Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

Seçilen ilk Cumhurbaþkaný zaten baþkan olmayacak mý?

Mevcut parlamento aritmetiðinden yeni anayasada baþkanlýk veya yarý baþkanlýk sistemi çýkmasý zor görünüyor. Bunun temel sebebi de partilerin siyasal sistemin felsefesine sadakatleri deðil, bir baþkan adaylarýnýn olmamasýdýr. Görünür gelecekte de kendilerine yakýn bir ismin halk tarafýndan seçileceðine dair bir tahmin ve inançlarý yoktur. Aritmetik olarak iktidara en yakýn durumda bulunan CHP’nin de nihayet en heyecan verici gelecek senaryosu üçlü bir koalisyondan ibarettir.

Sadece iki günlük baþkanlýk tartýþmasý bile bir kez daha AK Parti iktidarýnýn muhalifleri tarafýndan yakýn, hatta uzak vadede kabullenilmiþ olduðunu bir kez daha göstermektedir.

Siyasal güç tablosu böyleyken de baþkanlýk/yarý baþkanlýk sistemi arayýþlarý doðal zemininden kolaylýkla kayacaktýr.

“Baþkan” denince akla gelen ilk ismin Tayyip Erdoðan olmasý, ikinci ve üçüncü isimlerin sayýlamamasý tartýþmalarý daha ilk baþtan, “Bu yetkileri Erdoðan’a vermeli miyiz?” sorusuna düðümlüyor.

Ama mesele Erdoðan’ýn siyasal kimliði deðil...

En erken tarihi baþlangýç olarak kabul edersek baþkanlýk sistemi 80’li yýllarýn baþýndan itibaren aktif bir þekilde tartýþýlýyor. Bu arzuyu uyandýran temel gerekçe ise, 12 Eylül anayasasýnýn, 12 Eylül 2010 referandumuna kadar sahip olduðu siyasal alaný daraltan omurgasýydý. Seçilmiþ iktidarlarý vesayetle köþeye sýkýþtýran ve vasi kurumlarýn egemenliðini her þartta garanti eden anayasal yapý, çýkýþ için baþkanlýk sistemini adeta alarm ediyordu.

Bu yapýnýn kýrýlmasý için referandumdan önceki ilk adým 2007’de Cumhurbaþkaný’ný halkýn seçmesi kararýyla atýldý. Ki, hiç þüphesiz bu bir devrimdi. Ne kadar önemli bir siyasal adým olduðunu kural uygulanmaya baþlandýðýnda göreceðiz.

Ancak, bu kuralýn uygulanmasýnýn önünde yapýsal ve dolayýsýyla anayasal engeller vardýr. Çünkü, anayasa neticede parlamenter sisteme göre tanzim edilmiþtir ve halkýn seçtiði cumhurbaþkaný olgusu, metne sadece monte edilmiþtir. Beraberinde yeniden yetki paylaþýmý yapýlmamýþtýr.

Yeni anayasa ihtiyacý olmasaydý bile, anayasanýn Cumhurbaþkaný’nýn yetkilerinin artýrýlmasý; parlamento ve hükümetle arasýndaki güç trafiðinin paylaþtýrýlmasý açýsýndan muhakkak surette deðiþtirilmesi gerekecekti.

Þimdi elde daha büyük bir fýrsat vardýr. Sýfýrdan yeni bir anayasa...

Yeni anayasa yapýlacaktýr ama Cumhurbaþkaný’ný halkýn seçmesi seviyesinden geri gidilecek deðildir. Ýster baþkanlýk sistemi olsun ister olmasýn, yeni anayasada da Cumhurbaþkaný’nýn seçimi esasý 2007’de yine bir referandumla kabul edildiði þekliyle kalacaktýr.

Dolayýsýyla, yeni anayasa yapýcýlarýnýn önünde de “halk desteði”ne haiz bir Cumhurbaþkaný’ný yetkilendirmek sorumluluðu vardýr. Tersi düþünülemeyeceðine; yani, halkýn seçtiði Cumhurbaþkaný’nýn yetkilerinin azaltýlmasý seçim mantýðýna aykýrý olacaðýna göre yetkiler artýrýlmak zorundadýr. Bu da neticede, yarý baþkanlýk sistemi demek olacaktýr.

Tartýþýrken unutmayalým... Baþkanlýk veya yarý baþkanlýk sisteminin fitili 2007’deki anayasa deðiþikliðiyle ateþlenmiþtir.

Seçilecek ilk Cumhurbaþkaný’nýn profili ne olacak peki? Arkasýnda en az yüzde 51 halk desteði olan, siyasal sistemin en güçlü kiþisi...

Yani, mevcut anayasanýn Cumhurbaþkaný’na verdiði yetkilere ilaveten bir de doðrudan halkoyunun saðladýðý çarpan etkisi olacaktýr.

Deðil Erdoðan, hiçbir Cumhurbaþkaný bu pozisyonu dar anlamda yorumlamayacaktýr. Kaldý ki, toplumun da Çankaya’dan beklentileri tabiatý gereði artacaktýr. Sistem üzerinde aðýrlýk koymasý, kriz noktalarýna müdahale etmesi ve her mesele için daha çok mesai harcamasý beklenecektir. Dolayýsýyla, halkoyuyla seçilen ilk Cumhurbaþkaný hem yetki alaný hem de hal ve hareketleriyle kaçýnýlmaz olarak bir yarý baþkan olacaktýr.

Þu halde, anayasa yapýcýlarýnýn Çankaya ile parlamento/hükümet arasýndaki güç paylaþýmýný sistemin aksamayacaðý þekilde tanzim etmesi hayati önem arzetmektedir. En kritik mesele budur.

O sistemin adýný, baþkanlýk, yarý baþkanlýk veya cumhurbaþkanlýðý sistemi koymak ise baþka mesele...