Sen elinde kaset dolaşırken birileri devrim yapıyor!

Dersimli Kürt ve Alevi Kemal Kılıçdaroğlu, “Elinizde Başbakan’la ilgili kaset varsa yayınlayın, hiç çekinmeyin” diye suç örgütlerine çağrıda bulunurken, Milli Eğitim Bakanlığı sessiz sedasız bir devrim gerçekleştiriyordu. 

Önce konuyla ilgili haberi okuyalım: “Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığı kararla Türkiye genelindeki öğretmen liselerinin Anadolu Liseleri’ne dönüştürülmesi kararı sonrası, Tunceli Öğretmen Lisesi’ne yeni bir isim vermek için arayışa girdi. Milli Eğitim Müdürlüğü, okula yeni bir isim bulmak için kurduğu komisyona gelen öneriler arasındaki, ‘Dersim’ adının okula verilmesi kararlaştırıldı. (....) Bakanlık da, Tunceli Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bir yazı yazarak, ‘Dersim’ adının okula verilmesini istedi.”

Kılıçdaroğlu suç örgütlerine çağrı yapacak da, genel başkan yardımcısı Gürsel Tekin geri mi kalacak?

Gürsel Tekin de, önceki gün, bir basın toplantısı düzenledi ve yasa dışı yollardan elde edilmiş bir ses kaydının tapesini açıkladı.

Sosyal demokrat partinin icraat kalemlerini görüyorsunuz, değil mi?

Tape...

İllegal kayıt...

Şantaj...

Montaj...

Genel Başkan Kılıoçdaroğlu, bütün bir yerel seçim kampanyasını, elinde kaset dolaşarak geçirmişti.

Muarızları “beledi hizmetler”den söz ederken, o grup toplantılarında tape okuyordu.

Muarızları “köprü, yol, havaalanı, enerji santralı, tüp geçit, istihdam” derken, o “Haramzade, hırsız, alçak, sahtekar, angus sığırı” diye dolaşıyordu.

Sonra da ağlaşırlar: “Bu halk niçin bizi adam yerine koymuyor? Niçin seçim kazanamıyoruz?”

Niçin seçim kazanacaksınız ki?

Niçin bu halk sizi adam yerine koyacak ki?

Dersimlisiniz, “Dersim” sözünü ağzınıza almaktan imtina ediyorsunuz.

Dersim’de yaşananların, üstelik, “Devrimin tarihsel koşullara içinde olağan ve meşru olduğunu” söylüyorsunuz.

Muarızınız Erdoğan “Başbakan” sıfatıyla, Dersim konusunda özür dilerken, siz Dersim meselesinin konuşulmasına yasak getiriyorsunuz.

Hemen hatırlayalım:

CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün’ün “Dersim’e ve Seyid Rıza’ya iade-i itibar” girişimine, ilk Kemal Kılıçdaroğlu karşı çıkmıştı: “Şimdi sırası değil...”

İlginçtir, Dersim isminin iadesine de, ilk, Kemal Kılıçdaroğlu karşı çıkmıştı.

Konu CHP içinde tartışılmıştı ama görülen lüzum üzerine tekrar rafa kaldırılmıştı.

Bir hatırlatma daha yapalım:

Eski CHP grup başkanvekili Onur Öymen’in (Dersimlilere reva görülenlerin olağan olduğuna ilişkin) Dersim gafına, o sırada düz milletvekili olan Kemal Kılıçdaroğlu sert tepki koymuş, kendi ölçeğinde küçük çaplı bir kriz yaratmıştı.

Sonra ne mi olmuştu?

Kılıçdaroğlu genel başkanlığa seçilir seçilmez, bu meselenin (Öymen’in neden olduğu krizin) parti içinde konuşulmasına yasak getirmişti.

Örnek çok...

Burada keselim ve yukarıdaki soruyu tekrarlayalım:

Haliniz ortadayken, niçin hâlâ “Bu halk bizi adam yerine koymuyor, seçim kazanamıyoruz!” diye ağlaşıyorsunuz?

Bugüne kadar yapılmış hiçbir bağımsız seçimi kazanamadınız...

Bundan sonra da kazanamayacaksınız.

İman-ı ekmel de görünseniz, ihsân-ı ekmel de görünseniz, ihlas-ı ekmel de görünseniz, rıza-yı ekmel de görünseniz, yakin-i ekmel de görünseniz kazanamayacaksınız.