SAVAŞMADAN 23 BİN ASKERİ ÖLEN ORDU! (1) 'Harp sırasında kaybettiğimiz Mehmetler!'

Türk Ordusunun mevcudu yaklaşık 1.3 milyondur İkinci Dünya Savaşı süresince. Vatan Gazetesinin  7 Nisan 1951 sayısı: "Harp sırasında İhmal Yüzünden Ölenler"  başlığıyla çıkar ve devam eder: "Savunma Bakanı beş yılda 22 bin 663 kişinin öldüğünü söyledi!"

"Dünkü Mecliste Hüsamettin Tugaç'ın Dünya Harbinde bakımsızlık ve idaresizlik yüzünden  ne kadar askerimizin öldüğü hakkındaki soru önergesi geniş tartışmalara neden oldu. Faik Ahmet Barutçu'yla Adnan Menderes'in geçen celsede yarattıkları bahar havası tehlikeye girer gibi oldu.  Savunma Bakanı Hulusi Köymen verdiği cevapta, İkinci Dünya Savaşı'nın beş yıl dokuz ay yedi gün sürdüğünü, bu dönemde çeşitli hastalıklardan ölen erlerimizin sayısının 22 bin 663'ü bulduğunu, bu sayının ordunun binde 6.15'ini oluşturduğunu ve bu sayının makul olduğunu belirtir. Ancak bu sayı yalnızca hastanelerde ölenleri kapsıyor, hava değişimi için evlerine gidip orada hayatını kaybedenleri kapsamıyordu."

Aynı haber Cumhuriyet Gazetesinde "İkinci Dünya Harbinde  Ordumuzda Ölenler!" başlığıyla çıkarken Son Posta  Gazetesi "Girmediğimiz Savaşta 22.663 er kaybettik!" diye haykırıyordu kapkara puntolarla.

 

HOŞ GELDİN VARLIK VERGİSİ!

Bu arada, Şükrü Saraçoğlu başkanlığındaki hükümetin 4 bin 305 sayılı yasayla getirdiği Varlık Vergisi kanununun resmi gerekçesi , hükümet tarafından olağanüstü savaş koşullarının getirdiği yüksek karlılığı vergilemek  olarak dile getirilmişti. Oysa basına kapalı olarak yapılan CHP Gurup Toplantısında Başbakan Saraçoğlu'nun vurguladığı gerekçeler pek farklıdır:

"Bu bir devrim kanunudur. Bize ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat karşısındayız. Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak , Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz..."

Varlık vergisiyle 314 milyon 900 bin lira toplanır. Bu sayının yüzde 70'i İstanbul'dan gelir. Bu para 394 milyon lira olan devlet bütçesinin yüzde 80'ini bujluyordu. Türkiye nüfusunun 1935 yılında yüzde 1.98'ini oluşturan gayrimüslim azınlık, vergiden sonra başlayan göç nedeniyle 1955'de yüzde 1.08'e düştü. Kanun 15 Mart 1944 günü yürürlükten kaldırıldı.

CHP daha iki yıl öncesine kadar "Türklük bizim kanımızdır.." diye haykırırken, bir sabah ansızın Türklük davası güdenleri faşist ilan ediverdi. Hemen ardından da Türkçülük tevkifatı başladı. "Ben Türküm",  diyenler toplu olarak tutuklandı. Bunun üzerine Atatürk'ün,  "Ne Mutlu Türküm Diyene" lafının TBMM girişindeki duvardan silinmesini teklif eden iki DP'li milletvekili CHP'lilerce dövüldü!! Atatürk'e hakaret edildiğini öne süren CHP milletvekileri, aslında bütün Türk milletine hakaret ediyordu ama kimse bunun dile getirmiyor, getiremiyordu! ! CHP tam kafası kesilmiş tavuk örneği bir oraya bir buraya koşuyor, hükümet dakika başı karar değiştiriyordu..

(Yarın: İktidar Demokrat Parti'nin)