82 Anayasasý darbe ürünü bir anayasa. Özü itibariyle anti-demokratik olan bu anayasa “Yeni Türkiye”nin gerçekleriyle örtüþmüyor. Yeni Türkiye’nin seçilmiþ bir cumhurbaþkaný var. Ama “Eski Türkiye”nin darbeci anayasasýnda cumhur tarafýndan Türkiye’nin reisi olarak seçilen ilk cumhurbaþkanýnýn yetkilerini belirleyen bir tek madde yok. Anayasanýn ilgili hükümleri meclis tarafýndan seçilen cumhurbaþkanlarýnýn görev ve yetkilerini belirliyor.
Eski sistem yok hükmünde
Türkiye’de sistem deðiþmiþ.
Halk doðrudan kendi reisini seçmiþ ama o eski Türkiye’nin zaptiyeleri hala verili anayasanýn yeni gerçeklikle alakalý olmayan maddeleri üzerinde tepinip duruyorlar. Oradan anlamsýz ve gereksiz çýkarýmlar yaparak siyaseti bulandýrmaya çalýþýyorlar. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Bakanlar Kurulu’na baþkanlýk edeceðini açýklamasý üzerine muhalefet partileri eski anayasaya sýðýnmaya baþladýlar. Eski anayasanýn “gerekli gördüðü takdirde” diye baþlayan açýk hükümlerini görmezlikten gelerek “olaðanüstü hal” vb. ifadeler üzerinden seçilmiþ cumhurbaþkanýnýn þahsýnda millet iradesini geçersiz kýlacak giriþimlerde bulundular.
Öncelikle ve önemlilikle þunun görülmesi gerekiyor: Mevcut anayasa seçilmiþ cumhurbaþkanýnýn yetkilerini tarif etmiyor. O yüzden seçilmiþ cumhurbaþkanýnýn yetkilerinin “doðrudan seçim”le gelen devlet baþkanlarýnýn yetkilerine denk bir biçimde yazýlmasý gerekiyor.
Fiili durum: Baþkanlýk sistemi
Hiç kimse oraya buraya çekmesin. Þu an içinde yaþadýðýmýz sistemin adý, “Baþkanlýk Sistemi”dir. Halkýn kendi (ülkesinin) reisini doðrudan seçtiði sistemin adý budur. Ama anayasamýz bu fiili gerçekliðin dýþýnda. Fiili gerçekliðimiz ile anayasamýz ters düþüyorsa ne yapmalýyýz? Anayasamýzý halkýmýzýn istediði ve içinde yaþamak istediði sistemle uyumlu hale getirmeliyiz. Bunun baþka bir yolu yok. Cumhur onca kumpasa raðmen sandýkta kendi tercihini ortaya koydu.
Cumhurun verdiði mesaj gayet açýktý: Beni ve ülkemi Recep Tayyip Erdoðan yönetsin.
Padiþahlýk mý?
Baþkanlýk sisteminin bir tek modeli yok elbet. Yarý baþkanlýk modeli de var.
Ayrýca ülkelerin kendi tarihsel, siyasal ve toplumsal gerçekliklerine göre yeni modeller de pekala geliþtirilebilir... Yeter ki erkler ayrýlýðýna halel gelmesin. Yeter ki erklerden biri, sözgelimi Yargý erki, yasamanýn ve yürütmenin üstünde bir vesayet kýlýcý gibi dikilmesin. Baþkanlýk ve yarý baþkanlýk sistemlerinde yürütme her þey demek deðildir. Baþkan, Padiþah/Kral deðildir. Yasama ve yargý en az yürütme kadar fonksiyonel ve etkilidir.
Baþkanlýk sistemi, yürütmenin tekleþtirilmesidir bir anlamda. Dolayýsýyla erkler ayrýlýðý, fonksiyonel bir bütünlüðe kavuþturulmuþ oluyor.
Baþkanlýk sistemli
yeni Anayasa
Halkýn istediði bu: Yürütmenin tekliði...
Bu sistemik deðiþikliði bir tek AK Parti gerçekleþtirebilir. Çünkü kendi halkýnýn tercihleri ve talepleri doðrultusunda siyaset yapan tek parti, AK Parti’dir. 2015 seçimlerinde baþkanlýk veya yarý baþkanlýk sistemini esas alan demokratik ve özgürlükçü yeni bir anayasa talebiyle halkýn karþýsýna çýkmak büyük bir önem arz ediyor. Þimdiki durum, fiili gerçeklikle verili anayasal gerçekliðin çatýþtýðý sorunlu bir durumdur.
CHP’nin teamülü tarihsel ironi
Cumhurbaþkanýnýn mevcut anayasada kendisine tanýnan yetkileri dahi kullanmasýna karþý çýkan güçler, eski Türkiye’nin vesayet artýklarýdýrlar. Teamül diyen CHP’nin ne hikmetse Gazi Mustafa Kemal’in ve Ýsmet Ýnönü’nün hangi mekanlarda, hangi sýklýkta ve hangi þartlarda Bakanlar Kurulu’na baþkanlýk ettiðini görmemesi ise tam bir ironi.
O yýllarý kendileri için “asr-ý saadet” olarak gören CHP’lilerin aðýzlarýndan çýkan söze dikkat etmeleri gerekmez mi?
Vesayet neyin nesidir?
Seçilmiþ Cumhurbaþkanýnýn Bakanlar Kurulu’na “gerekli gördüðü takdirde” baþkanlýk etmesi “vesayet”le açýklanabilecek bir durum deðildir. Cumhurbaþkanýnýn bu yetkisini “vesayet” algýsý oluþturmayacak bir biçimde kullanmasý gerektiðini söylemek ise ayrýca manidardýr. Cumhurbaþkaný bu yetkisini ne þekilde ve hangi sýklýkla kullanýr bilemem, ama bildiðim bir þey var ki o da bizim aramýzda “vesayet” gibi bir kavrama yer olmadýðýdýr. AK Parti hareketinin liderini ne biz, ne de aziz milletimiz Baþkanlýk Sarayý’na sýkýþýp kalsýn diye seçmedik.