Seçmenin seçim vaatlerine tepkisi

Partiler kampanyalarýnýn odak mesajlarýný belirlemeye baþladý. AK Parti, “yeni Türkiye’yi inþa etme” süreci için dört yýl daha istiyor. CHP, “cebe para koyma vaadi” üzerinden stratejisini kurgulamýþ. HDP, “barajý aþarak, AK Parti’yi düþüþe götürecek süreci baþlatma” psikolojisi üzerine odaklanmýþ.

Seçim kampanyalarý birer kurgu

Siyasal partiler seçim kampanyalarýný, profesyoneller yardýmýyla kurguluyorlar. Seçmenin oy verme ve karar verme davranýþý analiz edilerek kampanya kurgulanýyor. Kurgunun gerçek olmayabileceðini biliyoruz. Siyasal bir parti, týpký bir pazarlama þirketi gibi, bizden alacaðýný aldýktan sonra, herkes yoluna diyebilir.

Seçmen pasif deðil aktif

Sorumuz þu: Seçmen siyasal partilerin bu mesajlarýna nasýl tepki verecek? Aslýnda, seçmen seçim kampanyasýnýn ve seçim vaatlerinin kurgu olduðunu bilir. Seçmenlerde týpký pazardan mal alýrken aldatýlabileceðini bilen kiþi gibi, aldatýlmama çabasý içinde olur. Kendisine ulaþan mesaja kendisi ve çevresiyle beraber bir tepki üretir. Gelen seçim mesajýný ciddiye alabilir, görmemezlikten gelebilir, dalga geçebilir veya heyecanlanabilir. Seçmenin seçim mesajlarýna vereceði tepkiyi üç faktör belirliyor. Bunlar; seçime girerken ülkenin siyasal ve ekonomik þartlarý, inandýrýcýlýk ve umut verme.

Seçime girerken ülkenin siyasal ve ekonomik þartlarý

Seçimin kaderini belirleyen en önemli faktör bu. Eðer seçime bir ekonomik veya siyasal kriz altýnda giriliyorsa seçmen davranýþýnda büyük deðiþiklik olabiliyor. Örneðin 2002 seçimine aðýr bir ekonomik ve siyasal kriz altýnda girilmiþti ve bütün taþlar yerinden oynamýþtý. Ýktidardaki tüm partiler adete erimiþ yok olmuþtu. Umut veren AK Parti iktidara gelmiþti.

Türkiye þu anda ekonomik bir durgunluk içinde olsa bile ekonomik bir kriz halinde deðil. Bu durgunlukta yönetim hatalarýndan ziyade ekonomimizin yapýsal þartlarý ve dünyanýn içinde bulunduðu ekonomik hal ile iliþkili. Dolayýsýyla faturanýn AK Parti’ye kesilmesi zor. Ülke bir siyasal kriz halinde deðil. Daha doðrusu AK Parti yönetiminden memnun olmayan gruplar can havliyle iktidarý devirmek istiyorlarsa da, bu onlarýn krizi, tüm ülkenin deðil. Bu sebeple itiraz edenler, ülkenin yönetilemediðini deðil, kendilerinin istediði gibi yönetilmediðini söylemiþ oluyorlar. Dolayýsýyla seçim ortamýna tüm seçmenin mutabýk olduðu bir ekonomik ve siyasal kriz halinde girmiyoruz.

Seçim vaatlerinin inandýrýcýlýðý

Seçmen vaat edilen ile gerçekleþen arasýndaki farký bilmek ister. Bu sebeple de vaatleri inandýrýcý olup olmadýðý hakkýnda bir kanaate ulaþmaya çalýþýr. Çoðu seçmen, seçim mesajýný parti aidiyeti eþliðinde deðerlendirir. Bu sebeple de aidiyeti güçlü ise, özel þartlar yoksa partisinin söylemini kolaylýkla içselleþtirir. Ýnandýrýcýlýk daha çok parti aidiyeti güçlü olmayan seçmen için önemli bir meseledir. Örneðin CHP’nin seçim kampanyasýnýn odaðý olan “seçmenin cebine para koyma vaadi”, kararsýz seçmen tarafýndan inandýrýcýlýk açýsýndan test edilecektir. Seçmen avuçtaki bir kuþ veya daldaki iki kuþ tercihini yapacaktýr. Benim kanaatim CHP’nin bu “cebe para koyma” kampanyasýnýn oluþturduðu hava, yeni seçmen bulmaya yetmeyecektir.

Umut ve heyecan oluþturma

Duygularýn karar verme süreçlerimizde merkezi rol aldýðý artýk biliniyor. Seçmen sadece cebine kaç lira girip çýkacaðýný hesaplayan, ekonomik bir varlýktan ibaret deðil. Seçmen hisseden bir varlýk. Umut besliyor, kýzýyor, seviyor, baðlanýyor veya terk ediyor. Bu sebeple de, partilerin kampanyalarýna duygusal tepki veriyor. Örneðin bu seçimde, normalde HDP’den uzak seçmenin bir kýsmý, AK Parti’den kurtulma umudu için HDP’ye kayabilir. Tersine de, AK Parti’nin yeterince milletvekili çýkaramamasý durumunda oluþabilecek istikrarsýzlýktan korkan seçmenin bir kýsmý AK Parti’ye kayabilir.