37 gündür Gazze'yi aðýr bombardýman altýnda býrakan Ýsrail'i tarih de insanlýk da nefretle hatýrlayacak... Filistin Saðlýk Bakanlýðýnýn bildirdiðine göre: Ýsrail'in saldýrýlarýnda 4 bin 506'sý çocuk, 3 bin 27'si kadýn olmak üzere 11 bin 78 Filistinli þehit edildi, 27 bin 490 kiþi ise yaralandý. Batý Þeria ve Kudüs'te de Ýsrail güçleri ve Yahudi yerleþimciler zulümlerini arttýrdýlar, 182 Filistinli þehit edildi.
Bizler onlarý gözyaþlarý ve dualar içinde seyrederken, onlar bizlere asrýn dersini veriyorlar. Ahireti adeta unutan, onu bir eski zaman masalýna çeviren, modern zamanlarýn insanlarý, þaþýrmýþ durumda... Gazzelilerin güçlü imaný, sabrý ve þehadet bilinci, ahireti dünyaya o kadar çok yanaþtýrýyor ki... Gazzelilerde, çocuðundan ihtiyarýna herkes için; ahiret ve þehadet sanki yan oda kadar yakýn; kapýyý açýp öbür tarafa geçiveriyorsun...
Geçiþ onlar için ne þerefli bir eylem. Evlatlarýný þehit vermiþ bir anne, yüksek sesle evlatlarýna son kez sesleniyor: 'Cennet sizlerle þereflensin ey þehitler, Resulullaha selamýmýzý ve halimizi söyleyin'... Onlar o kadar hazýrlar ki ahirete, þehadete, Resulullaha kavuþmaya... Sanki Peygamberimiz hala yaþýyor ve hala aralarýndaymýþ gibi... Ne istedikleri gibi yiyip içebiliyorlar, ne istedikleri gibi ýsýnýp, barýnabiliyorlar... Ama kalplerindeki iman onlarý çelikten daha güçlü kýlýyor...
Yalnýz ince bir sitemleri var, ipincecik... Ümmetin, nerede olduðunu soruyorlar...
.......................................................
Dün Sultanahmet Meydanýndaki Filistinli Kadýnlarla Dayanýþma Ýnisiyatifi'nin baþlattýðý Gazze Nöbeti'ne katýldým. Medeniyet Derneði yöneticilerinden Saliha Ayhan'ýn davetiyle katýldýðým nöbette; Araþtýrma ve Kültür Vakfý Hanýmlar Komisyonu, Þule Yüksel Þenler Vakfý, Sefire-i Alem yöneticileri ve öðrencileri, Cihannüma Grubundan pek çok kadýnla birlikteydik. Kuraný Kerim hocamýz Fatma Kutluoðlu kalabalýk bir tefsir grubuyla yaðmur altýnda iþtirak etmiþti nöbete. Adalet ve Kalkýnma Partisi Ýstanbul milletvekilleri Seda Gören Bölük ve Yýldýz Konal hanýmlar da nöbet tutanlar arasýndaydýlar.
Yaðmur altýnda, hasýr örtülerin üzerine oturmuþ hanýmlarýn hepsi de 'ne yapacaðýmýzý' soruyorlardý... 'Ne yapacaðýz, býçak kemiðe dayandý, ne yapacaðýz' bu eko, Sultanahmet'ten baþlayýp tüm Anadolu'yu sarýyordu adeta... Çorum'dan Nilgün Öztürk hanýmýn öncülüðünde toplanan kadýnlar, Avrupa Komisyonu Baþkaný Ursula von der Leyen'e yazdýklarý mektubu imzaya açmýþlar... Türkiyemizin meydanlarý, kadýnlarla, pankartlarla, Filistin bayraklarýyla, boykot listeleriyle dolu... Peki baþka ne yapacaðýz? Duadan ve boykottan baþka ne yapabiliriz? Þifa Hastanesinin ameliyathane kýsmý bile bombalanmýþken, Gazzeliler içmek için bir yudum su bile bulamazken, hunharca tek tek öldürülürken... Biz baþka ne yapabiliriz?
Sultanahmet Meydaný bu sorularla yankýlanýrken, yabancý misafirlerin tepkisi, þaþkýnlýðý ve içtenlikle bizlere iþtirak etmeleri de görülmeye deðerdi. Ýspanyol, Koreli, Ýtalyan misafirlerle selamlaþtýk. Ýnisiyatifi idare eden genç kýzlar, nöbetten etkilenerek Müslüman olan turistlerden bahsettiler. 'Dün altý kiþi kelime-i þehadet getirdi' dediler.
Gazzelileri tüm dünya takip ediyor.
Yöneticilerin siyonist politikalar eþliðinde oynadýðý kör ve saðýr rolü, insanlýðý ilgilendirmiyor. Ýngiltere'de, Almanya'da, Fransa'da, Ýrlanda'da, ABD'de büyük kitlesel yürüyüþler, imza kampanyalarý devleþerek sürüyor. Kuraný Kerim'i merak edenlerin, okuyanlarýn sayýsý patlamýþ durumda. Çok kiþi Gazze'de yaþanan insanlýk dramýyla birlikte Ýslam'a ve Kuran'a merak salarak, yolunu, yönünü deðiþtiriyor...
Þehitlerin, kalpleri dönüþtürücü bir gücü var. Bunu kelimelerle anlatmak pek mümkün deðil. Ama dünyada çok çarpýcý bir hareketlilik sürüyor. Herkes tarafýný seçiyor. Herkes kendi madeni hangi taraftaysa o tarafa, kendi cevheri ne ise, o cevherin istikametine doðru ayrýlýyor... Bu arada Ýsrail ve ABD giderek yalnýzlaþýyor ve nefret objesine dönüþüyor...
Geleceði nükleer silahlar deðil, þehitlerin gücü dönüþtürecek!