Ne oldu? Galiba söylenebilecek ilk þey, siyasete siyaset dýþý müdahaleye milletin tepki gösterdiðidir... Yalanla, dolanla ve sonunda en mahrem devlet konuþmasýnýn dinlenip yayýnlanmasýyla kanaatleri deðiþtirebileceklerini sananlar, Türkiye’nin istedikleri sonucu alabildikleri baþka ülkelerden farklý olduðunu anladýlar...
Umarým, anlamýþlardýr...
Türkiye 150 yýldan uzun bir süredir sandýklý bir sistemle yönetiliyor; sandýða gitme ve kendimizi yönetmesini istediðimiz kadrolar için oy kullanma alýþkanlýðýmýz hayli zengin. Askeri müdahalelerle demokrasinin kesintiye uðratýldýðý dönemleri geride býrakmanýn yolunu da her zaman bulmuþ bir milletimiz var. Vesayeti, evet Ak Partili dönemde geride býraktýk ve bunda iktidar partisinin rolü çok belirleyici; ancak Ak Parti’ye o misyonu veren de yine bu milletti...
Aslýnda ‘yerel’ tercihlerin belirlemesi beklenebilecek bir seçimin, ardýndan gelen cumhurbaþkanlýðý ve genel seçimlerin akýbetini de etkileyecek biçimde manipüle edilmek istendiðini anlayýnca millet... Gerekli cevabý sandýk baþýna giderek vermeyi bildi.
Þunu bilemiyoruz: Acaba CHP (bir noktaya kadar MHP de) siyaset dýþýndan uzatýlan yardým elini kabul etmek yerine kendi güçleriyle bu seçim sýnavýna gitselerdi, sonuç þimdikinden farklý olur muydu? Ýradeleri üzerine ipotek konmak istendiði için alarma geçmek yerine, seçmenler, serbest iradeleriyle hareket etselerdi, belki de sandýktan çok daha deðiþik bir tablo çýkabilirdi...
Galiba bu seçimin kesin maðlubu olan CHP, esas ‘tarihi yanýlgýyý’, tabanýna, dýþarýdan uzatýlan eli sýkarak þimdi yaþattý...
Ak Parti seçmeninin zihnini karýþtýrma amacýyla yapýlan siyasete siyaset dýþý müdahale, öyle anlaþýlýyor ki, CHP seçmeninin partisine olan inancýný zayýflattý... Kemal Kýlýçdaroðlu partisine iktidar yolunu açacaðý beklentisiyle girdiði yanlýþ ittifaktan, daha önce CHP’li baþkanlara sahip bazý illeri de kaybederek maðlubiyetle çýktý.
Bu günden itibaren CHP’de ciddi bir sorgulamanýn baþlayacaðýný tahmin edebiliriz...
MHP bazý illerde belediye baþkanlýklarýný kazanmýþ olsa bile, Türkiye genelindeki oylarýný beklendiði kadar artýramadý. MHP’nin en büyük kazancý, CHP’nin yeni ittifakýyla girdiði yoldan rahatsýzlýk duyan geleneksel seçmeninin ilk tercihi olabilmeyi baþarmasýdýr. Bu seçimde istediði kadar olmasa bile, bundan sonrakilerde, CHP’nin geleneksel seçmeni MHP’yi sevindirebilir...
HDP ve BDP çizgisi bu seçimden de yine bölgesel bir siyasi bir güç olarak çýkmayý baþardý. Belki de önümüzdeki dönemde en fazla o çizgiyi konuþacaðýz.
Seçim sonrasýný ele alan bir deðerlendirmede medyadan söz etmezsek o deðerlendirme eksik kalýr.
Hemen söylenebilecek olan þudur: Bu seçimin en ciddi kaybedeni kendisini sürekli ‘merkez’ olarak tanýmlayan medyadýr; tabii ona lojistik destek saðlayan ‘müttefik’ bir medya gücü- nü de unutmadan...
Ne hikmetse, ‘merkez’ iddialý medya, hep kendi gücünü abartarak bugüne geldi; aslýnda toplumla ters düþtüðünü, ‘marjinal’ bir konumda olduðunu saklayarak... Bu seçim o medyanýn yüzündeki maskeyi düþürüverdi.
Seçimde sürpriz var mý? Bu seçim bütünüyle bir sürprizdir, artýk milletin demokrasiye sahip çýktýðýný herkese gösteren bir sürpriz...
Bugünden itibaren önümüze daha olumlu bakabiliriz.