Sesimi duyan var mı

Merkez üssü, 28 Şubat darbesinin planlandığı Gölcük Donanma Komutanlığı olan 17 Ağustos depreminin 17. sene-i devriyesi. Allah, depremde vefat eden Müslüman Anadolu halkına rahmet eylesin!

“Sesimi duyan var mı”...

17 Ağustos depremi dendiğinde hemen akla gelen sesleniş;

Çürük sistemin çürük binalarının enkâzında kalanlara...

Günlerce deprem bölgesine gidemeyen devleti gazete ilanlarıyla arayanlara...

Bir çağrıydı: “Sesimi duyan var mı!”

Bir umuttu...

Çürümüş sistemin kurbanlarının birbirine seslenişi, el uzatmasının sembolü...

Maalesef, tonlarca ağırlığındaki bina yıkıntılarının altından bu çağrıya cevap verebilen olmadı. En iyi bildiği iş halkına zulmetmek olan sistemin kartondan binaları halka mezar olmuştu.

“Laiklik” balyozuyla 28 Şubat 1997’de darbe yapıp yönetimi gasp eden Batıcılar 17 Ağustos 1999’da halkı beton yığınlarının altında bıraktılar. Aman laikliğe bir şey olmasın! Halk mı; tohumuna para mı saydılar ki düşünsünler!..

O dönem Batıcılar Müslüman Anadolu halkını sadece beton enkâzının altında bırakmadı. Halkın oturacağı binaları sağlam mı çürük mü diye dert etmeyen sistem, zulmüne direnen Müslüman Anadolu’nun yiğit evlatlarını tutsak etmek için muhkem kaleler inşa etti; adına da “F Tipi” dedi...

Müslüman Anadolu’nun evlatları ‘Depreme dayanıklı’ F Tiplerinden bizlere sesleniyor: “Sesimizi duyan var mı!”

Ama nafile...

Seslerini duyuramıyorlar biz kalbleri sağırlara...

Hele de şu günlerde...

Batı’nın F Tipi yapılanma üzerinden Anadolu’yu işgale teşebbüs ettiği şu günlerde...

Onlar seslerini duyulamıyorlar...

Oysaki tek suçları 15 Temmuz 2016’dan çok önce tehlikeyi farketmek...

20 yıl önceden meydanlara çıkmak...

Bunun cezasını çekiyorlar!

15 Temmuz işgal teşebbüsünün ardından bir mağduriyet edebiyatı sürüp gidiyor. Lâkin, 20 yıldır zindanlarda olan Müslüman Anadolu’nun evlatları, 15 Temmuz neslinin öncüleri hiç akla gelmiyor. Efendileri tarafından kullanılıp sonradan tasfiye edilmek ne zamandan beridir mağduriyet oluyor!..

Geçin bunları efendim!

Madem mağduriyet mevzuunda bu kadar hassassınız...

Mâdem hak hukuk yerini bulsun diyorsunuz...

O zaman kalbinizle dinleyin...

Duyacaksınız F Tiplerinden yükselen sessiz feryadı: “Sesimizi duyan var mı!”

“Müslüman kardeşinin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir” buyuruyor Peygamber Efendimiz.

Bir araştırın bakalım bu hadîs sahih mi değil mi!..