Serçe ve namaz katliamý…

O, en güzel yýldýzlarýn etrafýnda dönen ve ötelerin anahtarý dünyayý, kusursuz bir denge ve insicam üzerine yarattýðý kâinat düzlemine yerleþtirmiþ. Bu dehþetengiz insicam sayesinde kâinat muhteþem döngüsünü sorunsuz bir þekilde yapmakta.

Ne zaman ki bu dengeye dýþarýdan bir müdahale olursa o zaman sorunlar baþlar!

Örnek çoktur ama ben güncel olanlardan bir tanesiyle dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

Yýl 1958... Mao Çin'i...

Mao, yüzyýllarca aþaðýlanan ülkesini güçlendirmek ve toplumunu yeniden þekillendirmek amacýyla "Ýleriye Doðru Büyük Sýçrayýþ" stratejisini baþlatýr. Stratejinin bir parçasý da tarýmdýr. Tarýmsal üretimin verimini düþürdüðü düþünülen dört zararlýya karþý savaþ ilan edilir.

Bunlar, hastalýk yayan ve üretimi zayýflatan sýçanlar, sivrisinekler, sinekler ve serçelerdir. Özellikle her biri yýlda dört kilo tarým ürünü yemekte olan serçelerin yok edilmelerine karar verilir.

Ülkede büyük bir serçe avcýlýðý baþlar.

Köylüler tarlalarda tencere, tava, davul çalarak serçelerin yere konmasýný engellerler. Korkudan uzun süre havada kalan serçeler açlýktan ve yorgunluktan bitap düþüp ölmeye baþlar.

Sonunda serçelerin kökü kurutulur.

Fakat bu baþarý (!) yakýn bir zamanda inanýlmaz bir hüsrana yol açar. Zira serçeler sadece ürünleri deðil ürünlere musallat olan börtü böceði de yiyorlardýr.

Serçeler yok olunca börtü böcek çoðalýr ve ürünleri talan etmeye baþlar. Ardýndan da çekirge istilasý gelince, Çin tarihinin en büyük kýtlýklarýndan biri yaþanýr.

Tabiatýn hassas dengesiyle oynayýp zinciri bozmanýn sonucu oluþan kýtlýðýn Çin halkýna faturasý otuz milyon kiþinin trajik biçimde ölümüdür.

Ýnsicamý bozmak, kâinatýn yaratýlýþýný deðiþtirmeye çalýþmak böyle vahim sonuçlar doðuruyor.

Bugün bazý þeylerin dengesinin bozulduðunu görmekteyiz.

Suç oranlarý artmýþ; dolandýrýcýlýk, gasp, adam öldürme, yaralama sayýlarýnda büyük bir artýþ yaþandýðý dile getiriliyor.

Zina, tecavüz artarken ülkemizdeki doðum oranlarý tarihimizde ilk kez eksiye düþmüþ durumda!

LGBT ve benzeri sapkýn düþüncelerde büyük bir artýþ var! Ateist, deist, agnostik sayýsý ise daha önce hiç ulaþamadýðý rakamlara çýkmýþ!

Çocuklara yönelik suç ve istismar olaylarý ise isyan düzeyinde...

Peki, insicamýn hangi teline dokunuldu da hangi dinamik yok edildi de bu hale gelindi?

Kötülüðü ve kötüleri engelleyen hangi paratonerin topraðýyla oynandý?

Bittabi polifaktoriyel olabilir. Ve fakat Asal Araþtýrma'nýn yaptýðý bir araþtýrmada "Ne sýklýkta namaz kýlarsýnýz?" diye sorulmuþ. Nisan 2022'de "Bütün namazlarý kýlarým" oraný %23 iken Aðustos 2024'de bu oran %18,8'e gerilemiþ!

Yok edilen deðer namaz...!

O'nun, "Ben insanlarý ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattým." buyruðunda belirtilen "ibadetin" en kapsamlý karþýlýðý namaz.

"Sana vahyedilen kitabý oku ve namazý kýl. Muhakkak ki namaz, hayasýzlýktan ve kötülükten alýkoyar..." buyruðundaki namaz.

Kusursuz örneðimiz ve önderimizin "dinin direðidir." diye iþaret ettiði namaz.

Toplum yaþamýndaki en kýymetli insicam olarak belirlenen namaz ne kadar azalýrsa kötülükler de o kadar artýyor!

Mao'nun serçe katliamýný biz namaza karþý yapýyoruz!

Çin'in yaþadýðý büyük yýkýma biz toplum hayatýmýzda duçar kalýyoruz.

Çin bozulan insicamý, farklý ülkelerden getirdiði serçelerle onarmaya çalýþtý ve yeniden dengeyi kurmayý baþardý.

Biz de insicamý koruyarak; namazý yeniden toplum inþasý haline dönüþtürerek kötülüklerden, zulümlerden, ahlaksýzlýklardan temizlenebiliriz.

"Namaz yolda komaz!" derdi babaannem! (Allah rahmet etsin!)

Bir insan hem namaz kýlýp hem de hýrsýzlýk yapabilir mi?

Bir insan hem namaz kýlýp hem de zina yapabilir mi?

Bir insan hem namaz kýlýp hem de zulmedebilir mi?

Bir insan hem namaz kýlýp hem de cana kastedebilir mi?

Bir insan hem namaz kýlýp hem de anne-babasýna, eþine, çocuklarýna azap çektirebilir mi?

Bir insan hem namaz kýlýp hem de LGBT ve benzeri sapkýn düþüncelere esir olabilir mi?

Sosyolog Antony Gidden der ki: "Eðer ailenin görevleri birtakým kurumlara devredilirse, aile daðýlýr."

Komünist Mao'nun kampanyasý varsa bizim de doðru adýmlar atýlmasý durumunda kesintisiz sürdürülebilirliði hedefleyen "Türkiye Yüzyýlý" stratejimiz var.

Haydi aileler iþ baþýna!