Schwarzer Humor

Çoðu kamplarda yaþayan 200 bin Suriyeliye tahammül edilemiyor. Adamlar geleli daha iki sene oldu, ama þimdiden þikâyetin bini bir para. ‘Türken Raus’ diyen Neo-Naziler gibi bizde de ‘Suriyeliler Dýþarý’ diyen tipler türedi. Sadece marjinal tipler deðil. Genel geçer tipler de var aralarýnda. Ana muhalefet partisinin genel baþkaný bile var. ‘Kamptakiler neyse de, þehirlerimize yerleþenler dükkan mükkan açýyorlar, kavga mavga ediyorlar’ gibi laflar etmiþ geçenlerde. ‘Türkler iþyerlerimizi elimizden alýyorlar, bize uyum saðlayamayýp huzursuzluk çýkarýyorlar; çekip gitsinler!’ diyen yabancý düþmaný Alman siyasetçileri gibi. O bile böyle konuþunca, sokaktaki sýradan insanlar arasýnda Suriyeli mültecilere saldýran, onlarýn arabalarýný ve evlerini taþlayan, dükkanlarýný baþlarýna yýkan kimseler de çýkabiliyor tabii.

Frankfurt nüfusunun yüzde 40’ý yabancýdýr derler. Münih, Köln, Hamburg sokaklarýnda Türk’ten geçilmez. Türk dükkânýndan da geçilmez. Almanya’da Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ýyla, Boþnak’ýyla, Arnavut’uyla, Berberi’siyle, Pakistanlý’sýyla, Somalili’siyle 4 milyon civarýnda Müslüman yaþýyor. Türk toplumu Almanya’da 50’nci yýlýný doldurdu. Özelde Türklerin ve genelde bütün Almanya Müslümanlarý’nýn ýrkçý saldýrýlar dahil pek çok sorunu var, ama bizdeki geniþ bir kesimin iki senede 200 bin Suriyeli mülteciden -çoðu kamplarda, gözden ýrakta yaþadýðý halde- nasýl þiddetle yaka silktiðine bakarak “Bu iþ 50 sene sürse vaziyet nice olur” diye sormaktan kendimi alamýyorum ve þöyle diyorum: Suriyeli misafirlerimizle din kardeþiyiz, ayný tarihî arka plana sahibiz, aramýzda akrabalýk baðlarý var, ama bunlara raðmen 200 bin (veya bir rivayete göre 350-400 bin) misafirimize o kadar çok tahammülsüzlük var ki, böyle giderse dinleri ve kültürleri kendilerinden tamamen farklý olan Türklere þu veya bu þekilde 50 yýldýr tahammül eden Almanlarýn bize bakýþlarýndaki çarpýklýklarý eleþtirme hakkýmýzý kaybedebiliriz!

Þimdi, böyle bir hissiyatla konuþmuþum ve kara mizah yaparak “Almanlar ne mübarek adamlarmýþ ki bize 50 yýldýr tahammül ediyorlar” demiþim. Böyle giderse biz onlar kadar bile olamayacaðýz demeye getirmiþim. Ve, böyle giderse bizdeki Neo-Nazilerin Almanya’daki Neo-Nazileri aratabileceði yönünde de bir espri yapmýþým, kara mizahý iyice abartarak. Allah aþkýna söyleyin; kara mizah olduðu belli deðil miydi? Bunlarý ciddi olarak, kalpten söylediðime inananlar var mý gerçekten?

Varmýþ! Ýnanýlýr gibi deðil, ama var gerçekten. Hem de, Almanya ve dahî bütün Avrupa Türkleri arasýnda “Bize hakaret eden Hakan Albayrak özür dilesin” kampanyasý baþlatacak kadar çok ciddiye almýþlar o kara mizahý. Belki o zevatýn içinde dilimize yeteri kadar hakim olmayan kimseler vardýr diye kara mizahýn Almancasýný da yazayým: Schwarzer Humor kardeþim, Schwarzer Humor! (Almanca hamiþ: Als Schwarzer Humor wird Humor bezeichnet, der normalerweise als ernst betrachtete oder makabre Themen wie Verbrechen, Krankheit und Tod in satirischer oder bewusst verharmlosender Weise behandelt. / WIKIPEDIA)

Yine de, kara mizahtan anlamayan ve bu saçmalýðýn gerçek olduðuna inanýp incinenlerden özür dilerim tabii.

Bir de “Hakan Albayrak Alevilerden özür dilesin” diye baðýrýp çaðýranlar var. Ne münasebet! Ben Alevi cemaatini veya cemaatlerini nerede, ne zaman, nasýl hedef almýþým ki Alevilere özür borcum olsun? Ben nerede, ne zaman, nasýl mezhepçilik yapmýþým ki ondan ötürü özür dileyeyim? ‘Beþþar Esed bizim mezhepten, öyleyse biz onunla beraberiz ve onun düþmanlarýna düþmanýz’ diyerek mezhepçilik yapanlara duyduðum tepkiden bahsediyorsanýz, o tepkimden vazgeçmem. Hak ve bâtýlýn apaçýk ayrýldýðý bir Furkan anýnda bâtýldan yana tavýr koyan veya haktan yana tavýr koymaktan geri durup bâtýlýn ekmeðine yað süren Sünnilere de -isterlerse anlý þanlý ‘Ýslamcý kanaat önderleri’ olsunlar- tepki gösteriyorum ve göstermeye devam edeceðim inþaallah.

Bir þey daha: “Buraya gelen Suriyelilerin arasýnda teröristler var”mýþ da bilmem neymiþ de bilmem ne... O terörist dedikleri -Esed’in ajanlarý dýþýndakiler- þerefli hürriyet savaþçýlarýdýr, ama bir an için onlarý terörist kabul edelim. Ýçlerinde teröristler var diye bütün Suriyeli mültecileri sýnýr dýþý etmemiz gerektiðini savunanlara soruyorum: Reyhanlý’da o bombalarý patlatarak 50’nin üzerinde masum insaný hunharca katleden alçaklarýn Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarý olduklarý kesinleþtiðinde, onlarýn nüfusa kayýtlý olduklarý yerlerdeki ahaliyi de topluca cezalandýrmayý savunacak mýsýnýz?