Selefi Kemalistler ve salýncakta sallanan Atatürk

Ýnsan bazen gerçekten hayret ediyor! Anýtkabir’in yakýnýndaki çocuk oyun alanýyla ilgili kopartýlan kýyametten bahsediyorum. Normal þartlar altýnda “Mustafa Kemal’in askerleri”nde bile görülmeyecek bir davranýþ. 

Hezeyan, korku, panik karýþýmý bir saçmalama hali...

Ailece Anýtkabir’e gelinmiþ, huþu içinde and içilmiþ, belki üç Kulhu-bir Elham okunmuþ... Oyun alanýnýn yanýndaki kafeye geçilip çay yudumlanacak. Onlar da ister, az önce “Mavi gözlü dev adam”ýn huzuruna götürdükleri çocuklarý iki sallansýn, iki kaysýn.  

Ne var ki bunda?

Anýtkabir’in avlusunda kafeterya iþletmek sorun olmuyor, hemen onun yanýna bir salýncak iki kaydýrak koymak Atatürk’ü itibarsýzlaþtýrmak hatta laubalilik oluyor.

Daha okul çaðýna bile gelmemiþ, yani Atatürkçü endoktrinasyona maruz kalmamýþ yavrucaklar az önce yaþadýklarý “Ata’nýn huzurunda saygý duruþu” törenselliðinden normal hayata yumuþak bir geçiþ yapsýnlar. Hem böylece Atatürk’ün de bir insan olduðunu idrak edebilirler.

Ama yok! Ülkemizde “selefi Kemalist” bir kesim var ki huzur bulmalarý, mutmain olmalarý gerçekten çok zor.

Yaþlarýna baþlarýna bakmadan koca göbeklerini siyah önlüklere sýðdýrýp “Ata’nýn huzuruna” çýkýyorlar, bu zevzeklik olmuyor ama Anýtkabir’de çocuk oyun alaný “ucube” oluyor.

Tam bir komedi, hatta acýnasý bir seviyesizlik.

Ciddi bir cümle kurmak dahi mümkün deðil.

Ama þu kadarýný söyleyelim, “Ulu Önder’e saygýsýzlýðý milyonlarýn öfkesi bitirdi” diye attýðýnýz manþetlere millet gülüyor. Ýnsanlar aklýnýza uymuyor, “uðraþmayalým bunlarla, neme lazým” diyor.  Aklý baþýnda Atatürkçüleri dahi utandýrýyorsunuz. O kadar rezilce yani þu düþtüðünüz durum.

Ayrýca kabri yakýnýnda kurulmuþ bir salýncaða tahammül edemediðiniz Mustafa Kemal’in çocuklarla çekilmiþ onlarca fotoðrafý var. Adam Reisi Cumhurken salýncakta bile sallanmýþ yahu!

Kalkýp konuþamýyor, “Amma da saçmaladýnýz” diyemiyor ya, kullanýn kullanabildiðiniz kadar...

Uluslararasý düzenin yýlmaz savunucularý

Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu yatýrým yapýlabilirden duraðan seviyeye indirdi; daha yeni “Türkiye 15 Temmuz þokunu atlattý” açýklama yapmýþken hem de. Karne, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn New York’ta yaptýðý o sert konuþmanýn hemen arkasýndan geldi.

Evvela þunu bilelim; bu not verme kriteri kendini gerçekleþtiren kehanet iþlevi görüyor. Kredi notunu yatýrým yapýlamaz seviyeye indirmek, “yatýrým yapmayýn” demek.  Yatýrýmcý sizi dinledi mi amaç hasýl oluyor.

Star’ýn dünkü manþetinden de anlaþýlacaðý üzere neyse ki yatýrýmcýlar, Moody’s tavrýný siyasi buldu ve ciddiye almadý.

Ancak Moody’s’in kararýnýn siyasi olduðu görüþünü ‘nesnel’ bulmayanlara, ekonomik göstergelerin tepe yaptýðý 2013 Mayýs’ýnda baþlayan ve bugüne kadar devam eden Türkiye’ye dönük taarruzun arkasýnda ‘üst akýl’ olduðunu söyleyenlere komplocu, kolaycý, cahil, eðitimsiz diyen bir ‘aydýn tipi’ var. Uluslararasý düzenin yýlmaz savunucusu olan bu tipoloji, paranýn yalnýzca rasyonel kriterlerle dolaþtýðý varsayýmýndan hareket ediyor.

Evet para, para kazanacaðý yerlere akýyor. Bunu savaþlardan da biliyoruz.

Masunlarýn canýný alýrken ekonomiye can veren savaþlardan.

Savaþlarýn nasýl baþladýðý ve ne zaman bittiði de paranýn rasyonel hareketi kadar rasyonel çünkü. Birileri planlýyor, birileri de sahneye koyuyor. “Üst akýl bunun neresinde?”, öyle deðil mi?

Ýnsan kaynaðýný gençleþtiremeyen, kendi havasý, suyu, doðasý kirlenmesin diye ha bire yeni sömürme biçimleri geliþtiren, Ýslam ve yabancý düþmaný Batý, aslýnda kendi sýnýrlarýný test ediyor.

Kötülüðün “üst akýlla” dahi örtülemeyecek kadar sýradanlaþtýðý ve aþikar hale geldiði; barýþ, demokrasi, hukuk ve insan haklarý gibi kavramlarýn kitle imha silahýna dönüþtüðü uluslararasý sistemde “Moody’s nesnel karar veriyor.” 

“Bizim çocuklar kaybetti” diyenlerin Türkiye’yi ekonomiyle terbiye etmeyi denemesi bence de son derece ‘nesnel’ bir yaklaþým!