ABD önce kendisine -borçlanamama- cezasý verdi. Ardýndan -borçlanamazsam iflas ederim- cezasýný sýraya koydu... Uzaktan bakýnca, gayet akýldýþý bir durum. Ama senaryo adým adým uygulandý. Nedeni, ABD siyasetinin cilveleri.
ABD’de iki siyasi parti var: Demokrat ve Cumhuriyetçi... Bu iki partiyi ayýran sýnýr: Devletin bireye ve hayata müdahalesinin sýnýrý... Demokratlara göre devlet koruyucu kollayýcý müdahaleci ve düzenleyici olmalý... Cumhuriyetçiler’e göre ise devletin, yani merkezi yönetimin etki ve ilgi alaný en aza inmeli, hatta hiç olmamalý. Son bütçe-borç tavaný krizinin nedeni, bu ideolojik ayrýlýk. Demokrat-sol Obama gayet müdahaleci bir saðlýk sigortasý reformu geçirince, Liberal-sað Cumhuriyetçiler bu reformu durdurmak için bütçeyi kilitleyip, ülkeyi borç tavanýna çarptýrýp iflas ettirmeyi planladýlar: Treni raydan çýkartýrsan, istasyona gelemez.
Krizin faturasý Cumhuriyetçiler’e çýktý. Treni raydan çýkartma planý Cumhuriyetçiler’in içindeki Çay Partisi fraksiyonunun marifeti. Bu fraksiyona genel destek yüzde 20. Krizdeki katkýlarýndan ötürü Çay Partisi’ne tepki yüzde 50 ye yakýn. Diðer Cumhuriyetçiler -bütçe açýðýný ve borcu düþürmek için bu fraksiyonun peþine takýldýklarýný söylüyorlar. Çay Partisi ise durumdan memnun. Dini duygularý evanjelist tarafa kayan bu fraksiyon, küçük mesajlar verilerek geniþ etkiler yaratýlacaðýný düþünüyor. Mesela -Obama yargýlanmalý- diye bin kez tekrar edilirse, yargýlanacaðýna inanýyorlar. ABD’nin borcu çok- diye tekrarlýyorlar. Cumhuriyetçiler bu krizin acýsýný baþka meselelerde çýkartmaya çalýþacak. Kavga bitmedi, daha da alevlendi.
ABD’nin 200 küsur yýllýk tarihinde hep iki parti var. Kriz zamanlarýnda, þimdi olduðu gibi -üçüncü parti- arayýþý olur. Ama sosyal yapý üçüncü partiye izin vermiyor. Böyle bir parti için saðlam bir program, çok sayýda eleman ve çok para lazým. Üstelik iki partiyle zaten bölünmüþ siyasete bir parti daha gelirse, bölünme artacak. ABD refahtayken, pasta büyükken, siyasi partiler fazla itiþmezdi. Þimdi hala 2008 krizinin etkileri yaþanýyor, ekonomik büyüme yavaþ. Þimdi pasta küçük, kavga büyük. Bu kavga, ideolojik.
ABD’nin -Borç Tavaný- meselesi dünyayý da kagýlandýrdý. ABD borç ödemeyip temerrüde girse, iflas etse, dünya ekonomisi de karýþýr- kaygýsý öne çýktý. Bu akýl dýþý borç krizi nedeniyle dünya ABD’ye iyi gözle bakmýyor. ABD tahvillerinin üçte ikisi Çin ve Japonya’nýn elinde. Kalan da aðýrlýklý olarak ABD kurumlarýnda, bireylerde. ABD’nin durduk yerde iflasa girip hem kendine hem de Çin’e darbe vurma ihtimali Pekin’i çok rahatsýz etti. Çin’de 1.3 trilyon dolarlýk ABD tahvili var. Çin’in milli geliri 8 trilyon. Ve Çin bu yüzden -Amerikan etkisinden arýndýrýlmýþ bir dünya- çaðrýsý yaptý. Çin, ABD ekonomisi için çok önemli bir ülke. 2008 krizine kadar ABD ekonomisinin talebine Çin arz saðlýyor ve Çin dolar kazancýný ABD tahviline yatýrýp kendi kurunu ihracat için düþük tutuyordu. ABD tahvili aldýðý için de Çin’in ABD pazarýna mal sokmasýna göz yumuluyordu. Þimdi bu denklem aksýyor. En önemlisi: ABD talebi düþük, krizden çýkýlamadý.
Þimdi ne olacak? ABD bütçe ve tavan sorununu ocak-þubata erteledi. Yeni ‘Borç Tavaný’na þubat baþýnda gelinecek, ancak Hazine’nin çevirme, oynatma manevralarýyla parasý marta, belki nisana kadar yetecek. O zamana dek siyaset uslanýr mý? Zor... Þimdi düþülen durumlar o zaman da tekrarlanýr mý? Evet... Baþka? Siyasetin ekonomik risk yarattýðý ortamda FED gazdan ayaðýný çekemez, þefkat, muhabbet ve likiditesini azaltamaz. Son tavan krizi ABD büyümesini traþladý ve FED’in baþýný alýp biryerlere gidemeyeceðini gösterdi. ABD siyaseti yatýþmadan, -ki Kasým 2014’te hayati araseçim var- FED’in parayý kýsmasý zor. Bol likiditeye, düþük faize, düþük dolara devam. Mayýstan beri -FED gidecek- diye bir bardak suda boþuna fýrtýna kopuyor. Artýk bardak da ne kelime: FED susayana damacana ile su koþturmaya hazýr.