Bir ülkenin lideri “on binlerce kilometre öteden geleceksin, müdahale edeceksin, Neymiþ oradaki merkezi yönetim davet etmiþ. Tamam da benim bir tarafta 911 diðer tarafta 350 kilometre sýnýrým var. Sýnýrlarým tehdit altýnda, yüzlerce insaným þehit oldu. Ben diyeceðim ki ‘elinizi kolunuzu sallaya sallaya girebilirsiniz’ böyle bir þey olabilir mi? Yok öyle yaðma. Ben Halep’i Gaziantep’ten, Musul’u Van’dan nasýl ayrý görürüm? Bunun hesabýný ne ecdadýmýza ne de torunlarýmýza veremeyiz” diyorsa sebebi sensin sen...
Bir Reis “Türkiye Irak ve Suriye’de yaþanan her geliþmenin içinde mutlaka olacaktýr. Suriye’de varýz. ÖSO mensuplarýyla birlikte Cerablus’tan baþladýk, Rai’ye Dabýk’a kadar indik, sýrada El Bab var. Birileri bizi ýsrarla geri tutmaya çalýþýyor. Bu ýsrarýn ardýnda kimler var biliyoruz” diye uyarýyorsa sebebi sensin sen...
Bir Cumhurbaþkaný “Münbiç’i PYD terör örgütünden temizleyeceðiz. Fýrat’ýn doðusuna gidecekler, gitmezlerse gereðini yapacaðýz” diyorsa sebebi sensin sen...
Bir Baþkomutan “Hem Suriye’de hem Irak’ta etkin bir þekilde var olmak için her türlü gerekçeye sahibiz. Buna raðmen her türlü itham, her türlü engellemeye maruz kalýyoruz. Bu tezgâh eski Türkiye’de iþleyebilirdi ama bugün ki Türkiye’de böyle bir durumun kabul edilmesi mümkün deðil” sözünü haykýrabiliyorsa sebebi sensin sen...
Ülkenin bir numarasý “bundan sonra gerekirse sahada göze göz diþe diþ mücadele vererek, gerekirse diplomasi masasýna yumruðumuzu indirerek bu milletin hakkýný, geleceðini koruyacaðýz. Þayet bunun bir bedeli varsa onu da ödeyeceðiz” þeklinde dik duruyorsa, sebebi sensin sen...
Recep Tayyip Erdoðan “Irak ve Suriye meselesi baþkalarý için enerji petrol bölgesel çýkar meselesi olabilir. Bizim için bu mesele hayat memat meselesidir. Yolumuza çýkanlara tavsiyem þu. Konuyu bu pencereden bir kez daha deðerlendirsinler” diye ayar veriyorsa, sebebi sensin sen...
Erdoðan, dik durabiliyor, muhataplarýna cesaretle cevap verebiliyor, gerektiðinde rest çekebiliyorsa, sebebi sensin, sebebi benim, sebebi bizleriz. Sebebi ülkesine, liderine, geleceðine sahip çýkmak adýna 15 Temmuz’da tanka kafa atanlar, kurþuna göðsünü siper edenlerdir.
Paradigma deðiþikliði
Erdoðan’ýn bu açýklamasý, tarihi manifesto niteliðinde, tüm dünyaya bir baþkaldýrýdýr. Türkiye’nin bu zamana kadar baþta terörle mücadele olmak üzere dýþ politikada bir makas deðiþtirdiðini, yeni bir paradigmaya geçtiðinin göstergesidir. Artýk savunmada kalmayacaðýnýn, ataða geçtiðinin hamleleri kendi topraklarýnda deðil, çýktýðý yerde boðacaðýnýn dünyaya duyurulmasýdýr. Bu salt bir efelenme deðil, sonucunu bilerek ülkeye, bu ülke insanýnýn geleceðine sahip çýkýlacaðýnýn açýk ifadesidir. Ýçerideki hempalarý anlamasa da, Türkiye’nin devlet düzeyinde muhataplarý bu paradigma deðiþikliðini net bir þekilde anladýlar. Türkiye, anlamamakta ýsrar edenlere önümüzdeki günlerde þok geliþmelerle cevap verecektir. Duyurulur.
Tokat gibi cevap
Ülkenin liderine bu gücü veren, Diyarbakýr’da geçen gün teröriste tokat atan esnaftý. Diyarbakýr Belediye Baþkaný Gültan Kýþanak’ýn ve meclis üyesinin gözaltýna alýnmasýný bir provokasyona dönüþtürmeye çalýþan PKK terör örgütünün siyasi kolu HDP’nin milletvekilleri ummadýklarý bir tepkiyle karþýlaþtý. Diyarbakýr halký kendilerini sokaða çaðýran PKK teröristlerine yüz vermediði gibi, serkeþlik edenlere de tokadý bastý. Hendek siyasetiyle halký yanýna çekeceðine inananlarýn hendekte boðulduðunun delilidir bu tokat.