Sema Şimşek Ben cabbar bir kadınım

Dabbe 6 ‘aşırı dozdaki korku unsurları’ nedeniyle son dönemlerin en çok tartışılan filmlerinden. Başrol oyuncusu Sema Şimşek bile çekimler öncesinde ve sonrasında Ayet El Kürsi okumuş. Şimşek, mevcut imajından rahatsız: “Hayranlarım beni narin görür ama ben güçlü bir kadınım”

Korku filmleri son sürat devam ediyor. Bu hafta vizyona giren Hasan Karacadağ’ın Dabbe’si serinin altıncı filmi. Karacadağ neredeyse Türk korku sinemasının mimarlarından sayılır. Bu sefer filmini Sema Şimşek’e teslim etmiş. Güzel oyuncu filmi kabul ettikten sonra yaşadığı korkuları bizle paylaştı.

- Sizi naif imajınızla biliyoruz ama bu defa bir korku filmiyle karşımıza çıktınız.

Bir kere adrenalini çok severim ve görüntümün aksine beni hep zayıf, kırılgan, narin zannederler ama ben aslında bazı şeylerde çok cabbar, cesaretli ve özgüven sahibiyimdir. Gerçekten korkusuzumdur ve tehlikeli şeylerden çok zevk alırım. Benim için iyi bir deneyim olacağını düşündüm. Karakterim çok güzel bir karakter, bugüne kadar hep daha bir sert kadın imajlı karakterler oynamışımdır. Bu yüzden bu filmde olmayı cidden çok istedim.

- Korku filmi dediniz ama tarif ederken de film için ‘tehlikeli’ dediniz. Nesini tehlikeli buldunuz? Türk korku filmlerinden korkar mısınız?

Yani, korku filmlerinden korkarım. Muhtemelen Dabbe 6’dan da korkacağım izlerken. Muhtemelen o saçlar yüzümün önüne gelecek kulaklarımı kapatacağım o şekilde saçlarımın arasından izliyor olacağım çünkü çekmek ve izlemek aynı şey değil. O kurgu, o sesler hangi aşamada nasıl kullanıldı bilmiyoruz tabii, bu yüzden benim için de sürpriz olacak. Çekim anında makyajdı vesaireydi, ekip arkadaşlarıyla olan bir eğlencesi vardı apayrıydı, biraz filmin ambiyansından kopartıyor ortam. Ancak monitörden izleyip de ürktüğüm sahneler de oldu.

Filmi izlemek istemedim

- Peki, Hasan Karacadağ bu filmin, daha doğrusu Türk korku sinemasının yaratıcılarından bir tanesi ve bu altıncı Dabbe’si. Daha önceki Dabbe’leri izlediniz mi? Hasan Karacadağ’ın korku filmleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Daha önceki bütün seriyi izlemedim. Açıkçası bana bu film teklifi geldikten sonra izlemek de istemedim. Çekimler bittikten sonra izledim çünkü etkisi altında kalmak istemedim. Bir de şöyle bir gerçek var ki sette çalışan arkadaşlar dahil, bu filmin çok farklı olduğunu söylüyor, 6’nın apayrı bir boyutta olduğunu, 5’e çok daha farklı yorumlar geliyor. Semum filminin çekimleri sırasında tesadüfen orada bulunduğumda, gerçekten çok korkmuştum. Oyuncu değildim fakat bir konuk olarak çok korkmuştum.

Nazara inanıyorum

- Hepimiz biliyoruz ki ne kadar entelektüel olursanız olun, ne kadar okumuş olursanız olun çok derinine indiğimizde bir cin inancı, halk arasında, aile arasında bir söylem vardır. Filmi çekerken bu kökten olan inanç sizde hiç rahatsızlık oluşturmadı mı?

Tabii ki oluşturdu. Ben Allah’a sonsuz inanan, Müslüman bir insanım. Büyüye, nazara, cin vesaire şeylere inanıyorum. Bu yüzden çok ilginçtir ki, senaryoyu okurken, Arapça kökenli kelimeleri okumadan tamamen es geçip senaryoyu okumaya devam ettim. Gelelim sete, her gün öncesinden sahne numaraları veriliyor, yarın o sahne var. Arapça sözcüklerle büyü sahneleri var. Yine ezber yapmıyorum onu, o sahneye giriyoruz, öncesinde Ayet El Kürsi’yi okuyorum. Sahne’den çıkınca da okuyorum ve kendimi rahatlatıyorum. Ama gerçekten o kısımları ezberlemedim.

- Peki neden bu riske girdiniz? Ben olsam o riske girmem.

İşte o adrenalin ayrı bir şey. Yani şu an söyleyemem ama filmde bazı sahneler vardı, benim için çok korktucuydular. Ama ben o anda bile çok mutluydum . Beş hafta boyunca çok zor şartlar altında sadece geceleri çalıştık. Herkese o özverisi, birbirine olan bağlılığı, o enerji için çok teşekkür ederim. Setteyken çok acı şeyler yaşadım, teyzemi kaybettim. Cenazesine gidemedim örneğin, yoğunluğumdan dolayı. Setteki arkadaşlarımın kafamı dağıtmaya, yanımda olmaya çalışışları vesaire... Haklarını ödeyemem.

- Serinin bu son filminde, seyirciyi nasıl bir sürpriz bekliyor?

Seyirci için söyleyebileceğim şey: Çok sürpriz bir film, çok sürpriz bir senaryo ve oldukça farklı...

DÖRT AYRI KARAKTER

- Sizin filmografinize baktığımız zaman, Kurtlar Vadisi dışında hiç dizi yok ve dört tane sinema filmi var. Bu bir tercih midir? Bir planlama mıdır yoksa rast mı geldi?

Mankenliğe başladığım dönemde yüzün üzerinde reklam projesinde yer aldım. Çalıştığım yerli ve yabancı yönetmenlerin hepsi bana şunu söylemiştir: Öyle bir sinema yüzün var ki sinema yapmalısın” Şu an dizi seçmiyor olmam bir tercih değil fakat kadere inanıyorum bir sinema sayfası açıldı. Dört farklı filmde dört ayrı karakteri canlandırma fırsatını yakaladım ve bu konuda çok mutluyum. Sinema gerçekten ayrı bir keyif ama dizi de olsun isterim tabii ki.

SAATLER SÜREN ‘KORKU’ MAKYAJI

- Bu film için nasıl bir hazırlık aşamanız oldu?

Bir kere gerçekten o tedirginlik ve duygu çok önemliydi, makyaj hazırlığı saatler sürüyordu ama oyuncuyu çok havaya sokan bir olaydı bu. Çünkü o an oradaki ben değildim, başka bir şeydi ve içimdeki o başka şeyi ortaya çıkartıyordu. Bir özgüven getiriyor açıkçası.