Mesele malum. Belediyelere kayyum atanmasý. Konunun siyasi yönü, hukuki yönünden daha fazla. Ancak hukuki cihet net anlaþýlýrsa süreç daha iyi kavranabilir, sanýrým.
Yetki Ýçiþleri Bakanlýðýnda
Anayasaya göre Ýçiþleri Bakanlýðý, belediyeler üzerinde vesayet yetkisine haiz. Her ne kadar birçok iþlemi Çevre ve Þehircilik Bakanlýðý ile ilintili olsa da belediyelerin; yönetimsel durumlarda inceleme, soruþturma ve görevden alma iþlemleri Ýçiþleri bakaný veya valilerce yapýlýyor.
Görevden alýnma, yeni bir uygulama deðil
Terör dýþýndaki suçlarla ilgili en yakýn örneði Kepez Belediye baþkaný. Ama mevzu bahis terör olunca iþler biraz farklý geliþiyor. Terör dýþýndaki suçlarda görevden alma sonrasýnda belediye meclisi yerinde duruyor. Ancak konu terör olursa, baþkanýn yerine görevlendirme yapýlýyor ve baþkan vekili çaðrý yapmadan meclis toplanmýyor ve fakat belediye çalýþmalarý devam ediyor. Bunun da en son örneði Hakkari Belediye baþkanýnýn durumu.
Siyaseten riskli hamleler bunlar
Seçmen iradesinin sonuna kadar sandýða ve seçimden sonraki sürece yansýmasý hepimizin muradý. Kimse bir belediyeye kayyum atanmasýndan "hoþnut" olmuyor. Þartlar, adaylar ve seçilen kimselerin tutumlarý bu sürece esas yön veren faktörler. Bunun için meselenin tek yanlý muhasebeye tabi tutulmasý hatalý. Bir tarafý "kayyum rejimine karþýyýz" diye yüksek sesle eleþtirenlerin, diðer tarafa da "sorun çýkarmayacak aday göstermeye gayret edin" demediðini görüyoruz...
Ýddialar aðýr, terör suçlarý
Tek yaný suçlayan bu yaklaþýmýn; ortada terör, örgüt yöneticiliði ve finansmaný iddialarý varken, bu isnatlara dair -varsa- hukuki itirazlarýný dile getirmek yerine, kayyuma karþýyýz demesini "terörle mücadelenin hukuki yönünü" idrak etmek istememelerine yoruyorum.
Þayet dosyada yeterli delil yoksa ve bu yapýlýyorsa bu kýymetli bir eleþtiri olabilir. Ama dosya kapsamý ve delil durumu ortadaki terör irtibatýný ciddi anlamda ortaya koyuyorsa, "kayyum rejiminden baþka" bir çözüm olmayacaðý için bunu kamuoyu ile paylaþmak gerekiyor. Varsa bu rejime dair mevcut uygulama kadar etkili bir öneri pek tabi dikkate alýnabilir. Ama itirazlar bu yönde ve evsafta deðil.
"Bile bile lades"
Siyasetin tercihi ýsrarlý biçimde "kayyum rejimine tabi olacak" aday profilinden yana olunca, hukuken "önceden bilinen" sonucu, "siyasi" olarak nitelemek bize özgü bir anlayýþ... Oysa Belediye Kanunu 45. madde çok açýk biçimde durumu düzenlemiþ. Baþkanýn "terör veya terör örgütlerine yardým ve yataklýk suçlarý sebebiyle görevden uzaklaþtýrýlmasý veya tutuklanmasý" durumda görevlendirme yapýlýyor... Mesele terör ise her devletin "kendine özgü" refleksleri vardýr. Bu durum aleni ve kayyumun mevzuatta yeri belli. Bu konu, AYM'nin gündemine de getirilmedi.
"YSK görevini yapmýyor!"
Bu konu da Yüksek Seçim Kuruluna fatura ediliyor. Ama YSK'nýn bu süreçte hiçbir sorumluluðu yok. Hakkýnda kesinleþmiþ bir karar olmadýðý müddetçe hiç kimse seçilme hakkýndan alýkonulamaz. YSK'nýn mevcut mevzuat karþýsýnda durumu böyle. Bu nedenle bir kimse hakkýnda terör konusunda soruþturma olsa bile aday olmasýnda ve seçime girmesinde bir engel yok. Baþkan seçilen kiþi tutuklanýrsa iþler deðiþebiliyor. Hukuk (Belediye Kanunu), siyasete þu sorumluluðu yüklüyor: "Seçmen iradesinin süreklilik arz etmesi için adaylarýnýzý seçerken dikkat edin, baþkan seçilseler bile isnat terör olursa görevden alýnabilirler."
Herkes kendine düþen özeni göstermeli
Sorunun en etkili ve doðru çözümü siyasi partilerin özen göstermesinde... Bir de hukuki yönden tahkim edilmesi gerekenler var. Birincisi terör -özellikle üyelik ve yöneticiliði- suçlarý baðlamýnda soruþturma baþlatýlmasýný esas almak yerine kovuþturmanýn baþlamýþ olmasýný esas almayý konuþabiliriz. Ýkincisi ise YSK'nýn da adaylara bu konuda -yani ilerde bir durum oluþursa doðacak ihtimalleri belirten- bir "bilgilendirme/uyarý formu" imzalatmasý düþünülebilir. Üçüncüsü ise seçilen meclis üyelerinin tümünü bir anda sürecin dýþýna itmemek mümkün, meseleye bu zaviyeden de bakmak gerekiyor. Ama tüm bunlardan öte, yeni Anayasa gündemi bu manada da kýymetli.
Adaylýðý önceden engelleyemeyiz!
Hakkýnda kovuþturma olsa bile bir kimseyi bu yüzden adaylýktan alýkoymak hukuki deðil. Belediye baþkanlarýnýn aldýklarý cezalar veya kesinleþen hükümleri sebebiyle baþkanlýklarýnýn düþmesi her partinin baþýnda. Kayyum konusu ise sadece bir partinin gündemi. Seçilmesi konusunda bir tereddüt olmayan yerlerde "sürdürülebilir adaylýk" rejimine geçmek neden bu kadar zor?
Ýlgili Mevzuat için Bakýnýz: Anayasa m.127, Belediye Kanunun m.45 vd.