Ýran’in petrol macerasýnýn baþlangýcýný yapan D’Arcy’nin hayatýnda Ýran’a ayak basmadýðý ve bütün iþlerini uzaktan yaptýðý anlatýlýr. Bir baþka rivayete göre, o sýra Fars çölünde dolaþmaktayken, bir baþka maceracý ile karþýlaþmýþ ve ‘Bahtiyari tepeleri’ denen yerde petrol olduðunu duyup, oraya yönelmiþtir. Bugünkü Mescid Süleyman civarý oluyor. Aslýnda petrolü, bölgede dolaþan bir Fransýz jeologun bulduðu, sonra D’Arcy’ye finansman için ulaþtýðý da söylenir. D’Arcy’nin kâr peþinde bir yatýrýmcý mý, yoksa Ýngiliz devletinin paravaný mý olduðu konusu, tartýþmalýdýr.
Ýran’ýn ilk petrolünü çýkartmak için hukuki bir belge, arama imtiyazý lazýmdý. D’Arcy’nin aracýlarý Ýran Þahýna ulaþmýþlardý.
Ýran Þahý olan Kaçar hanedanýndan Þah Muzaffer, 1901’de 20 bin sterlin nakit hediye ve 20 bin sterlinlik petrol hissesi karþýlýðý bu iþ için kurulan Ýngiliz-Ýran Petrol Þirketine (AIOC) 1 milyon 300 bin km karelik alanda petrol çýkartma izni verdi. 20 bin sterlin bugünün parasýyla 980 bin sterlin yapar. 1.3 milyon km kare 100 yýldýr deðiþmemiþtir. Ýran petrolü ucuza gitmiþti. Üstelik ‘imtiyaz’ 60 yýllýktý. Ýran Þahý þahsi hazinesine aldýðý hediye karþýlýðý 1960 yýlýna dek Ýran’ý Ýngiliz þirketine baðlamýþtý. Londra bu baðý 1979’a dek sýkýca tuttu. Hatta petrol uðruna 1953’te Ýran’da darbe bile tezgahladý. AIOC daha sonralarý BP adýný alacaktýr.
Ýngilizlerin Tahran’da petrol peþinde koþtuðu Rusya’nýn da kulaðýna gitmiþti. Ýran üzerinden Körfeze inme niyetinde olan Çarlýk Rusyasý, Ýngilizlerin yavaþlatýlmasý için Ýran Þahýna baskýya baþladý. Þahýn son tereddüdünün de, Ýngiliz aracýlarýn verdiði 5 bin sterlin nakitle giderildiði bildirilir. Toplam nakit ödeme her durumda 20 bin sterlindi.
Bu arada Londra, Ýngiliz petrol ekibine Rusya sýnýrýndan uzak durmasýný söylemiþti. Bu yüzden güneye, Basra’nýn karþýsýndaki Kuzistan bölgesine yöneldiler. Mescid Süleyman buradaydý. Rusya sonralarý bu sýnýrdan Tahran’a kadar inecek, ancak denize ulaþamayacaktýr. AIOC epey zahmetten sonra Ýran’da ilk petrolü 1908’de buldu. Dersaadet’te o yýl rejim deðiþikliði yaþandý...
Daha o zaman Ýran’ýn etnik ve nüfus yapýsý üzerinde çalýþýlmýþtý. Mesela Londra Ýran petrol bölgesini ‘merkezi hükümetin bir vilayeti’ olarak görmüyordu. Bölgede ‘Bahtiyari’ aþireti keþfedilmiþ, Bahtiyariler de ‘Lur etnik grubu’ diye etiketlenip ayrý kategoriye alýnmýþtý. Hesapta petrol Tahran’ýn deðil, bu etnik grubun denetimindeydi.. Petrol þirketi için kuyunun baþýndaki bekçiler önemliydi. Ayný doðrultuda Ýngiliz þirketi Bahtiyari aþiretini ücrete baðlamýþ, çýkan petrolden yüzde 3 vereceðini ilan etmiþti. Petrol sahasýný bu aþiret koruyacaktý. Þimdi bile ‘Ýran nüfusunun yüzde 6sý Bahtiyari’dir diyen anlatýmlar dolaþýr. Petrolün olduðu yere, söz dinleyen bekçi lazýmdýr.
Ne zaman ki petrol Ýngiliz donanmasýnda kömürün yerini aldý, o zaman Ýngiliz donanmasý dünya denizlerinde daha büyük ve daha korkutucu gemilerle boy gösterdi. Karþýsýnda da ayný teknolojiye sahip ve petrol kullanmayý bilen Almanya vardý. Ýki büyük sömürgeci gücün de anavatanlarýnda petrol yoktu. Ýngiltere’nin, petrol üreten Trinidad gibi küçük sömürgeleri, oyuna geç giren Almanya’nýn da sömürge elde etme çabasý ve Osmanlý Ýmparatorluðu ile kurduðu yakýnlýk vardý.
Petrolün yayýlmasýyla Osmanlý Arabistaný, bu ikilinin ve diðer Beyaz Adam sömürgecilerin ilgi odaðý oldu. Ýngiliz Donanma Komutaný Lord Fisher’ýn, kendisini dinleyen herkese ‘kömürle çalýþan Ýngiliz donanmasýnýn gücünün petrolle %50 artacaðýný’ savunduðu tarih, 1882 idi. O zamanlar isimsiz bir Ýngiliz mühendisin, savaþ gemileri için petrolle çalýþan motorlar düþündüðü söylenir.
Lord Fisher 1904’te donanma komutanlýðýný üstlendi ve ta o zaman Almanya ile savaþa hazýrlanmaya baþladý. 1914’ten 10 yýl önce savaþ hazýrlýðý baþlamýþtý.... Ýngiltere donanmasýný güçlendirmeye Dreadnaught denen korkutucu zýrhlýyý yapmaya ve gemilerde fuel oil kullanmaya baþlayýnca, Almanya da silahlandý. Saraybosna suikastinden çok önce petrol ve silah sanayii, el tetikte, bir bahane arýyordu.
Lord Fisher hesabýný yapmýþtý: Fuel oil yakan gemi 3 mil daha hýzlý gidecek, Almanya ile savaþ sýrasýnda 300-400 mil uzaktan kömür yedeklemek zoruna kalýnmayacak, kazana kömür atan 300 denizcinin iþini 15 kiþi yapacaktý. Amiral bu hesaplarý gördüðü her yetkiliye anlatýrken, henüz petrolle çalýþan bir gemi inþa edilmemiþti. Ancak Amiral, olabildiðince çok petrol stoklanmasý gerektiðine de karar vermiþ ve Manþ denizindeki adalarda petrol depolama tanklarý kurdurmuþtu. Savaþa daha yýllar vardý, ancak hammadde ve silah depolanýyordu. Amiral 1910’da emekli oldu. O zaman lakabý ‘Petrol Manyaðý’ idi. Son 6 yýlý fiilen Almanya ile savaþa hazýrlýk ve manyaklýk ölçüsünde petrol planlarý yaparak geçirmiþti. Saraybosna’daki suikaste daha 4 yýl vardý ve bu dört yýl petrol geliþmeleri hýzlandý.
Sistem, petrol manyaðý emekli amirali de boþ býrakmamýþtý. Fisher’ý ‘Donanma için fuel oil ile çalýþan makineler yapma iþlerinden sorumlu komitenin’ baþýna getirdiler.
Ýngiltere’nin petrolü nereden gelecekti ? Bu iþler olurken, baþkalarý Ýran’da Ýngiltere için petrol aramaya baþlamýþtý. 1909’dan baþlayarak Ýran petrolü Ýngiltere’ye akmaya baþladý.
Ekim 1911’de Donanma Komutanlýðýna Winston Churchill getirildi. Churchill de petrol manyaðý olmuþtu, ki tek arýzasý bu deðildi. Amiral Fisher’ýn komitesine Churchill emir verdi: ‘Petrolü bulmak zorundasýnýz... Ucuza depolamanýn yolunu bulmalýsýnýz... Barýþ ve savaþ zamanýnda petrol tedarikinin nasýl yapýlacaðýný göstermek zorundasýnýz... Ancak göreviniz tavsiye kapsamýndadýr. Ýcraat yapmayacaksýnýz’ Ýcraat dediði, petrol sahalarýnýn gaspý dahil, diðer senaryolardý.
Amiral Fisher’ýn baþlattýðý ‘donanma için petrol’ sürecini Churchill uygulamaya sokacaktý. Ýngiltere’nin donanmasý, devleti ve petrol þirketleri, bu noktadan sonra iç içe girecekti. Ýran’da AIOC baþlamýþtý. Batý yarýkürede ise Royal Dutch ve Shell þirketlerinin faaliyeti vardý. Þirketin patronu Sör Henri Deterding, petroldeki hakimiyetini devletin emrine sundu.
Deterding’in þirketi Romanya, Rusya, Kaliforniya, Trinidad ve Meksika’da petrol çýkartýyordu. Deterding Mezopotamya denen alanla da petrol için ilgilendiklerini söylüyordu. Bu söylemin tarihi 1913’tü. Ortada savaþ emaresi bile yoktu. Mezopotamya dedikleri, Osmanlý Ýmparatorluðunun Musul, Baðdat ve Basra vilayetleriydi.