Þeffaflýk ve hesap verilebilirlik önemli

Nihayet ben de “Yetmez, ama evet” diyorum.

Baþbakan Tayyip Erdoðan dün yurtdýþý gezisine çýkarken, havaalanýnda, Afyon’da yaþanan müessif olayla ilgili yürek okþayan ayrýntýlar verdi. 25 askerin hayatýný kaybettiði gün Vilayet’te düzenlenen hediye merasiminin yanlýþ olduðunu söyledi önce, sonra da patlamalardan sorumlu tutulan dört üniformalýnýn derhal görevden alýndýðý bilgisini aktardý.

“Evet” deyiþimin sebebi iþte bu açýklama... Kendi imzasýyla atamasý yapýlmýþ valiye ve Genelkurmay baþkanýna sahip çýkmak yerine yapýlanýn ‘yanlýþ’ olduðunu söylediði için... Soruþturma sonucunu beklememizi tavsiye etmeyip sorumlu sayýlanlar hakkýnda iþlem baþlatýlmasý ve gereðinin derhal yapýlmasý da heyecanlandýrýcý...

Daha önce medyadan ve kamuoyundan gelen eleþtiriler karþýsýnda atanmýþlara sahip çýkýlýyor, “Sorumlu kim?” sorusuna cevap soruþturma sonuna erteleniyordu. Üzerinden neredeyse bir yýl geçen Uludere’de tepelerine bomba yaðdýrýlan köylüler ile Suriye sýnýrýnda düþen askeri uçak olaylarýnda sorumlularýn kim olduðunu hala bilmiyoruz.

“Yetmez” deyiþim de bu yüzden... Kamuoyunun bilgilenme ihtiyacý duyduðu diðer olaylarýn da en yetkili aðýzlarca aydýnlýða kavuþturulmasý gerekiyor çünkü...

Eleþtiriden hoþlanýlmayan bir kültüre sahibiz. Toplum içerisindeki yerimiz, bürokrasideki makamýmýz, siyasette iþgal ettiðimiz koltuk yükseldikçe eleþtirilere tahammülümüz de azalýyor. Oysa iþgal ettiðimiz makamlarla birlikte eleþtirilebilecek iþler yapma ihtimalimiz de artýyor. Küçük memur, terütaze politikacý, ne kadar çabalarsa çabalasýn, bir yüksek bürokrat veya bir bakan kadar ses getirecek iþ yapamaz.

Kimse siyasilerden her eleþtiriyi ciddiye almalarýný, ayaðý ilk sürçen bürokratý yerinden etmelerini beklemiyor; ancak ciddi eleþtirilere ve vahim hata yapanlara kol kanat germek de siyaseten doðru deðil. Asker-sivil bürokratýn yaptýðý vahim hataya, bir parti yetkilisinin veya bakanýn tepki doðuran çýkýþlarýna sessiz kalmak sonunda siyasete fatura olarak dönüyor.

Hiç gereði yok.

Uludere olayýna bir de bu gözle bakalým: Kaçakçýlýkla geçinen köylülerin üzerine uçaklarla bomba yaðdýrýldý ve o yüzden 34 kiþi hayatýný kaybetti. Sadece o insanlarýn yaþadýðý köyün deðil, bütün ülkenin hassasiyet duyduðu garip bir olaydý geçen yýlýn son günlerinde yaþanan... Aradan geçen bunca zamana raðmen uçaklara kalkýþ ve bombalama emrinin kim(ler) tarafýndan, neden verildiðini bilmiyoruz; sorumlulara ne yapýldýðýný da...

Aldýrýlmadýðý, önemsenmediði için mi dosyasý hala kapalý Uludere’nin? Gerçek öyle deðilse bile pek çok insanýn algýsý o yönde... ‘Kürt sorunu’ için çözüm arayýþlarýna hiç de olumlu bir katký yapmadýðý ise muhakkak o olayýn...

Oysa Afyon’da olduðu gibi daha ilk günden konunun üzerinde ciddiyetle durulsa, sorumluluðu olabilecek kiþilere iþten el çektirilse ve sürecin her aþamasýnda geliþmeler kamuoyuyla paylaþýlsa, tam tersi bir etkisi olacaktý Uludere olayýnýn...

Þeffaflýk ve hesap verilebilirlik açýsýndan olgun bir demokrasi haline geldiðimiz kanaatini doðurmasý bile ülkeye mesafe kazandýracaktý.

Umarým, ‘ama’ kýsýtlamasý olmaksýzýn “Evet” diyebileceðimiz günler de gelecek...