Efendim, Hürriyet gazetemiz “Atatürk Barış Ödülü”nü reddeden Güney Afrikalı lider Nelson Mandela için “Çirkin Afrikalı” manşetini atmış... Ne feci! Ne fena!
Sosyal medya bu haberle yıkılıyor.
Habere ek olarak bol miktarda Hürriyet gazetesi kupürü...
Biri (ünlü bir isim), “Arşive girip Hürriyet gazetesini taramalı. Kim bilir daha neler çıkacak” diye yorum yapmış.
Ben de “lüzum yok” diyorum...
Tarama yapmaya lüzum yok... Arşive girin, gazete desteleri arasından herhangi bir Hürriyet gazetesi çekin, mutlaka faullü bir manşetle yahut haberle karşılaşacaksınız. Boş yok, Hürriyet’imiz, “Çirkin Afrikalı” manşetini attığı gün, kendisi birtakım çirkinlikler yapmış...
Başlıktaki “çirkin” nitelemesi bir yana, daha berbat iki şey yapmış.
Bir: “Zenci lider” nitelemesini kullanmış. “Zenci” sözcüğünün ırkçılık içerdiğini bile bile... “Değil mi ki sen yüce Atatürk’ümüz adına verilmiş bir ödülü reddediyorsun, ben de sana ‘siyahi’ lafzını çok görürüm” demeye getiren bir niteleme...
İki: Hürriyet’imiz (ve tabii ki Ertuğrul Özkök’ümüz) yememiş içmemiş, Afrika’ya muhabir göndermiş... “Özel Haber” lejandıyla sunulan haberde, Hürriyet’in gönderdiği acar muhabiri (ben Faruk Zabcı’ya benzettim, değilse “ben değilim” desin) olayın kahramanı Nelson Mandela’nın yanında mutlu ve mütebessim bir çehreyle sırıtırken görüyoruz. Hani, biraz cesaret bulsalar, “Lafı nasıl koyduk ama!” diye resim altı döşenecekler. O derece sırıtık ve kendinden emin bir gülümseme.
Daha da fenası şu:
Mandela’nın ödülü niçin reddettiğini araştırmaya giden muhabir, araştırmalarının dökümünü sunmuş... Haberi de bu “döküm” üzerine bina etmişler zaten...
Faruk Zabcı ya da her kimse, uzun uzun araştırmış ve birtakım sonuçlara ulaşmış.
Sonuçlardan biri de şu: “Para ödülü az geldi...”
Para ödülünü az bulan Mandela’nın kendisi mi, Mandela’ya tercümanlık yapan birisi mi, yoksa o “birisi”nin açıklamasını yorumlayan Hürriyet “yazı işleri” masası mı? Belli değil... Kupür okunmuyor çünkü... Çözünürlüğü yüksek bir makinede taranmadığı için, spot başlığını aktardım.
Hürriyet, bu kadar rezilliği az bulmuş olacak ki, nihayet şu değerlendirmeyi de yapmış:
“PKK ile bağlantısı var...”
Herhalde şunu demeye çalışıyor:
Mandela (yani “Çirkin Afrikalı Mandela”), PKK terör örgütünün etkisinde kaldığı için yüce Atatürk’ümüz adına verilen “Barış Ödülü”nü reddetti...
Haberi okuyoruz, “Çirkin Afrikalı” Mandela’ya sövüp sayıp bir güzel içimizi rahatlattıktan sonra gazetemizi katlayıp “özenle” arşive kaldırıyoruz.
Sonra hep bir ağızdan ünlüyoruz: “Türkiye Türklerindir... Vay şerefsiz... İşi bu defa silahsız kuvvetler halletsin... Gerekirse silah bile kullanırız... Paşa, Başkanı hizaya soktu... Her şey hukuktan ibaret değildir... Pakistan Yüksek Mahkemesi’nin kararı 28 Şubat’ın meşruiyet belgesidir...”
İşin komik tarafı ne, biliyor musunuz?
Biri (bir Hürriyet gazetesi yazarı), durumdan vazife çıkarmış, kaç gündür “fitnenin şifrelerini” çözüyor.
Sen bırak fitneyi muhterem...
Irkçılığın şifrelerini çöz...
Darbeciliğin, “andıç gazeteciliğinin”, hak ve hukuk ihlallerinin şifrelerini çöz...
Nefret suçunun, vandallığın, terbiyesizliğin şifrelerini çöz...
