‘Gündüz Kuþaðý Programlarý’ adý verilen televizyon programlarýndan haberiniz var mý?
Çocuklarýný okullarýna yollayan genç kadýnlarýn, evinde veya hastanede yatan hastalarýn, yolcularýn, bekleyenlerin, iþsizlerin, emekli olmuþ hanýmlarýn-beylerin, hasýlý iþte veya okulda olmayan herkesin bir arada olduðu çok geniþ -en geniþ-izleyici kitlesinden bahsediyoruz. Sabah 10 sularýnda baþlýyor bu programlar, saat 17 civarýna kadar sürüyor. 15-80 yaþ arasýna hitap ediyor gündüz kuþaklarý ve bu saatlerde televizyon seyretme oranlarý, diðer tüm saatlere göre daha yoðun. Ama her nedense; seyircisi, profesyonel hayatýn içinde kabul edilmediði için olsa gerek, bir tür yok sayýlan, bir tür varlýðý önemsenmeyen ilgisizlikle, lakaytlýkla malül. Bilmem hiç fark ediyor musunuz, neler konuþuluyor, neler tartýþýlýyor bu programlarda? Bakmalýsýnýz. Eðer nasýl bir sokakta yürüdüðünüzü, kimlerle metrobüse binip, hastane koridorunda bekleyip, lokantaya girdiðinizi bilmek istiyorsanýz, lütfen bu programlarý seyredin...
Özellikle büyük projelerle uðraþan siyasetçilerimiz, bakanlarýmýz, hatta özellikle Gençlik Bakanýmýz, Aile Bakanýmýz, bu programlara hassaten bakmalýlar. Biz dünyayý kurtarmaya çalýþýrken, evdeki büyük yangýndan habersiziz. Kýsýr siyasi kavgalarýmýzý, her þeyin esasýdýr zannediyoruz. Yanýlýyoruz. Oysa hayatý ýskaladýðýmýzda, siyaset zaten tedavülden düþüyor.
Ne yazýk ki gündüz kuþaðý televizyon programlarý, en geniþ sosyolojik profile hitap ettiði halde, marjinal, aþýrý ve hastalýklý örnekler üzerinden ve her gün saatlerce yayýn yapýyor. Baþtan savma, kaba saba, düþüncesizce, yýkýcý, marazi anlamda dedikodu saplantýcýlýðý ile gidiyor bu programlar. Ýnsanlarýn en mahrem ve kutsal deðerleri, þeref addettiði tüm kýymetler, ayaklar altýna alýnýyor. Spikerlerin ruhsuzluðu, programa eþlik eden avukat veya psikolog gibi yardýmcý elemanlarýn akýl almaz acýmasýzlýðýna da eklenince, tam bir ‘felaketler cehennemi’ne dönüyor bu programlar. Gündüz kuþaðý deðil sanki alacakaranlýk kuþaðý gibi, sürekli tecavüz ve iþkence anlatýlarýyla, ‘nasýl oldu anlatsana’ dürtüleri eþliðinde adeta orji ayinine dönüþen bu programlarda, jüri karþýsýnda itirafa zorlanan hastalýklý tipler mi ararsýnýz, DNA testlerine tabi tutulan yetiþtirme yurtlarýndan çýkma gençler mi ararsýnýz, ne kadar zayýf ve suistimale açýk kurban varsa, bu tür programlarýn aðýna düþüyor. Programcýlarýný hayretle seyredeceksiniz! Ne kadar soðukkanlýlar, ne kadar ruhsuzlar, tüm o tecavüzleri anlattýrýrken, tüm o cinayetleri dinlettirirken. Bu programlar, kötücülükle ve koðuculukla beslenen kan emici örümcekler gibi yapýþýyorlar ruh dünyalarýmýza... Ýnsanlýðýmýzý sömürüyorlar. Annelik, babalýk, evlatlýk, akrabalýk, komþuluk, arkadaþlýk, yurttaþlýk gibi tüm baðlýlýklar, itimatlar berhava oluyor. Ýnsan insanýn kurdu, ejderhasý, vampiri oluyor. Hukukta ‘þuyuu, vukuundan beter’ denilen tüm kötülükler yaygýnlaþýyor, seyirciye ve kamuoyuna sirayet ediyor.
RTÜK'ün ‘Televizyon Ýzleme Eðilimleri Araþtýrmasý-2018’ verilerine göre de kuþak programlarý, izleyicinin en çok rahatsýzlýk duyduðu program türleri arasýnda yer alýyor. Araþtýrmaya katýlanlarýn %46,3'ü"Sizi en çok rahatsýz eden program türü hangisi" sorusuna "Kuþak programlarý" demiþ. Ýzleyicilerin %73'ü bu programlarý "Genel ahlak ve aile yapýsýna aykýrý" buluyor. %48'i "Çocuk ve gençlere olumsuz örnek oluþturduðunu", %39'u "Özel hayatýn gizliliðine aykýrýlýk teþkil ettiðini", % 35'i "Milli manevi deðerlere aykýrýlýk taþýdýðýný", %18'i ise "ayrýmcý ve kutuplaþtýrýcý olduðunu" söylüyor.
Aile-Sosyal Politikalar ve Gençlik-Spor Bakanlarýmýz ne düþünüyorlar bu programlar hakkýnda? Saldým çayýra Mevlam kayýra demeyecekleri açýk da... Ne diyorlar... Doðrusu merak ediyoruz.