Muhafazakâr camianýn “zeki çevik ve ahlaklý” çocuklarýnýn Koç, Sabancý, Bilkent gibi seküler yaþamý dayatan (!) üniversitelerde heba olmamasý için kurulduðu öne sürülen Þehir Üniversitesi ile ilgili son günlerde bir bardak suda fýrtýnalar kopartýlýyor.
Öncelikle “muhafazakâr kesimin akýllý, baþarýlý, zeki çocuklarýný seküler yaþam dayatan Sabancý, Koç ve Bilkent gibi üniversitelere yedirmeme” iddiasýna bakmak gerek...
Þehir Üniversitesi’nin eðitim kadrosuna baktýðýmýzda bu iddianýn, daha doðrusu bu vaadin boþ olduðunu görüyoruz.
Çünkü, bilumum Gezi’ci, solcu, yeminli “Erdoðan düþmaný” akademisyen bu okulun kadrolarýna doldurulmuþ durumda.
Bu Gezi’ci, solcu akademik kadronun sosyal medyadaki sözlerine bakarsanýz görürsünüz; neredeyse CHP’den sufle alýyorlar.
Bir de üniversitenin “iþleyiþ” ve “faaliyetlerine” bakalým...
Üniversite deðil, adeta eski Konya milletvekili Ahmet Davutoðlu’na “diplomalý taraftar” yetiþtirme ocaðý... Yani, aklýn, bilimin, bilginin, kuþkuculuðun tam egemen olduðu üniversiteden çok, þeksiz þüphesiz “tam teslimiyeti” gerektiren bir tekkeye benziyor.
Kaldý ki üniversitenin kuruluþu sýrasýnda ciddi haksýzlýklar yapýlmýþ; daha doðrusu “kamu malýnýn gasp edilmesi” eylemi gerçekleþtirilmiþ. Konya eski milletvekili Davutoðlu, Cumhurbaþkaný Erdoðan tarafýndan “Baþbakanlýk” makamýna oturtulduktan bir süre sonra yangýndan mal kaçýrýrcasýna, kamuya ve millete ait olan devletin Ýstanbul’daki en kýymetli arazilerini “bila ücret” (ücretsiz) kendi üniversitesine tahsis etmiþ. Yani, masanýn bir ucunda Baþbakan olarak oturmuþ, “verdim araziyi” demiþ. Sonra masanýn karþýsýna geçip, üniversitenin hamisi olarak, “Bila bedel verdiðiniz bu kýymetli arazileri alýyorum” demiþ.
Tek kiþilik tiyatro dedikleri böyle bir þey herhalde...
Sonra ne oluyor?
Davutoðlu’na “diplomalý taraftar” yetiþtirme projesi yürümüyor. Daha doðrusu, Gezi’ci takýmý, iþleri yüzüne gözüne bulaþtýrýyor.
Tabii bu süreçte aldýklarý kredilerin de vadeleri gelip geçiyor. Krediler, ha babam de babam “yapýlandýrýlýyor...”
Gelgelelim, üniversite yönetimi, yapýlandýrma ile ilgili verilen sözleri de tutmuyor. (Kamu arazilerini “ipotek” ettirip, kamu bankalarýndan kredi almak nasýl bir kurnazlýktýr? Davutçu medya, tezvirata sapmadan, bu konuda doyurucu bilgi verebilir mi?)
Sonra bankalar, “yasal zorunluluk” gereði, verdikleri parayý tahsil iþlemlerini baþlatýyor.
Devletin beleþ arazi tahsisleri ve Türkiye’nin en büyük dolar milyarderinin yaptýðý onca finansal desteðe, kamu bankalarýnýn sýnýrsýz kredilerine raðmen, Davutoðlu ve adamlarý, küçücük bir üniversiteyi iþletemiyorlar. Ve bu beceriksizlerini de kamu bankalarýna, bu ülkenin Cumhurbaþkanýna “iftira” atarak gizlemeye çabalýyorlar.
Ýþin ilginç tarafý þu:
Üniversite yönetimi ile ilgili bir A, B, C planý oluþturamayan, dört tarafý duvarla çevrili bir mekâný iþletemeyen, yani “eðitim iþlerini tedvir edemeyen” Ahmet Davutoðlu, ateþin ortasýndaki 82 milyonluk koca Türkiye’yi yönetmeye talip oluyor...
Þehir Üniversitesinin hikâyesi “kýsaca” böyle...
Ýþin bir de “Danýþtay” boyutu var.
Davutoðlu’nun “verdim gitti” diyerek “bila bedel” tahsis ettiði arazi, Danýþtay kararýyla Þehir Üniversitesi’nden alýndý. Yani, “Davutçu medya”nýn öne sürdüðü gibi, iþin içinde “Külliye” filan yok!