Topluma ‘barýþ mesajlarý’ vermek gibi özel bir görevim yok...
“Doðru dili kullanayým, uzlaþýmcý olayým, mutedil yaklaþayým, aman germeyim..” gibi bir derdim de yok!...
Gördüðümü, inandýðýmý yazýyorum o kadar...
***
Dedim ki,
Bunun demokratik olgunlukla bir alâkasý yok... Askeri vesayet ve ideolojik yargý devam etseydi yani Türkiye ‘Eski Türkiye’ olsaydý, baþörtülü vekiller Genel Kurul’a girer girmez CHP isyan bayraðýný açardý... Mümkünse sopayla kovalarlardý AK Partili vekilleri...
Bunlar olmadý... Çünkü ordunun muhtýra vermediði, yargýnýn kapatma davasý açmadýðý bir Türkiye’de CHP’nin gücü sadece aldýðý oy kadardýr!... Halka raðmen siyaset yapmak zordur...
CHP’nin maçasý yemedi... O yüzden iki sitemkâr konuþma durumu ile geçiþtirdiler...
Zira ahval ve þerait müsait degil!...
Sýktýlar diþlerini, yutkundular...
Yapacak bir þey yoktu, hazmetmek zorunda kaldýlar...
Ama nereye kadar?!...
***
Birgül Ayman Güler þöyle diyor;
“31 Ekim günü Meclis’te tarihi bir gün yaþadýk. O tarihi gün Türkiye’yi karanlýða boðan AKP için ak günlerden, Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti için ne yazýk ki en kara günlerden biri oldu... Mücadele etmek boynumuzun borcudur...”
Doðrudur...
CHP için kara gündür... Demokratikleþme paketi açýldýðýnda da bir grup CHP’li vekil baþörtüsüyle mücadele edeceklerini söylemiþlerdi...
CHP’li Mahmut Tanal baþörtüsü serbestisinin iptali için Danýþtay’a baþvurarak mücadeleye baþlamýþtý zaten..
CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Loðoðlu, mücadele için gereðini yaparýz demiþti...
Ve sonunda Birgül Ayman Güler 31 Ekim’i ‘kara gün’ ilan etti...
Hadi buyurun...
Bana, ‘doðru dili kullan, mutedil ol, germe..’ diyen arkadaþlar, CHP’nin bu demokratik olgunluðu kaç okka çekiyor söyleyin þimdi bakalým!...
Ne olgunluðu yahu?!... Bunlarýn bünyesi ham demokrasiyi kaldýrmaz!...
***
Birgül Ayman Güler baþörtüsüyle mücadeleye fetva vererek baþlýyor;
“Dinimizde baþörtüsü diye bir þey yok..”
(Keþke bunu, Meclis’e girmeden önce söyleseydin baþörtülü vekillere!... Belki bu bilgiden haberleri yoktu!...)
Yahu sana ne!...
Kim nasýl inanýyorsa inanýr, kim neyi ne için giymek istiyorsa giyer...
Sana soran mý oldu?...
Müslüman bir kadýn, ‘dinimin gereði olarak örtüyorum’ diyor... Seni ne ilgilendirir ki?...
Ben sana ‘Kökten laikliðin þartlarý 3’tür, 5’tir... Sen bilmiyorsun!..’ diyor muyum?...
‘Gece yatmadan önce Nutuk’tan hangi bölümleri okuyunca sabah aydýnlanmýþ kalkarsýn..., Anýtkabir tavaf edilirken ne okunur..., ‘Ata’ya þikâyet nasýl yapýlýr öðretmeye çalýþýyor muyum?...
‘Mustafa Kemal’in askeri olmak için ‘bâlið’ olmak yeterlidir, ‘âkil’ olmak þart deðildir!.., Bir Kemalist Türk, iki Kemalist Kürt mertebesindedir.., þeklinde Kemalizm fetvalarý veriyor muyum?!...
Hayýr...
O zaman sen de karýþma!...
Benim dinimde baþörtüsü var...
Benim dinimle senin dinini de eþit gördürme!!...