Selfie karelerden yalnýzlýk çýktý

Son zamanlarda adeta bir salgýn halini alan selfie çýlgýnlýðýnýn temelinde yalnýzlýk, kendini yetersiz ve deðersiz hissetme gibi kavramlar yer alýyor. Bu sorun çocuðunuzu etkilemeden önleminizi alýn. 

Psikiyatride bir davranýþýn hastalýklý olup olmadýðýný belirleyen için iki soru sorarýz: Birincisi kiþinin hayatýný kesintiye uðratýyor mu? Ýkincisi aþýrýlýk var mý? Son yýllarda dünyayý kasýp kavuran ‘Selfie Çýlgýnlýðý’ için de ayný þeyi söyleyebiliriz. Eðer bu, güzel anlarý paylaþmak adýna yapýlýyor, hayatýn akýþýný etkilemiyor ve bir patolojinin neticesi olarak ortaya çýkmýyorsa normaldir diyebiliriz. Ancak absürd, tuhaf, acayip ve sýnýrlarý zorlayan bir þekilde yapýlýyorsa bir rahatsýzlýktan bahsetmek mümkündür.

Narsist çað!

Ünlülerin cep telefonlarýnýn ‘hack’lenmesi sonucu ‘mahrem selfie’ler ortaya çýktý. Ünlülerin kendi baþlarýna mahrem ‘selfie’ler çekmeleri bir sorun, bunlarýn medyaya servis edilmesi bir baþka sorun. Ýnsan gitgide yalnýzlaþýyor, yalnýzlaþtýkça da bencilleþiyor ve benmerkezci bir kiþiliðe bürünüyor. Yaratýlýþtan beri var olan ‘narsisistik boþluk’ bu yüzyýlda daha da büyüyor. Pamuk Prenses’teki kötü kraliçenin sorduðu “Ayna Ayna güzel ayna var mý dünyada benden güzeli?” sorusunu þimdi insanlar ‘selfielerle’ soruyor.

Yetersiz hissediyorlar

Bu, mitolojideki Narkisosla Eko’nun aþkýný anlatan hikayeyi hatýrlýyor bize.  Peri kýzý Eko, bir gün Narkissos adýnda yakýþýklý bir avcýyý görür ve ilk görüþte âþýk olur. Ancak Narkissos bu sevgiye karþýlýk vermez. Eko günden güne eriyerek, kara sevda ile ölür. Kemikleri kayalara, sesi ise ‘eko’ dediðimiz yankýlara dönüþür. Olimpos Daðý’nda yaþayan tanrýlar Narkissos’u cezalandýrmaya karar verir. Bir gün Narkissos su içmek için nehre eðildiðinde, güzelliðini görüp kendine âþýk olur.  Kendini seyrederek ömrünü tüketir. Öldükten sonra da vücudu nergis çiçeklerine dönüþür.  Ýþte son günlerde medyada yer alan ‘Selfie’ haberleri insanlýðýn yüzyýllardan beri yaþamýþ olduðu bu trajediyi tekrar gündeme getiriyor. Dünya yaný baþlarýnda kendisine aþýk olan Eko’larýný duyamayan Narkisos’larla dolu. ‘Selfie çýlgýnlýðýna’ düþenler iþte bu insanlar. Nereden bakýlýrsa bakýlsýn yetersizlik, eksiklik, deðersizlik, tatminsizlik ve yalnýzlýk içinde yaþadýklarýný yansýtýr bu kareler. 

Deðerleri koruyun

Sanal âlem maalesef gerçek figürler yerine sanal kahramanlarý örnek olarak dayatýyor. Gönüllere deðil gözlere hitap ediyor, duygulara deðil dürtülere atýþ yapýyor. Haliyle sosyal medyada duygusal paylaþýmdan ziyade dürtüsel paylaþým öne çýkýyor. Bunda ahlaki deðerlerdeki zayýflýðýn, kültürel yozlaþmanýn ve maneviyattan uzaklaþmanýn etkisi tabi ki çok büyüktür. Eskiden bir sohbet kültürü vardý. Sözlerine itibar edilen, güvenilir büyükler vardý. Dertleri dinleyecek ve samimiyetle çare arayacak dostlar vardý. Bütün deðerlerimiz kaybolmaya yüz tuttu. Artýk çocuklar mutsuz bireye dönüþüyorlar. Hiçbir teknolojik ürün onlarýn içlerindeki boþluðu gideremiyor.

Çocuðunuzu kurda yem etmeyin
 
Ebeveynler bu konuda sýnýrý çocukluk yýllarýnda koymaya baþlamalýlar. Ancak sýnýr koymaktan önce çocuklarýyla kaliteli beraberlikler ve duygusal paylaþýmlar noktasýnda aktif olmalýlar. Çocuklarýný sosyal medyadaki kurtlara ve kuþlara yem etmemeliler. Maneviyatý, haya duygusunu, ahlaký, sevgiyi, hoþgörüyü, yardýmlaþmayý, paylaþýmý ancak çocukluk döneminde verebiliriz. Ergenliðe geçiþten sonra etkileþim çok zor olmaktadýr. Unutmayýn gerçek hayatta kendisini yeterli ve deðerli hisseden hiçbir kimse sanal âlemde erotik selfilerini yayýnlamaz veya bunlarý çekme ihtiyacý hissetmez.