CHP’li 15 vekilin “zorunlu hizmet” için ÝP’e kiralanmasýna gerekçe gösterilen “seçim yolu açma çabasý”nýn ucuz bir demokrasi þovu olduðu ortaya çýktý.
Çünkü YSK Baþkaný Güven, partilerin seçime girme karnelerini Yargýtay’ýn düzenlediðini belirterek, oradan gelecek tespitleri esas alacaklarýný kameralar önünde deklare etmiþti.
Yargýtay da ÝP’in seçime girebileceðini iki gün önce ilan etmiþ, Meral Akþener de partililerine müjdeyi vermiþti!
Buna raðmen “YSK farklý açýklama yapabilir endiþesi” çok zorlamadýr.
Kaldý ki, YSK “ÝP seçime giremez” dese bile, sonrasýnda 15’ler operasyonunun yine yapýlabileceði, “grup kuran ÝP’in, oy pusulasýnýn basýmýndan önce yapacaðý itiraz ile seçime dahil olacaðý”, önde gelen hukukçularýn açýklamalarý ile sabittir.
Yüz yýllýk partinin bunlarý bilmemesi mümkün deðildir.
Tam aksine YSK’nýn, “ÝP seçime girebilir” diyeceðini iyi bildikleri için alelacele bu operasyonu yaptýlar.
Çünkü asýl mesele Akþener’in cumhurbaþkanlýðý adayý olabilmesi ve CHP ile bu konuda yapacaklarý iþbirliðine zemin hazýrlanmasýdýr.
Daha 4 ay önce “CHP ile ittifak yapmam” diyen ve 40 gün önce ise “Grup kurmak için abidik gubidik iþler yapmayacaðýz, 100 bin imzayla çýkacaðýz” diyen Akþener nasýl oldu da bu kadar çabuk fikir deðiþtirdi?
Peki, milletvekili transferini, “karaktersizlik” olarak tarif eden ve yasaklanmasý için kanun teklifi hazýrlatan Kýlýçdaroðlu, bunlarý nasýl unutuverdi de CHP, bir Pazar günü, 15 vekilini aðlata aðlata adeta gelin alayý gibi kendi elleriyle götürüp ÝP’in önüne diziverdi.
Bu tespitlerden iki anlam çýkar:
1- Bu operasyon, “24 Haziran” kararýndan sonra kurgulanmýþ.
2- Kýlýçdaroðlu ve Akþener, önceki açýklamalarýnýn tamamen zýddý bir yöntemi uygulamak zorunda býrakýlmýþ.
Bunu ise ancak her iki lider üzerinde “etkisi ve yetkisi olan” bir güç yapabilir.
***
Peki ne yapýlmaya çalýþýlmaktadýr?
Bütün çabalarýna raðmen cumhurbaþkanlýðý sistemini engelleyemeyenler, ilk uygulamasýnýn Erdoðan tarafýndan yapýlmasýný mutlaka engellemek istiyor.
Amaç 7 Haziran operasyonunun 24 Haziran versiyonudur.
Kýlýçdaroðlu’nun “Haziran ve kiraz mevsiminde gülen Türkiye” güzellemeleri boþuna deðildir.
7 Haziran’da hedef Türkiye’yi daha iyi yönetmek deðil, AK Parti’yi düþürmekti. Yani daha iyisini yapmak deðil, siyasi desteði çekerek Erdoðan’ý yýkmaktý.
Þimdi de bu atraksiyonlarýn amacý, yeni yönetim sisteminde Türkiye’yi Erdoðan’dan daha iyi yönetecek birini seçmek deðildir.
Tek hedef, týpký 7 Haziran’da olduðu gibi “Erdoðan’dan kurtulmak”týr.
Bu seçim, Haçlý-Siyonist ittifak için son þanstýr ve sonuç almak için etkili olduklarý herkesi seferber etmiþlerdir.
En kullanýþlý taþeronlarý ise “varlýðý, Erdoðan’ýn yokluðuna baðlý olan FETÖ”dür.
“Hem Erdoðan cumhurbaþkaný olmamalý, hem de vesayet sistemine dönüþü saðlayacak bir parlamento oluþmalýdýr!”
Bu ise seçimi ikinci tura býrakmak ve Milli Görüþ’ten FETÖ ve PKK’ya kadar uzanan geniþ bir “Erdoðan düþmanlarý ittifaký” kurmakla mümkündür.
AK Parti’nin yýllardýr beslediði bazý “yandaþ (!) beyinler”, muhalefete “birlik-bütünlük” dersleri veriyor.
Bir yandan CHP-ÝP konsorsiyumu çalýþýrken, diðer taraftan da, Erdoðan’ý yüzde 43’lere indiren ve ikinci turda Akþener ile yarýþacaðýný (!) gösteren anketler (!) dolaþýma sokuluyor.
Bu tiyatroya Sayýn Gül de sokulmak isteniyor ancak bendeniz, bu kadar “itinalý” bir ismin, bu kirli oyunda kendisini kullandýracaðýna asla inanmýyorum.
Çünkü “yerli ve millî” olan hiç kimse bu Haçlý oyununda yer alamaz.