Sen okulda rakı içebilesin diye darbe mi yapsınlar?

Pervaları yok... Artık “tehdit dili”yle konuşuyorlar... “Güvenlik paketi yasalaşırsa, halk ayaklanır”mış. 

Halkı ayaklandırmaya meraklı partinin yetkilisi de, mezkûr düzenlemenin Evren yasalarından kopya olduğunu söylüyordu.

Rezilliğe bakın ki, “Evren yasaları”nın yürürlükten kaldırılmasına en büyük tepki bu partiden gelmişti. (Evren’in yaptığı anayasayı değiştirtmemek için de türlü melanetler sergilemişlerdi.)

Güvenlik paketi halkı ayaklandırır mı bilmiyorum ama halkın ayaklanması için “hacet namazına” durmuş liberallerin varlığını biliyorum.

Biri, “İç savaşın kanlı cehenneminden geçmeden...” buyuruyordu.

Bu liberale göre, Halifelik peşinden koşan Erdoğan bol sayıda iç ve dış düşman biriktirmişti... Sonun sonuna doğru hızla yaklaşıyordu... İş artık, Türkiye’yi yeniden inşa edecek güçlere kalmıştı... (Eh, bu güçler sandıktan çıkmayacağına göre... Demek ki iç savaşın kanlı cehennemi yakın... Birileri gelecek ve “hukuk önünde Türkiye’yi yeniden inşa edecek...”)

Liberal entelijansiya artık Erdoğan’ın nasıl gideceğini tartışıyor.

Demokratik yollarla gitmeyeceğine kanaat getirmiş durumdalar.

Dolapdere kampusundaki öğlen rakılarından mahrum kaldığı için çıldıran şahıs, peş peşe “Bu böyle gitmez” yazıları yazdı ve yakın zamanda “bir şeyler olacağı” müjdesini verdi.

Bir diğeri, önce “No Pasaran” diye ünledi, sonra da bize çok acı çektirecek büyük bir “toplumsal altüst oluşu” işaret etti... (Tarhan Erdem Bey’in de buyurduğu gibi, böyle olurmuş bu işler... Büyük bir kaos yaşanmadan normale dönülemezmiş. Kaos olacakmış ki, halk güçleri duruma el koyabilsin.)

Biri de (Cemal Paşa’nın torunu olan zat), mütemadiyen, “Sonun Menderes gibi olacak” yazıları yazıyor...

Menderes anayasayı çiğnemiş... Darağacını boylamış...

Erdoğan da anayasayı çiğniyormuş. Üstelik toplumu kutuplaştırıyormuş.

Hayır, darbe olmayacakmış...

Erdoğan halk ayaklanmasıyla gidecekmiş.

Bunu da (yani Erdoğan’ın halk ayaklanmasıyla gideceğini de), cemaatin operasyon gazetesinde yazan bir eski polis şefi iddia ediyordu...

Ben de bir darbe olacağı düşüncesinde değilim... Çıldırmış paralel unsurların TSK içinde yaratacağı oldubittiyi ihtimal harici tutarsanız, konvansiyonel bir darbe zor görünüyor. En azından şimdilik zor...

Zaten arkadaşlar da “iç savaşın kanlı cehennemini”, “büyük bir toplumsal altüst oluşu” ve “halk ayaklanmasını” işaret ediyor.

Ben de diyorum ki, Gezi olayları, 17 Aralık ve Kobani’nin cem’inden bir şey çıkar mı? Bunun tekrarlanması, özlenen halk ayaklanmasını getirir mi?

Bunu ben söylemiyorum, “müttefikler” söylüyor...

İttifak resmine bakın, ne tasarlandığını göreceksiniz...

Recep Tayyip Erdoğan nefretinin motive ettiği ve alesta tuttuğu, üstelik farklı renkler barındıran, hatta “dış ayağı” da bulunan bir “ittifak” bu... Birbirleriyle hasım olması gereken unsurlar, Gezi’cisi, solcusu, Kemalist’i, Emniyet’çisi, bürokratı, cemaatçisi, bu nefret temelinde birleşmiş durumdalar.

Bu ittifak, istikbalde bir “cunta”yı tetikleyebilir mi?

Bu cunta bizi (mevzun provokasyonlarıyla) “iç savaşın kanlı cehennemine” sokar mı?

Neden olmasın?

Hiç rastlanmamış bir olay değil ki bu...

Seçimle alt edilmeyenlere uygulanan “tarife” her zaman aynı olmuştur.

Bunu, Türk liberallerinin “tehdit dozu” giderek artan yazıları da teyit ediyor.