Seçim öncesine eyvallah da...

Her genel seçim öncesi siyasi hayat normalin biraz dýþýna kayar; partiler ve adaylar tutamayacaklarý vaatlerde bulunabilir, kendilerini cilâlar da cilâlar, rakiplerini yerin dibine batýrdýkça batýrýr... Seçim günü gelir, sandýklar açýlýr, her þey normale döner...

Yerel seçimler daha proje-temelli kampanyalarla geçer; seçmenlerin temel doðrultularýndan fazla sapmadan daha icraat-öncelikli tercihlerde bulunmasý beklenir... Genel baþkanlar düzeyinde kýyasýya rekabet görülse de, yerel adaylar açýsýndan seçimden birbirinin yüzüne bakacak bir nezaket çerçevesinde çýkýlýr genellikle...

Bu seçime yýllanmýþ gözlemleri boþa çýkartacak bir ortamda gidiliyor. Ýcraatlara dönük fazla bir açýklama çabasý hiçbir partide yok. Kýyýcý ve dýþlayýcý bir dil hâkim her partiye; sonuç ne olursa olsun, seçimden sonrasýnda da kavga ve gürültü eksik olmayacak hissi veriliyor. Kazanan aday, ipi ilk göðüsleyecek partinin lideri sevinemeyecek; daha doðrusu diðerleri onu sevindirmemekte kararlý görünüyor...

‘Diðerleri’ içerisinde siyasi hayatta temsil edilmeyen, partilerle bugüne kadar doðrudan iliþkisi bulunmamýþ bir çevre de var. Seçimlerin öncesinde gündemi onlar belirliyor, seçimden sonra nasýl bir ülke tablosuyla karþýlaþacaðýmýza da sanki onlar karar verecek...

Alýnan izlenim bu...

Sorun þu: Ýlk kez bu seçimde yaþanan çok ellerin siyasete müdahalesi kafalarý daha da karýþtýrýyor. Kimbilir kaçýncý seçim kampanyasýný yakýndan izliyorum, hiç bu kadar çok bilinmeyenli bir seçim ortamý hatýrlamýyorum...

Kamuoyu yoklamalarý da, herhalde bu yüzden olacak, birbirinden farklý sonuçlar vermeye baþladý...

Araþtýrma firmalarý sonuçta yüzlerini morartacak, itibarlarýný sýfýrlayacak bir yanlýþlýða bile bile imza atmayacaklarýna göre, ilân ettikleri sonuçlar arasýndaki uçurum, günden güne farklýlaþan seçmen tavrýyla ilgili olmalý. Bir günden diðerine kanaat deðiþir mi? Deðiþiyorsa, hiç mi hiç þaþýrmayacaðým...

Siyasetle doðrudan iliþkisi bulunmamýþ, ama bu seçime aðýrlýðýný koymuþ çevre hayli dolaylý biçimde kullanýyor etkisini ve bu da zaten karýþýk olan kafalarý daha da karýþtýrýyor...

Bu durumun þimdi fazla önemli olmayan, ancak seçim sonrasýndaki atmosferi zehirleyecek bir meþ’um tehlikesi var: Önceki seçimlerde birbirine yakýn sonuç beklentileri vardý ve sandýklar açýldýðý zaman ortaya çýkan tablo, birkaç puan artý veya eksiyle beklentilere uygun gerçekleþmekteydi. Araþtýrma sonuçlarý arasýnda giderek açýlan farklýlaþma yüzünden, seçim sonrasý atmosferi zehirlenebilir.

Öyle bir durum kimin iþine yarar, tahminde zorlanýyorum; ancak tahminde hiç güçlük çekmediðim, seçim sonuçlarý üzerinde baþlayacak muhtemel bir tartýþmanýn kimin iþine yaramayacaðýdýr: Türkiye’nin iþine yaramayacak...

Demokrasilerde temel miyar seçimlerdir. Saçýnýn ak mý kara mý olduðunu merak eden müþteriye, berberin, ‘’Bekle, biraz sonra önüne düþtüðünde görürsün’’ dediði gibi, kendisinin milletteki karþýlýðýný merak eden partiler, durumlarýný, oylar sandýða yansýdýðýnda görürler...

Ne demek istediðim açýk: Seçim öncesi kafalarý karýþtýran geliþmeleri milletçe sineye çekiyoruz; sonuçta sandýða düþen bizim oyumuz ve siyaset oyununun hakemi de biziz...

Partiler ve destekçileri sandýðýn çözümüne razý olmak zorundalar...

Þunun þurasýnda bir haftadan biraz fazla bir süre kaldý; iþi tadýnda býrakmalý...