Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Tüm Yazýlarý

‘Seçkin Beyin'leri korumak, onlarý yetiþtirmekten de zor, demek ki..

Ýkinci Dünya Savaþý’nda Londra’yý bombalamaya gelen bazý Alman uçaklarý düþürülünce, pilotlarýnýn olmayýþý Ýngilizleri þoke etmiþ ve Almanya’nýn teknolojide yeni bir merhaleye eriþtiði anlaþýlmýþtý.

8 Mayýs 1945’te Almanya kayýtsýz-þartsýz teslim olunca.. Amerika liderliðindeki ‘Müttefik Ordular’ Almanya’yý bütünüyle iþgal etmeye baþladýklarýnda.. Amerikan güçleri, kuzeyde, Hamburg’dan 90-100 km. uzaklýktaki Lübeck sahil þehri civarýnda bulunan Penemünde Deniz Üssü’nde, bir gizli tünel buldular. Bu tünel, onlarý denizin altýnda yapýlmýþ, kocamaan bir sanayi þehrine götürmüþtü. Onlar, bu merkezin baþýnda, Wernhen von Braun adýnda ve 33 yaþýnda genç bir mühendisle karþýlaþtýlar. Bütün o pilotsuz uçaklarýn, roket ve füzelerin teknolojisine dair planlarýn onun kafasýndan çýktýðý anlaþýlmýþtý.

Amerikalýlar onu itina ile alýp götürdüler Amerika’ya ve orada sadece vatandaþlýk deðil, bütün imkânlarý da emrine tahsis ettiler. O da orada, bütün uzay çalýþmalarýnýn beyni olarak hizmet etti. Ruslar ise daha çok, Almanya’nýn fabrikalarýný, makinelerini söküp götürmeye yönelmiþti.

Von Braun, Amerika’da fevkalâde tedbirlerle korunuyordu. (Ki, 1969-70’ler de Ýstanbul’a gelip bir hafta kadar kaldýðý, ancak gittikten sonra açýklanmýþtý..)

***

Bunu þunun için anlatýyorum:

Ýran, Þah’ýn ve Þahlýk rejiminin 1979 Þubatý’nda devrilmesiyle sonuçlanan büyük Ýnkýlab Hareketi’nden sonra Ýran ordusunun komuta kademesi hemen tamamiyle saf dýþý olmuþtu. Irak lideri Saddam Huseyn, Ýran karþýsýnda zayýf duruma düþüp imzalamak zorunda kaldýðý 1975- Cezayir Andlaþmasý’ný yýrtýp atmanýn zamanýnýn geldiðini düþünüyordu. Üstelik, o inkýlab hareketinden rahatsýz olan hemen bütün emperial güç odaklarýnýn açýk veya gizli desteðinin de yanýnda olacaðýný biliyordu.

Nitekim, Saddam, o Cezayir Andlaþmasý’ný tv. ekranlarý karþýsýnda yýrtmýþ ve 22 Eylûl 1980 günü, gün ortasýnda Ýran’a saldýrmýþ, Tahran- Mehrâbâd Havaalaný baþta olmak üzere birçok havaalanlarýný vurmuþ, Ýran hava kuvvetlerini büyük çapta devre dýþý býrakmýþ ve Abadan’daki, dünyanýn büyüklerinden sayýlan petrol tasfiyehanesi/ rafinerisi bombardýman edilip alevler içinde yanarken, Irak ordusu da karadan ilerleme baþlamýþtý.

Saddam, sadece bir haftada bitecek bir ‘Yýldýrým Savaþý’ yapmayý planladýðýný Fransa baþbakaný Chirac’a söylemiþti, Baðdad’da.. (Chirac, bunu o korkunç kanlý savaþýn 7. Yýlýnda itiraf etmiþti.)

***

O savaþ üzerine, BM. Güvenlik Konseyi hemen toplanmýþ ve savaþý durdurmak için diyerek, ‘savaþan taraflara silah satýþ yasaðý’ getirmiþti. Görünüþte yerinde bir karardý, ama, bu yasaðýn sadece Ýran’a uygulanacaðý ve buna karþý, Saddam’a her türlü silah satýþý ve desteðinin saðlanacaðý görülecekti.

Ýran ise, muhtaç olduðu silahlarý, yüksek bedeller ödeyerek dünyanýn ünlü silah kaçakçýlýðý þebekeleri aracýlýðýyla temin etmeye çalýþýyordu. Ama, bu yetmiyordu.

***

Ýhtiyaç ‘dehâ’nýn anahtarýdýr.

Her iki taraftan 1 milyondan fazla insaný yutan o 8 yýllýk savaþ felâketi esnâsýnda, Ýran da kendi beyin gücünü harekete geçirmeyi baþardý ve hem roket-füze ve nükleer teknoloji alanýnda, hem de tababette de özellikle de genetik sahasýnda büyük sýçramalar yaptý.

Ýran’ýn böyle seçkin beyinlerinin olduðu anlaþýldý. Ancak, bu seçkin beyinleri korumakta baþarýlý olduðu söylenemez. Çünkü, özellikle de nükleer teknoloji ve roket- füze yapýmý alanýndaki seçkin bilginlerinden bugüne kadar 6-7 tanesi hem de Tahran’ýn içinde, evlerinin önünde bile öldürüldüler.

(Bizde de, özellikle ‘Aselsan’ mühendislerinden 4-5 tanesi esrarengiz þekilde katledilmedi mi?)

***

Ýran’ýn nükleer çalýþmalarýnýn en seçkin beyinlerinden olan Muhsin Fahrizâde de, Cuma günü akþama doðru, Tahran’ýn 30-40 doðusunda, Demavend ilçesine giden otoyol üzerinde Âb-ý Serd (Soðuk Su) bölgesinde arabasýyla hareket halindeyken, önde gitmekte olan bir arabalardan birinde küçük bir patlama meydana geliyor ve trafik duruyor.

Ve, hemen o sýrada da, pusu kurmuþ olan düþmanlarý, Fahrizâde’yi çaprazlama tarýyorlar; korumasýyla þoförü ve Fahrizâde öldürülüyor.

Hedef çok iyi belirlenmiþ.. Tuzak da çok sâde..

Bu, Ýran’ýn öldürülen kaçýncý nükleer fizikçisi?’ diye eseflendim.

Ýran resmî makamlarý, beklendiði üzere, bu cinayetin de, ‘sionist Ýsrail’ tarafýndan iþlendiði açýklamasýný yaptý; ‘Muhsin Fahrizâde’ ismine, iki yýl önce Netenyahu‘nun dikkat çektiði açýklandý.

Bu cinayetteki Ýsrail parmaðý elbette doðru olabilir ve olmasa bile, hepsi de Ýsrail’in lehinedir, ama, ‘Ýsrail ajaný’ suçlamasý artýk ‘yalama’ olmadý mý?

Ama, Ýnkýlabçý Ýran’ýn 41 yýldýr, Ýsrail’le direkt bir karþýlaþmasý olmadýðý halde, Ýran içindeki hemen her büyük eylem veya cinayette Ýsrail’in bulunduðunu açýklamasý, Ýsrail’i, karþý konulmasý imkânsýz bir ‘heyulâ’ya, bir ‘gulyabanî’ye dönüþtürmüyor mu?

Düþmaný küçük görmemelidir, evet, ama olduðundan daha büyük göstermek daha da tehlikelidir.

***

Hatýrlayalým.. 18-20 sene öncelerde Muhammed Hâtemî’nin C. Baþkanlýðý zamanýnda, Ýran’da laik taifeden az-çok tanýnmýþ 6-7 kiþi, kýsa aralýklarla öldürülünce..

C. Baþkaný Hâtemî, yaptýrdýðý tahkikatýn sonucunu tv. ekranlarýndan, ‘Bu cinayetlerin ardýnda ‘Ýran Ýstihbarat Bakanlýðý’nýn olduðu suçlamasý’ný dile getirince, Ýran toplumu þoke olmuþ; ama, daha ilginç olaný þu ki, fiilen Rehber Khameneî’ye baðlý olduðu bilinen Ýstihbarat Bakanlýðý’nýn 8 yýldýr Bakan Yardýmcýlýðý’ný yapan Said Ýmamî, ‘Ýsrail ajaný’ olarak suçlanýp tutuklanmýþ, ama, hapishane banyosunda deterjan içerek intihara kalkýþtýðý açýklanýp, hastahaneye kaldýrýlmýþ ve taburcu edileceði gün ise, vefat ettiði duyurulmuþtu!

***

Fahrizâde’nin öldürülmesine Ýsrail elbette bir de sevinmiþtir. Kezâ, Amerikan Baþkaný Trump da haberi alýr almaz, ‘Ýran’ýn aðýr darbe yediðini’ ifade ederek sevincini ortaya koymuþtur. Ama, bu cinayette kullanýlan kaatillerin Ýranlýlardan oluþtuðu da açýktýr.

***

Bu gibi ‘süper beyin’lerin korunmasýnda bir yöntem de, ‘onlarýn kimliðinin bilinmemesi’dir, Von Braun örneðinde olduðu gibi..

Bizde de, ürettikleri yüksek teknolojilerle dünyada sözkonusu olan isimler yok mu, son yýllarda? Halkýmýz o gibi isimleri seviyor da..

Öyle bir genç mühendisi, Yeþilköy’deki eski havaalaný bölgesinde açýlan son ‘Teknofest Fuarý’nda yüzlerce insana bir takým teknik izahlarda bulunurken görmüþ ve açýkça kaygýlanmýþtým.

Ýran’ýn nükleer bilginlerinin veya bizde ‘Aselsan’ mühendislerinin baþýna gelenlerin ardýna, ismi Ýsrail veya bir baþka güç olsun, bütün emperial- þeytanî güçler vardýr ve onlar bu gibi elemanlarý bertaraf etmek isterler..

O halde, olup bitenlerden ders alýnmalý ve daha etkili tedbirlere baþvurulmalý deðil midir?