
Şebek: 1. Afrika'da yaşayan, bâzı türlerinin kuyrukları uzun, bâzı türlerinin kısa, tüyleri parlak kızıl, kül rengi veya esmer siyah renkte olan maymunlara verilen ortak isim.
2. Çok çirkin kimse.
3. Maskara.
Maskara: 1. Tuhaflıklar yaparak çevresini eğlendiren, hoş, sevimli, şaklaban (kimse).
2. Şeref ve îtibârını ayaklar altına alıp gülünç duruma düşmüş kimseler için "soytarı, kepâze, rezil, haysiyetsiz" anlamlarında kullanılan hakaret sözü.
Maskara etmek:
1. Bir kimse veya bir şeyi gülünç ve haysiyet kırıcı duruma düşürmek, rezil etmek, alay konusu hâline getirmek.
2. Berbat etmek, bozmak. (Kubbealtı Lugat'dan)
Yıl biterken o yılı anlatan bir kelimeyi veya kavramı belirlemek için anketler düzenleniyor. Benim yılı değil de içinde bulunduğumuz çağı tanımlayacak bir teklifim var: Şebeklik çağı!
Sosyal medya ile birlikte şebeklik patlaması yaşadık. Bir virüs gibi dünyayı sardı. Artık bir organımız hâline gelen cep telefonuyla kendini çekenler 'muzu soymadan yiyorlar'; hâlbuki gerçek şebeklere muzu uzattığınızda ilk önce kabuğunu soyuyorlar...
Sosyal medya şebekleri bir ara form olsa gerek; tersinden tekamül etmişler!
Sadece sosyal medya değil televizyon kanalları da şebeklerden geçilmiyor. Gündüz kuşağındaki programlarda her gün resmî geçit yapıyorlar. İzlenme oranları oldukça yüksek. Boşu boşuna "Şebeklik Çağı" demedim, günümüzün geçer akçesi.
İzlendikçe televizyon kanalları da coşuyor, üst üste şebeklik programları yayınlıyor. "Ne yapıyorsunuz yahu; kötüyü, çirkini, yanlış değil iyiyi, güzeli, doğruyu yayan programlar yapın" denildiğinde de "Ne yapalım, halkımız istiyor" diyorlar. Peki, o zaman şu azim sual insanın dilinin ucuna geliveriyor: "Yarın halk başka bir şeyler de isterse verecek misiniz?"
Hastalık vb. sebeplerden bu sıralar evde daha çok vakit geçirdiğimden kanal kanal gezip televizyonda neler olduğunu daha net görme imkânım oldu. Aman Allah'ım, bu nasıl bir rezalettir. Cinayetler, aldatmalar ve bırakın sıradan bir insanı şeytanın bile aklına gelemeyecek türlü türlü şenaatlar normal, günlük hayatın bir gerçeği gibi anlatılıyor. Diğer şebeklerin aklına muz kabuğu düşürülüyor!
İnsan olmanın gereği olan asgari ahlâkî ölçülerden bahsetmek garipseniyor. Şebeklik çağında insan kalmaya çalışmak büyük cürüm!
Birkaç hafta önce "Batı'nın kırılgan yüzyılı ve medyanın yeni imtihanı" başlıklı yazımda, Toplumsal Etki Değerlendirmesi teklifinde bulunmuştum ve şunları yazmıştım: "Türkiye, tarihsel ve coğrafi hafızası nedeniyle kırılganlıkları Batı'dan daha erken fark eden bir ülke. Bu bir zayıflık değil; tam tersine bir avantaj. Bizde aile yapısı hâlâ direnç üretir. Toplumsal dayanışma hâlâ yük taşır. Kültürel bağ hâlâ toplumun sinir uçlarını birbirine bağlar. RTÜK'ün yayıncılık alanındaki rolü de tam burada belirginleşiyor: Sadece denetlemek değil, toplumsal direnci zayıflatabilecek kırılganlıkları daha oluşmadan görmek, ekrana düşen her hikâyenin hangi toplumsal sinire değdiğini fark edebilmek. (...) Toplumsal Etki Değerlendirmesi bir lüks değil; yeni dönem medya ekosisteminin zorunlu güvenlik mekanizmasıdır. Çünkü bazı içerikler bir binadan daha hızlı yükselir, daha geniş bir alanı etkiler ve bazen bir şehrin değil bir ülkenin geleceğine dokunur."
Evet, insan olma haysiyetini hâlâ gururla taşıma gayretinde olanlar bir olup şebeklik çağında insanlık devrimini gerçekleştirmeliler. Şebekler cehenneminden çıkış muhakkak olacaktır, insanlık kazanacaktır.