Eþlerin birbirlerinin aileleri ile yaþadýðý sorunlar, neredeyse tüm dünyada evliliklerde sýk yaþanan sorunlar listesinde yer alýyor. Hatta bazý evliliklerde ailelerle iliþkiler neredeyse bir numaralý sorun olabiliyor. Bir kýsým evliliklerde ise, ailelerle önemli bir sorun olmuyor, hatta bu açýdan iyi bir uyum bile olabiliyor.
Ailelerle iliþkilerde en sýk sorunlar þu þekilde sýralanabilir: Kayýnvalide gelin çekiþmesi, görümce ile yaþanan sorunlar, kadýnýn veya erkeðin kendi ailesine aþýrý baðlýlýðý, her bir eþin karar alýrken daha çok kendi anne babasýnýn dediklerine uymasý, ailelerle ne oranda vakit geçirilecek gerilimi, bayram ve tatillerde nerede kalýnacak meselesi, iki aile arasýndaki kültürel farklýlýklar. Liste uzayýp gidebilir.
Ailelerle iliþkinin temel psikolojileri
Ailelerle iliþkiler meselesinde hem eþlerin her birinde hem de ailelerde “ihtiyaçlar” ve “korkular” içeren güçlü psikolojiler var. Bu sebeple bu mesele yaygýn ve evlilikleri etkileyecek güçte sonuçlar üretiyor.
Birçok kiþinin kendi ailesine doðal ve olumlu bir baðlýlýðý var. Temel soru þu: Kendi ailemize olan doðal duygusal bað, eriþkin dönemde içine girdiðimiz diðer bir aile fertlerine karþý olur mu? Bu soruya cevabým “mümkün ama kolay deðil” þeklinde. Mümkün çünkü mutlu evlilik çalýþmamda örneklerini gördüm. Zor çünkü evlilik terapilerinde oldukça fazla olumsuz örnek duyuyorum.
Birçok eþ bilinçli veya bilinçdýþý eþini kendi ailesine daha yakýn hale getirmeye çalýþýyor. Kendindeki olan doðal eðilime eþinin de uymasýný bekliyor. Diðer bir açýdan da “kendi çekirdek ailesini kuramama korkusu” yaþýyor. Eþinin ailesinin kendilerini yöneteceðini düþünerek erkenden gardýný almaya çalýþýyor. Eþini ailesinin etkisinden uzak tutma çabasýna giriyor.
Aileler açýsýndan da “evlatlarýný kaybetme korkusu” var. Kendi evlerinden çýkan çocuðun kendilerinden uzaklaþmasýnýn korkusunu yaþýyorlar. Özellikle belirli bir yaþtan sonra hayatla olan baðýný çocuklarý üzerinden tanýmlayan anne ve babalar çocuklarýnýn hep kendileri ile birlikte olmasýný arzuluyorlar. Evlatlarýndan uzak ve yalnýz kalma korkusu, yaþlýlýðýn en temel psikolojilerinden biri.
Gelin ile görümce arasýndaki sorunlarda da güçlü psikolojiler var. Aðabeyi ile arasýnda güçlü bir bað bulunan hatta onu gözünde idealize eden genç bir kýz, abisinin evliliði ile kendisinden doðal uzaklaþmasýný “baþka bir kadýnýn gelip abisini alýp götürmesi” olarak yaþayabilir. Bu kadýnýn idealize ettiði abisine yeterince uygun olmadýðýna dair kanaatler oluþturabilir. Gelin haným da, eþinin kardeþi ile yaptýðý samimi sohbetleri “kendisinden esirgenen sýcak muhabbetin baþkasýna verilmesi” olarak yaþayabilir.
Diðer güçlü psikolojilerden biri de uluslararasý iliþkilerde olana benzer þekilde “mütekabiliyet / karþýlýklýlýk psikolojisidir”. Nasýl ulus devletlerden biri diðerinin büyükelçisini gönderirse, diðer ülke benzer tepkiyi verirse, eþ iliþkilerinde de karþýlýk verme sýk yaþanýr. Eþinin ailesini gerçekte sevmediðini veya onlarla birlikte olmaktan hoþnut almadýðýný hisseden biri, bilinçli veya bilinçdýþý diðer aileye benzer bir tepki içine girebilir. Normalde eþinin kendi ailesine karþý olumsuz duygularýný hissetmese, eþinin ailesiyle olumlu iliþkiler kurabilecek bir eþ, karþýlýklýlýk ilkesini iþleterek, eþinin ailesine karþý mesafe koymaya baþlayabilir.
Bu kadar güçlü ihtiyaçlarýn ve korkularýn olduðu bir alanda, bu psikolojik ihtiyaç ve korkularý dikkate alacak bir pratik hal oluþmadýðýnda, eþlerin bu sebeple tekrarlayan kavgalar içerisine girmesi neredeyse kaçýnýlmaz.
Aileleri üzerinden tartýþýp duran eþlere önerim þöyle: Yukarýda tanýmladýðým psikolojilerin iliþkinizde olup olmadýðýna bakýp, bu ihtiyaç ve korkularý dikkate alan uygulamalar yapýn.