Selanik’te mutlu son

Yunanistan’ın en önemli kültür sanat etkinliklerinden Selanik Film Festivali’nin elli beşincisi de sona erdi... Yunan sinemasının -tıpkı Türkiye’deki gibi- tartışmalı 100. yılı nedeniyle yapılan seçkinin bereketliliği kadar Uluslararası Yarışma filmlerinin yüksek kalitesiyle beğeni topladı 55. Festival. Uluslararası Yarışma’daki Yunan filmleri jüriden ödül kapamadı... Bu seçkiyi değerlendiren Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu - FIPRESCI Jürisi ile Yunan Eleştirmenler Sendikası PEKK üyeleri farklı filmleri tercih etti. FIPRESCI Ödülü, bu yıl Karlovy Vary Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan, Yannis Vselemes imzalı ironik vampir öyküsü “Noriviya / Norveç”e gitti. İlginç bir deneysel film olan iki yönetmenli “Polk”a da bir mansiyon vermeden geçmedi. PEKK’in tercihi ise Yannis Economides’in bu yıl Berlin Film Festivali’ne seçilen filmi, “Stratos” oldu.

*      *        * 

Yılın diğer Yunan filmlerini de izleyip listeyi tamamlamaya çalıştım. Bir erkek yönetmen, Nikos Kornilios tarafından çekilen üç saatlik feminist iç döküş ve direniş filmi “Matriyarki”yi bile izledim... Ama geçen yazıda söz ettiğim filmlerden daha kaydadeğer bir çalışmaya rastlamadım.Yunan sinemasının yeni örnekleri, onların uluslararası alanda gördüğü kabul ve elde ettikleri başarılar -tıpkı Türkiye’deki gibi- ülkelerindeki meslektaşları tarafından o kadar da takdir edilmiyor ne yazık ki... Bir hareketlenme olduğunda herkes hemfikir ve kazanılan başarılara olumlu bakıyor ancak filmlerin bir model oluşturması konusunda ciddi kuşku ve kaygılar var.

2009 yılında bir sinema yasası çıkarılması ve Yunan sinemasının yıllık değerlendirilmesinin yapılması amacıyla kurulan Elen Film Akademisi’nin yenibaşkanı Vasilis Katsoufis ile konuştum Selanik’te. 100. yılında Yunan sinemasına dair görüşlerini sordum. Erden Kıral’ın Yunanistan’da çektiği “Ayna” adlı filminin de ortaklarından olan yapımcı Vasilis Katsoufis, reklam kökenli. Reklam filmlerinden kazandıklarıyla yapıyor sinema filmlerini. Akademi’nin ödül törenini gerçekleştirecek ve varlığını sürdürecek kadar sponsor desteği aldığını ama devletten bağımsız bir kurum olduğunu vurguluyor.

Hali hazırda en önemli hedefi -tıpkı Türkiye’deki gibi- Yunanistan’ı bir açıkhava stüdyosu olarak uluslararası yapımlara pazarlamak. Vasıflı film endüstrisi çalışanlarıyla, post prodüksiyon altyapısına sahip oluşuyla, doğası, tarihi ve iklimiyle Yunanistan’da her yer plato, her yer çekim, diyor özetle. Ama katı bürokrasinin bu potansiyelin kullanılmasının önüne geçtiğini düşünüyor. Bitmek bilmeyen izin alma süreci yüzünden uluslararası yapımların Yunanistan’ı tercih etmediğini söylüyor. Bürokrasiyi hafifletecek, izin için gereken belge ve imzalar zincirini kıracak bir yasanın takibini yapıyor.

*      *        * 

Yunan sinemasının yüz yılını yapımcı bakış açısından değerlendirdiğinde Yunanistan’da dünya savaşları nedeniyle hiçbir zaman çok etkin, çok kaliteli bir film endüstrisi olmadığını ancak cuntanın etkisi azaldıktan sonra özgürce ve çok sayıda film yapılabildiğini söylüyor. Katsoufis, ekonomik krize rağmen geleceğe umutla bakan bir yapımcı.Yurt dışında eğitim görmüş, orada yaşamış / yaşayan yeni kuşağın vizyonunu, kendilerini dünyaya kabul ettirmelerini önemli buluyor. Onların açtığı yoldan birçok genç sinemacının gidebileceğini görüyor.

100. yıl konusunda Elen Film Akademisi’nin yaptığı bir çalışma yok. Film eleştirmenleri ve tarihçileri, bir Yunanlı yönetmenin imzasını taşıyan ilk uzun metrajlı filmi milat saymaktan yana değil... Bunun resmi bir karar olduğunu ve birdenbire ortaya çıktığını düşünüyorlar. Akademi de bu yüzden bir kutlama programı vb. hazırlamadı. Aralık ayında her zaman olduğu gibi yılın seçimlerini yapacak ve ödüllerini verecek.