Sayıların diliyle mutlu evlilikler

Bu köşeyi takip edenler, mutlu evliliklerle ilgili yazılarımın istatistik sayılarından daha çok görüşme içeriklerini aktarmak şeklinde olduğunu bilirler. Bugün biraz sayıların diliyle konuşacağım.

Hem başkaları tarafından mutlu eşler olarak algılanan hem de kendileri tarafından mutlu olduklarını beyan eden eşlerle yaptığımız görüşmelerden çıkan sonuçlardan bir de şu: İyi evliliklerde eşler mutlu ama her şey mükemmel değil. Mutlu evlilik çalışmamın sonuçlarının sayıların diline döktüğümde bu hal daha bariz açığa çıkıyor.

Anne ve babalarınızın birbirleri ile ilişkileri nasıldı?

İyi evliliklere sahip olanların yüzde 70’i kendi anne ve babalarının da evliliklerini iyi olarak tanımlarken, yaklaşık yüzde 30’u iyi olarak tanımlamadı. Bu sonucu şöyle yorumlayabiliriz: Anne babamızın evliliğinin iyi olması bizim de evliliğimizin mutlu olma şansını arttırıyor. Yalnız anne babamızın evliliklerinin kötü olması bizim de evliliğimizin kötü olacağı anlamına gelmiyor. Anlaşılan kötü evlilikler içinde yetişmiş çocukların bir kısmı bu ailenin kurbanı olurken bir kısmı da karşıt tepki göstererek evliliğine daha fazla sahip çıkıp, mutlu bir evlilik sürdürme gayretine giriyor ve bunu başarıyor.

Evliliğinizde memnun olmadığınız durum var mı?

Evliliklerini toplamda mutlu olarak tanımlayan eşlerin yaklaşık yüzde 60’ı evliliklerinde memnun olmadığı bir unsur olmadığını söylerken, yüzde 40’ı memnun olmadıkları unsur olduğunu söylediler. Memnun olmadıkları unsur olduğunu söyleyen kişiler ise şu üç alanı vurguladılar: Eşlerin sosyallik derecelerinin farklı olması, duygularını ifade etme düzeylerinin farklı olması ve daha az olarak da aileler ile ilgili yaşanan sorunlar.

Buradan benim çıkardığım sonuç şu: Bir evliliğin iyi/mutlu olabilmesi için her unsurunun mükemmel ve dört dörtlük olması gerekmez. Mutlu eşlerin de sorun yaşadıkları alanlar var.

Eşiniz ile benzer ve farklı özellikleriniz neler?

Mutlu eşler her açıdan birbirine benzeyen ikizler gibi değiller. yüzde 50’ye yakını  birbirlerinden farklı taraflarının olduğunu yüzde 30’u ise birbirlerine oldukça benzediklerini söylüyorlar.  Apayrı iki insan olacak düzeyde farklı olduğunu söyleyenlerin sayısı ise oldukça az. 

Benim çıkardığım sonuç şu: Kiminle evlenirsek evlenelim bir takım özellikler açısından farklı olmak kaçınılmaz. Mutlu eşleri mutsuz eşlerden ayıran şeylerden biri, farklılıklarını kabul edip idare etme becerisi göstermeleri.

Evlendiğinizden beri ne tür değişimler oldu?

Mutlu eşlerin yüzde 65’i evliliklerinin zamanla daha iyiye gittiğini, yüzde 30 civarı ise pek bir değişimin olmadığını söylediler.  Bu mutlu eşlerin bize öğrettiği en önemli şey ise “evliliklerin eninde sonunda kötüye gideceği” karamsar bakış açısının yanlış olduğunu göstermesi. Örneğin bu eşler şöyle dediler: “Daha iyi oldu zaman ile. Eşime sevgim ve saygım arttı Sivri parçalar törpülendi, daha uyumlu her şey”. Başka biri de: “Her şey daha iyiye gitti gidiyor. Olgunlaştık, törpülendik”.

Evliliğinizi çocuğunuzun olması nasıl etkiledi?

Kadınların yüzde 76’sı, erkeklerin de yüzde 85’i evliliklerinde çocuklarının olmasının çok iyi bir şey olduğunu bildirdiler. Bu kişiler çocukları; “neşe”; “mutluluk”, “hayatın tadı, tuzu” olarak tanımladılar. yüzde 10 civarı ise çocukların ilişkilerine özel bir etkisi olmadığını söylediler. Mutlu evlilerin yüzde 5’nin ise çocukları yoktu.

Kavga eder misiniz?

Mutlu eşlerin sayılarla ifade edilecek en önemli özelliklerinden bir ise yüzde 80’nin eşleriyle kavga etmediklerini zaman zaman kısa sureli tartışmalar yaşadıklarını söylemeleri. Aynı şeyi anlatıların dili ile şöyle anlattılar: “Kavga yok. Tartışma. En fazla iki gün. Yatak hiç ayrılmaz”; “Tartışma ya bizimki kavga değil. Bir ben söylerim bir o. Çok makul düzeyde yani”.  Bir başkası: “Kavga yok bizde, tartışma. En fazla da beş dakika yani. Genellikle de çocuk ile ilgili”. Bir diğeri:  “Tabii uyuşmazlıklar olmazsa olmaz ama derin değil bizimkiler. Kavga yok. Tartışma”.