Þehit gibi adamýn þehadeti

Ankara’da tanýþmýþ, alnýndan öpmüþtük. Mahcup mahcup gülümsemiþti.

Koskoca Tevhid Tugayý Komutaný Abdulkadir Salih, bu mahcup delikanlýydý demek. Ona hemen ýsýnmýþtý içimiz.

Yarým saatlik sohbetimizde ikide bir muhabbetle elini sýkmýþ, takdir hislerimizle omuzuna vurmuþ, asýrlýk bir hasreti giderir gibi sarýlýp durmuþtuk kendisine.

Devrim yolundaki savaþýný, ayrýca devrime yakýþmayan hallerle savaþýný, bir de savaþ sonrasý için planlarýný anlatmýþtý.

Hem diktatörlüðe karþý, hem de kurtarýlmýþ bölgedeki haydutlara karþý hukuk mücadelesi veriyordu. Diktatörlük yýkýldýktan sonra yoldaþlarý ile istiþare ederek parti kurmayý ve Ýslam davasýna siyaset yolunda hizmet etmeyi düþünüyordu.

“Olmaz, ama diyelim ki oldu; seçim sandýðýndan bir Yahudi çýktý. Ne yaparsýn?” diye sormuþtuk. Tatlý tatlý gülerek þöyle demiþti: “Demek ki halka davamýzý iyi anlatamamýþýz deyip, bir sonraki seçime kadar daha iyi anlatmaya çalýþýrýz.”

***

Fazla vakti yoktu.

Bir yere yetiþmesi gerekiyordu.

Kahramanýmýzý yolcu ettikten sonra, Eyüp Gökhan Özekin’e “Adamýn gözlerindeki nuru gördün mü?” diye sordum.

Eyüp Gökhan bir süre sustu.

Sonra, düþünceli düþünceli, “Ben bir þehidin gözlerine bakýyormuþum gibi hissettim” dedi.

“Her an þehid olacakmýþ gibi, hatta zaten þehit olmuþ gibi duruyordu.”

***

Esed ve Hamaney rejimlerinin Halep’e düzenlediði Rusya destekli saldýrýda aðýr yaralanan Abdulkadir Salih kardeþimiz, kaldýrýldýðý hastanede geçen gün Hakk’a yürüdü. Allah Azze ve Celle þehadetini kabul buyursun ve baþlattýðý mücadeleyi zaferle taçlandýrsýn.

Bu güzel mücahidin ardýndan “Cani terörist öldü” gibi laflar eden zalimleri, Rabbimiz ýslah etsin. Islah etmezse onlarýn bin türlü belasýný versin.