Savcýlarýn sicili iþte böyle bozuluyormuþ!

 
Paralel yapýnýn sicillerini bozarak terfi etmelerinin önüne geçtiði savcý ve hakimlerin anlattýklarý þaþkýnlýk yaratýyor. Paralel maðduru savcý anlatýyor: “Ýmzasýz e-postaya göre alkollü bir mekanda aþýrýya kaçarak darbuka çalmaya baþlamýþým. Sonra masa masa dolaþarak bahþiþ toplamýþým... Ýþte sicilim böyle bozuldu.”

 

Hatýrlayacaksanýz, Cumartesi günü ‘Pensilvanya’nýn HSYK seçim stratejisi’ baþlýklý yazýmý, Çarþamba’ya ‘sicil affý’ konusuyla devam edeceðiz diye bitirmiþtim.

Biliyorsunuz, Yargýda Birlik Platformu üyeleri  hafta Adalet Bakaný Bozdað ve Baþbakan Davutoðlu’na bir ziyaret gerçekleþtirdiler. Bu ziyarette platform üyeleri yargý mensuplarýnýn taleplerini üç baþlýk altýnda hükümet yetkililerine ilettiler.

Bunlardan en önemlisi 2010 yýlýndan bu yana, HSYK’ya isimsiz ve imzasýz gönderilen ihbar mektuplarýyla haklarýnda baþlatýlan soruþturmalar neticesinde sicilleri bozularak hayatlarý karartýlan yargý mensuplarýna yönelik ‘sicil affý’ meselesidir. HSYK’nýn elinde toplamda 10 bine yakýn dosya olduðu bulunuyor.

Bu dosyalar ikiye ayrýlýyor.

Paralel yapýya mensup olmayan yargý mensuplarý hakkýnda ivedilikle soruþturmalarýn ve incelemelerin baþlatýldýðý dosyalar.

Paralel yapýya yakýn yargý mensuplarý hakkýndaki iþleme konulmayan sümenaltý edilen dosyalar.

Ekrem Dumanlý’nýn anlattýðý gibi

 Yani, Ekrem Dumanlý’nýn 2009 yýlýnda gündeme getirdiði gibi ne zaman kamuoyunu yakýndan ilgilendiren kritik bir dava görülse ve ne zaman o dava sonuca doðru yürüse HSYK devreye giriyor ya zanlýlarý aklayýp paklýyor...

Ya da HSYK içindeki gücü elinde bulunduran ekip, korsan kararnameler ve korsan açýklamalar yapýp HSYK’nýn arkasýna sýðýnarak yargý camiasýný tehdit ediyorlar, kendilerinden olmayan savcýlar ve hakimlere dünyayý cehennem ediyorlar.

Evet, Ekrem Dumanlý aynen böyle yazýyordu 2009 yýlýnda.

12 Ekim’de yapýlacak olan HSYK seçimleri hem ülkenin kaderini belirleyecek hem de yargý mensuplarýnýn kaderini...

Bu seçimler, topluma adalet ve hukuk daðýtan yargýçlarýn maruz kaldýðý maðduriyetlerin giderilmesi açýsýndan önem taþýyor.

Peki, paralel yapýya mensup olmayan, paralel yapýyla iþbirliði yapmayan savcýlar ve hakimlerin ‘sicilleri’ nasýl bozuluyor.

Daha doðrusu ‘HSYK içindeki çete’ organize bir þekilde nasýl çalýþýyor.

Paralel yapý mensubu olmadýðý için sicili bozulan üç binin üzerinde savcý ve hakim olduðu söyleniyor.

Ben de bu maðduriyet hikayelerinin peþine düþtüm.

Okuduðunuzda inanamayacaðýnýz, ‘bu gerçek olamaz’ diyeceðiniz bir hikaye anlatacaðým.

Daha doðrusu hikayeler.

Öyle görünüyor ki, adliyesi olan her þehirde birden fazla buna benzer akýl almaz olaylar yaþanmýþ.

Meslek hayatlarýmýz bitirilmeye çalýþýldý

Maðduriyet yeri Ege’nin þirin bir ilçesi. Yýl 2011. Cumhuriyet Savcýsý Y. A’nýn sicilinin nasýl bozulduðunun hikayesini dinlediðimde inanamadým. Sürekli sözünü kesip “Bu anlattýklarýnýz doðru mu?” diye sordum, “Bu kadarý da fazla” itirazlarý yaptým dahasý “Ýyi ama bu çok komik deðil mi?” dedim... Ýnanamadým. Þaka gibi. Sit-com gibi. Hatta “Ya buna kimse inanmaz ama..” dediðimde Y. A ‘Ýyi de iþte bütün bunlarla bizim sicillerimiz bozulmaya çalýþýldý, bu saçma sapan, akýl dýþý iddialar için gittik savunma verdik, meslek hayatlarýmýz bitirilmeye çalýþýldý” dedi.

Araya girmeden, tüm hikayeyle baþbaþa býrakýyorum sizi.

2011 yýlýnda Cumhuriyet Savcýsý olan Y. A anlatýyor:

“Baþýma gelenleri ilk bir yýl algýlamaya çalýþtým. Yaþadýklarýmýn gerçek olmadýðýný, bir gün uyanacaðýmý ve aslýnda bütün bunlarý yaþamadýðýmý, bir kabus gördüðümü zannedeceðimi düþündüm. Yaþadýklarýmý kaldýramadým, antidepresanlar kullandým.

Her þey bir elektronik postayla baþladý.

HSYK’ya benimle ilgili hala ulaþamadýðýmýz ve kim olduðunu bilmediðimiz, Ýsmail adýnda, Yargýtay Onursal Emekli Savcýsý titriyle bir elektronik bir posta gönderilmiþ. Böyle bir unvanýn olmadýðýný söylemeliyim bu arada. Yargýtay Onursal Emekli Savcýsý olan bu kiþi ‘Burada bir savcý var. Adý Y. A Giyimi kuþamý gayet düzgün, hali tavrý yerinde birisi gibi gözüküyordu. Çok da hoþumuza gitmiþti ilk baþlarda. Sonra hakkýnda duyduklarýmla dehþete düþtüm. Bu Y. A meðer her gün bir yerde alkol alýp eðleniyormuþ, dýþarýda da mafya uzantýlý kiþilerle iletiþim halindeymiþ. Ýletiþimde olduðu mafyanýn adliyede dosyalarý varmýþ, onlarý kapattýðýna dair duyumlar aldým.

Hatta geçenlerde alkollü bir mekanda aþýrýya kaçmýþ, mekan sanatçýsýnýn elindeki darbukayý alýp çalmaya baþlamýþ, sonra da savcý Y. A masa masa dolaþarak bahþiþ toplamýþ. Böyle bir adamýn savcýlýk görevinde bulunmasýna nasýl müsaade ediyorsunuz? Hakkýnda soruþturma baþlatýlmasýný talep ediyorum.’

Bu e-posta üzerine HSYK derhal bir müfettiþ görevlendirdi. E. D. geldi, olayý soruþturmak için. Adliyeden iki kiþiyi dinlemiþ. Tabi ilçedeki alkollü mekanlarý dolaþmýþ, bütün bunlarý sonrasýnda öðrendik. Mekan sahibine ‘Siz bize söyleyin, bakýn tüm ilçe görmüþ onu darbuka çalarken, bahþiþ toplarken, siz görmemiþ olabilirsiniz, zaten görevden alacaðýz onu, hadi doðruyu söyleyin’ diyerek e-postada yer alan iddialarý doðrulatmaya çalýþmýþ ancak mekan sahibi reddetmiþ. Mekan sahibi söyledi sonrasýnda.

Müfettiþin raporu akýllara ziyan

 HSYK’nýn görevlendirdiði müfettiþin hazýrladýðý akýllara ziyan rapor HSYK’da. Ýddialarý gördüðümde inanamadým. Ben bir gözlükçüden de 15 tane gözlük almýþým, dahasý yemek yediðim yerlere para ödemiyormuþum... Ödediðimde de çok düþük hesaplar ödüyormuþum. Daha neler neler... Bütün bunlarla sicilim bozulmaya çalýþýldý.

Müfettiþ raporu hazýrladý. Raporda diyor ki ‘Soruþturma esnasýnda savcý Y. A’nýn baktýðý bin 500 dosya incelendi. Ýlgilinin incelenen dosyasýnda herhangi bir eksik ya da þaibeye neden olacak bir tespit yapýlmamýþ ise de ilgilinin ‘geniþ çevresi’ nedeniyle tarafsýz görev yapamayacaðý kanaati oluþmuþtur. Bu nedenden dolayý savcý Y. A’ya ‘Yer Deðiþtirme Cezasý’ verilmesini talep ediyorum.

Yer Deðiþtirme Cezasý, meslekten ihraç edilmekten sonraki en aðýr ceza oluyor, bu arada. Suçum ne? Yok. Delil, yok. Tanýklarýn kim olduðu belli deðil.

Raporun bu kýsmý ‘sicil’ bozmaya yönelik oluyor.

Terfi etmemin de önünü kestiler

Bununla kalmýyor elbette. Raporun ikinci kýsmýný yazýyor müfettiþ ve orada da ‘mesleki’ baþarýyý bozuyor. Bu þu demek, bizler 1. Sýnýf olduðumuzda Baþsavcývekili, Baþsavcý olabiliyoruz. Bunun önünü de iþte bu ‘Meslek Baþarýsý’ puanýyla bozuyor.

Raporun ikinci kýsmýnda akýllara ziyan þu sözler yer alýyor bakýn, “Her ne kadar ilgili hakkýnda bazý tanýklar lehte tanýklýk yapsalar da bu tanýklarýn beyanlarýný ciddiye almamak gerekiyor. Bu tanýklar savcý Y. A ile yakýn iliþkide olduklarýndan dolayý kendisini korumak amaçlý bu beyanlarý vermiþlerdir. Adliyede görev yapan tanýk Z ile tanýk Y’nin beyanlarý ilgili hakkýnda gerçeði yansýtmaktadýr. Ýlgili ‘geniþ çevresi’ nedeniyle mesleki anlamda kendisini geliþtirememiþ olup 66 notu verilmiþtir.’

Müfettiþ bana 66 notu yazarak terfi etmemin önünü kesti. Hem de benim 2009 yýlýnda ‘Mümtaz Defteri’nin birinci sýrasýnda terfi etmiþ olmama raðmen bunu yaptýlar.”

Bu kabusu yaþayan sadece ben deðilim

Ne hissediyorsunuz. Þaka gibi deðil mi? Ýnanamýyorsunuz.

Ancak deðil, þaka bir gibi saçma sapan iddialarla yargý mensuplarýnýn ‘sicilleri’ böyle bozuldu. Þu anda baþka bir þehirde savcý olarak görevine devam ediyor Y. A.

Kendisine “Siz tek miydiniz, bu muameleye maruz kalan” diye sordum. “Bütün bunlar benim baþýma gelirken sonra bir fark ettim ki, ben yalnýz deðilim. Bu kabusu yaþayan sadece ben deðildim. Cumhuriyet Baþsavcýsý da dahil olmak üzere benimle birlikte beþ arkadaþýmýz benzeri þeyleri yaþadýðýmýzý fark ettik.”

Þirin ilçenin adliyesinde bunlarý yaþayan elbette sadece savcý Y. A deðil.

O dönem Cumhuriyet Baþsavcýsý olan U. K ve ayný adliyede hakim olan eþi M. K’nýn yaþadýklarý da akýl alýr gibi deðil.

“Ýlçedeki filan mobilya maðazasýndan indirimli mobilya alýyor, adliyedeki diðer savcýlarý da o maðazadan mobilya almalarý için baský kuruyor” suçlamasýyla, U. K’nýn Cumhuriyet Baþsavcýlýðý unvaný alýnýrken, hakim eþi M. K ise ‘Evinin dekorasyonunu mafyadan birilerine yaptýrmak’la itham edilmiþ.

‘Çaycý kýza sarkýyor’ iftirasý

 Cumhuriyet Savcýsý M. D ve eþinin maðduriyeti tam bir bel altý. HSYK’ya giden ihbar mektubu ‘Çaycý kýza sarkýyor’ þeklinde olmuþ. Müfettiþ raporunda ise ‘Alkol alýp daðýttýðý, büfeden ücretsiz raký alýyor’ gibi akýllara ziyan iddialar yazýlmýþ.

Dönemin Cumhuriyet Baþsavcý’nýn yaþadýklarýný daha ayrýntýlý bir þekilde anlatacaðým.

Þimdi...

Savcý Y. A diyor ki...

“Bizim istediðimiz ‘sicil affý’ deðil. Sicil affý demek bizim suç iþlediðimiz demektir. Biz CMK’ya göre yeniden soruþturma istiyoruz. Kim bu bilinmeyen adamlar. Bu aslý astarý olmayan ihbar mektuplarý kimler tarafýndan yazýldý. Bizler gerçek tanýklar dinlensin dediðimiz halde HSYK’da neden kapýlar bize kapatýldý ve hangi gerekçelerle bizler infaz edildik. Bizler bütün bu dosyalara yeniden bakýlsýn istiyoruz. Sicil affý gerektirecek bir durumumuz yok bizim.”

Velhasýl, ben bu hikayeleri yazmaya devam edeceðim. Devam edeceðim ki, ülkenin kaderini belirleyecek olan HSYK seçimlerinin neden çok önemli olduðu anlaþýlabilsin ve HSYK içindeki organize çete ortaya çýkabilsin.

HSYK seçimleri önemli.

Önce bu ülkenin adalet ve hak daðýtan savcýlarý ve hakimlerinin yaþadýklarý adaletsizlik giderilecek ki, onlar da bu ülkenin insanlarýna hakkaniyetli bir þekilde adalet ve hak daðýtabilsinler.

Paralel örgüt tarafýndan, sahte ihbar mektuplarý, sahte tanýklarla sicilleri bozulmuþ savcýlar ve hakimlerin kiþisel hikayelerini anlatmaya devam ediyoruz.