Geçmiþteki son dört-beþ sezona göre, daha seyredilebilir bir lig mevsimi yaþýyoruz. Ýyi dediðimiz maçlarýn 90 dakikasý tam zamanlý kaliteli geçmese de, bu süre içindeki güzel anlarýn miktarý arttý. Bursaspor-Beþiktaþ mücadelesi de, anýmsanacak maçlar arasýna girdi.
Her iki takým da, “Çabuk sonuç almayý” hedefleyen bir hareketlilik içindeydi. Bu da maçý akýþkan yaptý... Beþiktaþ, rakibinin orta sahadan kolay çýkmamasý için; topa sahip olana yönelik 3-4 kiþilik bloklar halinde pres uyguladý. Ancak aradan sýyrýlan toplar için, kademe anlaþýnda yeterli destek yoktu. Bu yüzden pozisyonlara açýk kaldý. Gene de seri çýkýþlarýyla, ilk yarýda Quaresma ve Sosa ile iki önemli pozisyon buldu. Ama Bursa da, direkten döndü.
Ersan Gülüm’ün (Kendi dengesiz düþüþünden kaynaklanan) bilek sakatlýðý, bence çok önemliydi. Farkýnda deðiller ama, ciddi bir çatlak olduðundan þüpheliyim. Sprey sýkýlarak maça devam ettirilmesi doðru deðildi. Ýnþallah, hafta içindeki doktor kontrolünden üzücü bir haber çýkmaz.
Quaresma’nýn baþýna buyruk oyun serüveni devam ediyor. Ama geçmiþ maçlarýna göre, daha gayretliydi. Fakat yetmez... “Takým oyunu” moduna girmezse, hocasýyla sorunlar yaþamayý göze almasý gerekir. Þenol Güneþ dün gece 74. dakikaya kadar iyi dayandý.
Maç dürüst mücadele koþullarý altýnda oynanmasýna raðmen, çok sert geçti. Gene de büyük bir gerilim ve adrenalin oluþmadý. Çünkü herkesin aklý, sadece top oynamaktaydý. Kimse þeytanlýk, kurnazlýk ya da rakibi sindirme uyanýklýðýnda deðildi. Yani sert ama mert bir mücadele oldu. Maç, hangi tarafýn açýk hükümran ve dominant olduðu kolaylýkla anlaþýlmayan bir güç dengesinde geçti. Her iki taraf için de, her an herþeyin olabileceði bir hava vardý. Oyun devam ederken, ‘þu kazanýr bu kaybeder’ diye hüküm verilemezdi. Çünkü kimse yenilgiyi haketmiyordu. Beþiktaþ kazansa da, beraberlik adil olandý.