Amerikan emperyalizmi, içimize son 40 yýlda baþarýyla yerleþtirdiði bir casusluk ve terör örgütü üzerinden planladýðý 15 Temmuz kanlý saldýrýsýnýn “taktik” olarak baþarýlý olmasa bile “stratejik” açýdan baþarýlý olacaðýný düþünüyordu.
“Taktik baþarýsýzlýk”, milletin, Amerikan emperyalizminin 1 Dolar’lýk askerlerini derdest etmesidir. “Stratejik baþarý arayýþý” ise Türk devletinin yok olma sürecine girecek ölçüde aðýr darbe almasýdýr.
Bunu, Türk Silahlý Kuvvetleri’ndeki hýzlý toparlanma, Milli Ýstihbarat Teþkilatý’nýn bünyesindeki hainlerin temizlemesi, milli-yerli savunma sanayindeki kararlý üretim anlayýþý yýktý.
Emperyalizmin ve yerli iþbirlikçilerinin panik halleri bundandýr.
CHP kontenjanýnda seçilmiþ SP’li Cihangir Ýslam’ýn “gazi” Meclis’in kürsüsünden sergilediði ve 15 Temmuz’da emperyalist saldýrýyý göðüslemiþ milleti “batýl” ilan eden konuþma bunun sonucudur.
Çünkü FETÖ’yü 40 yýlda içimizde güçlendiren emperyalizm, 21’inci yüzyýla dönük planlamasýnda, yine bu örgüt üzerinden ve yine Türkiye’yi bir laboratuvar olarak kullanarak “akýþkan terör yapýlanmasý” çalýþmalarýný sürdürüyor.
Türk siyasetinin muhafazakar kesiminden CHP’ye transfer olmuþ Konya Milletvekili Abdüllatif Þener ile ayný partinin Ýstanbul Milletvekili Sezgin Tanrýkulu’nun “silahlý insansýz hava araçlarý” SÝHA’lara karþý tavýr sergilemeleri tesadüf olarak kabul edilebilir mi, hayýr.
Tanrýkulu’nun meþrebi bellidir, Amerikan-Ýngiliz ittifaký bayraðý altýna sýðýnmýþ PKK’nýn darbe almasýndan memnun deðil. Tanýyoruz onu, neyi, neden yaptýðýný biliyoruz.
Ama Þener’in Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Savunma Bakaný Hulusi Akar’a, “Sayýn Bakan, Cumhurbaþkanýnýn akrabasýnýn, damadýnýn orduya silah satmasý Anayasa’ya, kanunlara uygun mu” sorusu iþin farklý boyutudur.
Erdoðan’ýn damadý Selçuk Bayraktar, Sümeyye Erdoðan ile evlenmeden önce, Türkiye’nin ÝHA ve SÝHA’larýnýn üretimi, bunlarýn terörle mücadelede etkin kullanýmýnda aldýðý rol nedeniyle zaten tanýnan bir portreydi. Damat oldu diye o silahlarý satmadý. O, 2012 yýlýndaki Amerikan-Ýsrail ambargosu nedeniyle elinde kullanýlacak bir tane Heron kalmýþ bir devletin stratejik ihtiyacýný karþýlamýþ genç bir adam, niye uðraþýyorsun?
FETÖ’yü PKK’dan ayýran en önemli özellik, algoritmasýnýn sürekli deðiþime uðramasýdýr.
PKK, tipik 20’nci yüzyýl terör örgütüdür, katýdýr, kim kimdir ne yapar, hedefleri ne olabilir, tespit edebilirsiniz. FETÖ, sürekli deðiþen, deþifre olmuþ kesimini kaderine býrakýp, baþka bir zeminde ve hiç tahmin edilemeyecek isimlerle yeniden yapýlanan kimliðe sahiptir.
PKK, kaðýt üzerine çizilmiþ iki boyutlu bir plandýr, FETÖ, bilgisayar ekranýnda sürekli deðiþebilen bir 3D grafiktir.
Cihangir Ýslam, belli ki, eline tutuþturulmuþ o beddualarý kürsüden dile getirirken, benim gözümün önünde sürekli þekil deðiþtiren o 3 boyutlu grafik vardý.
Emperyalizmin “akýþkan” örgütleri ve “akýþkan” karakterleriyle karþý karþýyayýz…
Cihangir Ýslam-Sezgin Tanrýkulu-Abdüllatif Þener’i ayný hizaya getiren, bunlarýn baþýna da neo-con/Siyonist lobi doðrultusunda Cemal Kaþýkçý cinayetini ne yapýp edip Erdoðan’a yýkmaya çalýþan Kemal Kýlýçdaroðlu’nu yerleþtiren özel bir yapýdan söz ediyoruz. (Bu nedenle, Ömer Çelik’in, ‘Kýlýçdaroðlu Kaþýkçý cinayetini ört-bas etmeye çalýþýyor’ sözünü bir siyasi fantezi olarak görmeyin.)
FETÖ yarýn yine karþýmýza çýkacak, ama asla o adý taþýmayacak.
Yüksek ihtimal, emperyalizmin bugün Pensilvanya’daki elebaþý tarafýndan, “ölümle tehdit ettiði vatanseverler” giderek kendilerini yalnýz hissedecekler…
Dün FETÖ üzerinden Amerikan emperyalizmiyle iltisaklanmýþlar, yarýn “Sorosgiller” üzerinden ayný iliþkiyi sürdürecek, bunun da iþaret fiþeði, “Osman Kavala’ya özgürlük hareketi” olacak…
Býrakýn CHP, HDP ve ÝP’i, MHP ve AK Parti’den ne beklenmedik “dökülmeler” yaþayacaðýz…
Bakýn, Türk milletinin beka mücadelesi için ana zemin olan Cumhur Ýttifaký’na ne kadar “gýcýk” adam varmýþ, “madem sallandý, bir tekme de ben atayým” gayretini gösteren ne çok isim gördük…
Bu mudur… Budur…