Sen ona beyaz de...

Vatandaþlýk hakký, 1876 Kanun-i Esasî’nin 8. maddesinde þu þekilde düzenlenmiþtir. “Devleti Osmaniye tabiiyetinde bulunan efradýn cümlesine herhangi din ve mezhepten olur ise olsun bila istisna Osmanlý tabir olunur ve Osmanlý sýfatý kanunen muayyen olan ahvale göre istihsal ve izafe edilir.”

Madde metninden anlaþýlacaðý üzere Osmanlý Ýmparatorluðu’nda din, mezhep, ýrk, dil gibi subjektif unsurlara herhangi bir atýf olmadan herkese ‘Osmanlý’ denilmekteydi; 1924 Anayasasý’nda ‘

Türk’ deneceði ifade edilmiþtir. 1961 ve 1982 anayasalarýnda ise vatandaþlýk baðýyla baðlý olan ‘herkes Türk’tür’ seklinde deðiþtirilmiþtir.

CHP Ýzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in, “Hiç Türk ulusuyla Kürt milliyeti eþit olur mu?” sözü anayasada vatandaþlýkla ilgili yapýlmak istenen deðiþikliðin daha net anlaþýlmasý gerekliliðini ortaya koydu. Anayasa deðiþikliðiyle herhangi bir etnik vurgu yapýlmadan, eþitlikçi bir vatandaþlýk anlayýþýna yer verilmek istenmektedir. Bu þekilde vatandaþlýk bireylerin devlete olan siyasi aidiyetini vurgulayan bir kimlik kazanýr. “Devlete vatandaþlýk baðýyla baðlý olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaþýdýr” þeklinde.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý olmak bir üst kimliktir ve buna sahip olmak nasýl büyük bir onursa, bu onura liyakatle baðlý olmakta görevimizdir. Bu inançla vatan uðruna nice þehit kanlarý topraklarýmýzý süslemedi mi? Ecdadýmýzýn kaný Çerkez, Arnavut, Laz, Yörük, Kürt, Türk diye deðil bu vatanýn evladý diye aktý. Hiç birimizin diðerinden üstünlüðü yok, insan arasý üstünlük takvayla milli ve manevi deðerlere sahip olmakla olur.

Bir de “damardaki kan bu vatanýn evladý diye aktýkça olur”...

Surette kalýrsan putperestsin.

Her þeyin suretini býrak, mânâya bak.

Hacca giderken hac yoldaþý ara.

Ama ha Hintli olmuþ, ha Türk, ha Arap.

Onun þekline, rengine bakma; azmine ve maksadýna bak.

Rengi kara bile olsa deðil mi ki seninle ayný maksadý güdüyor, ayný senin rengindedir, sen ona beyaz de...

Mevlâna