Köklü sorunlarýndan kurtulma yolunda çaba gösteren ülkelerde bazen akla ters düþen, kolay açýklanamayan geliþmeler de yaþanýr; her þey olup bittikten, çözüm yolunda hayli mesafe alýndýktan veya o noktadan uzaklaþtýktan sonra sebebi ortaya çýkan geliþmeler...
Þimdi ‘Kürt sorunu’ diye adlandýrdýðýmýz konuya bu gözle bakalým: Bazý BDP milletvekillerinin dokunulmazlýklarýnýn kaldýrýlmak istenmesi sözgelimi; ya da KCK kapsamýnda yeni gözaltýna almalar... Sorunun çözümü yolunda adýmlar atan ülkemizde, hiç deðilse ilk elde garip geliyor...
Garipliðin sebebi þu: Sorunlarýn çözümünde, siyasi kadrolar, karþýlarýnda kendileri gibi siyasi kimliðe sahip olan muhataplar arar. Siyasi konular ayný dili konuþan siyasetçilerle daha kolay çözüleceði için...
Hiçbir ülkenin sorun çözüm biçimi, sorunlar birbirine benzese de toplumlar farklý olduðu için, birbirinin týpatýp aynýsý olmaz; ama yöntemler arasýnda en fazla benzeþme siyasi muhatap arayýþýnda yaþanýr. Ýngiltere baþýný aðrýtan IRA teröründen kurtulmaya kesin karar verdiðinde Sinn Fein adlý IRA’nýn siyasi koluyla müzakereye oturdu.
Müzakerecilerin tek þartý, Sinn Fein adýna karþýlarýna geleceklerin teröre bulaþmýþ militanlardan olmamasýydý. Buna raðmen, istihbaratýn IRA ile irtibatýný tespit ettiði Gerry Adams’ýn muhataplýðýna ses çýkarmadý Ýngiliz devleti adýna müzakereyi yürütenler... Adams’ýn IRA üzerindeki etkisinin sonuç getireceði bilindiði için...
Kim ne derse desin, sorunlarýn çözümü için gerekirse müzakere yürütmek asla yanlýþ deðildir.
Türkiye’de çözüm arandýðýnda muhatap seçilebilecek insanlarýn BDP’den seçilmiþ milletvekili ve belediye baþkanlarý arasýnda aranmasý doðal deðil midir? Doðal olan hiç kuþkusuz budur. Buna raðmen BDP milletvekillerinden bazýlarýnýn dokunulmazlýklarýnýn kaldýrýlmak istenmesi ve en son Siirt belediye baþkanýnýn da aralarýnda bulunduðu bazý yerel isimlerin gözaltýna alýnmasý, hiç deðilse ilk bakýþta, çok yadýrgatýcý... Garip...
Ýnsan kendisine muhatap olarak seçeceði kiþilere bu muameleyi yapar mý?
Bazen yapar. Özellikle muhatap arayanlar garip gelse bile, bazen böyle davranmak zorunda kalýr.
Nedeni basittir bu garipliðin: Her örgüt içerisinde deðiþik düþüncede insanlar vardýr; kiminin düþüncesi çözümü kolaylaþtýracak kiminin ise zorlaþtýracak —hatta imkânsýz kýlacak— cinstendir. Böyle durumlarda, bir bakarsýnýz, muhatap olarak seçilecek örgüt içerisinden bazýlarýnýn baþýna hemen anlaþýlmayacak türden olaylar gelmeye baþlar...
Fazla uçuk görünmemesi için bizde yaþananlarla sýnýrlý tutalým senaryomuzu: Çözümü zorlaþtýracak veya imkânsýz kýlacak beþeri unsurlarý gözaltýna alýr veya gözden düþürürsünüz... Çözümü kolaylaþtýracak olanlarýn önünü açmak amacýyla...
Daha dolaylý yöntemlerle de ayný sonucun alýndýðý olur: Kolaylaþtýrýcý olacaðýna inandýðýnýz kiþileri yýpratma kampanyanýza hedef seçerek öne çýkartýr ve sonunda müzakereyi onunla yaparsýnýz...
‘’Acaba?’’ kuþkusuyla yaklaþýldýðýnda KCK operasyonunda aklý zorlayan bir nokta var: Gözaltýna alýnan insan sayýsý, ince bir hesapla yapýldýðý düþünülmeyecek kadar çok...
Böyle olunca da birbirinden fantastik ve hepsi yekdiðerinden daha karamsar senaryolar havada uçuþuyor...
Yoksa ben de þimdi bir senaryo mu yazmýþ oldum?