YEÞÝLTAÞ: Rusya da savaþ istemiyor ama radikallerden rahatsýz. Savaþ olursa olumsuz etkileniriz. Mülteciler, radikallerin sýnýra yakýn olmasý, Ýdlib sonrasý rejimin gözünü Afrin’e dikmesi. Hepsi zor konular. 7 Eylül zirvesinden sonuç çýkacaktýr.
“Türkiye-ABD iliþkilerinin toparlanmasý için öncelikle ikili iliþkilerdeki statü ya da tanýmlama sorunun halledilmesi gerekiyor. ABD merkezli sözde liberal uluslararasý düzenin tasdik edici ülkesi olmak istemiyor Türkiye. Uluslararasý düzenin adil þekilde yeniden yapýlandýrýlmasýný savunuyor. Daha gerçekçi olmak zorundayýz. Dünya deðiþiyor, sistemik bir kriz var ve merkezi de ABD. Arap Baharý bölgeyi alt üst ederken Türkiye düzeni þekillendirebilecek en önemli aktördü. Dýþ politikasýný çeþitlendirdi, askeri gücünü konsolide etti ama 15 Temmuz’da görüldü ki bize bu rolü oynatmayacaklar. O nedenle þimdi ekonomik, askeri ve siyasi olarak tam bir savunmadayýz. Bu dönem geçici, sonunda ne olur diye düþünmek ve ona hazýrlanmak lazým”.
Rejimin Ýdlib’e saldýrma ihtimali, zaten diken üstünde olan Türkiye’yi daha da rahatsýz etti. Türkiye’nin de garantör olduðu çatýþmasýzlýk anlaþmasýnýn aðýr ilerlemesi diðer taraflarýn sýkýþtýrmasýyla daha da geriliyor. Anlatýr mýsýnýz bize, durum ne Ýdlib’te ve çözüm neden bu kadar zor?
Ýdlib çok karýþýk bir saha. Sadece Türkiye için deðil, diðer aktörler için de öyle. Muhalefetin son kalesi belki de ama muhalefet çok parçalý. Radikaller de var ýlýmlýlar da var. Savaþýn devamýný askeri olarak savunanlar da var siyasete inananlar da var. Türkiye Astana ile birlikte zor bir yükün altýnda girdi. Bunu yapmak zorundaydý. Baþarýlý oldu kýsmen. Hem askeri olarak varlýk gösterdi hem radikallerin daha fazla zemin kazanmasýnýn Ýdlib’de önüne geçti. Ama tam anlamýyla radikallerin hepsini elimine edemedi. Rejim de bu arada diðer bölgelerde üstünlüðünü kurdu. Aslýnda Astana’ya uymadý. Rusya da buna göz yumdu. Türkiye ise sesini çýkartmadý. Þimdi rejim gözünü Ýdlib’e dikti. Rus-Türk diyaloðu son derece önemli. Bu geçtiðimiz yýl Halep’de yaþanan müzakere sürecine benzer bir sürecin yaþanmasýyla sonuçlanabilir. Ama Ruslar Türkiye’yi bana kalýrsa biraz sýkýþtýrýyorlar bu konuda. Elini çabuk tut diyorlar. Ama bu iþ o kadar da kolay deðil. Türkiye’nin de bir limiti var. Rusya savaþ istemiyor ama radikallerin varlýðýndan da rahatsýz. Ýki ülke de Ýdlib konusunda birbirine muhtaç. Rusya rejim üzerinden sýnýrlandýrýcý etkisi var, Türkiye ise muhalifler üzerine tesir edebilme imkanýna sahip. Dolayýsýyla Ýdlib patlamaya hazýr bomba gibi. Savaþ olursa bizi olumsuz etkiler. Mülteciler, radikallerin sýnýra yakýn bölgelerde olmalarýnýn getirdiði riskler, Ýdlib sonrasý rejimin gözünü Afrin’e dikme ihtimali. Bunlarýn hepsi zor konular. 7 Eylül zirvesi önemli. Bir sonuç çýkacaktýr zirveden.
Türkiye açýsýndan en büyük risk 3 milyon yeni sýðýnmacý akýnýnýn sýnýra dayanmasýndan mý ibaret?
Deðil tabii ki. Baþka riskler de var. Astana uzlaþýnýn bir anlamý kalmaz. Bu Suriye’de durumu yeniden çatýþmacý bir evreye sokabilir. Öte yandan ýlýmlý muhalefetin yeniden rejime karþý siyasi çözümü alternatif görmediði bir çatýþma dalgasýný baþlatabilir. Ilýmlýlar radikallerin safýna dahil olurlar. Savaþ daha da uzar. Türkiye’nin Zeytin Dalý Harekatý ve Fýrat Kalkaný Harekatý bölgelerine yönelik baský oluþur. Bu da Türkiye’nin PKK ile mücadelesini sekteye uðratýr. Nitekim rejim ile PKK arasýndaki görüþmeler boþuna deðil. Ýdlib’i halledip Suriye rejimi PKK’yý Türkiye’ye karþý kullanmak isteyecektir. Bu geçtiðimiz 7 yýllýk dönemin tepkisini PKK üzerinden çýkarmak isteyecektir. Buna dikkat etmek lazým.
Ýdlip’e askeri operasyon olursa, sayýlarý 12’yi bulan gözlem noktalarýmýz ve oradaki askeri gücümüz açýsýndan halimiz ne olur? Ne olmalýdýr?
Türkiye üçüncü taraflarca hedef alýnýrsa karþýlýðýný verir. Bu eðer operasyon olacaksa kapsamýnýn nasýl olacaðý ile ilgili bir durum. Sýnýrlý bir askeri müdahale olursa Türkiye kalmaya devam eder. Ama rejim freni boþalmýþ kamyon gibi kapsamlý ve cezalandýrýcý bir müdahaleye kalkýþýrsa o zaman Türkiye’nin askeri gözlem noktalarý risk altýndadýr demektir. Rusya’yý frenleyici aktör olarak görmek lazým ve Türkiye’nin hem insani faciaya hem de kendisi hedef alýndýðýnda karþýlýk vereceði konusunda çok net ikna etmesi lazým.
7 Eylül’de Tahran’da Türkiye, Ýran ve Rusya zirvesi var. Ýdlib masadaki öncelikli konu. Ne beklemeliyiz? Üç ülkenin bakýþý farklý ama siyasi çözüm mümkün mü hala?
Üç ülkenin de öncelikleri farklý ama ortak noktalar da var. Önce Ýdlib konuþulacak. Diplomasi Türkiye’nin önceliði, Ruslar da kýsmen buna yakýn duruyor. Ama bu Türkiye’nin sahada ne yapýp ne yapamayacaðý ile ilgili bir durum. Türkiye ikna ederse çatýþmasýzlýk bölgesi anlaþmasý devam eder. Sonra muhaliflerle sýký bir pazarlýk yapýlýr. Rusya da buna dahil olur. Baþarýya ulaþma sansý var. Olmazsa sýnýrlý bir müdahale gelir. Ýran’ýn baþý dertte, Rusya savaþýn uzamasýný istemiyor bu nedenle Türkiye’ye imkan tanýyacaklardýr.
Ardýndan Cenevre’de de bir Suriye görüþmesi olacak? Karar anýna mý yaklaþýlýyor?
Hala çok erken. Çok fazla çýkar çatýþmasý var. Cenevre aktörlerin daha fazla olduðu bir platform. Dolayýsýyla daha fazla anlaþmazlýk demek. Kimin katýlýp katýlmayacaðýna dair bile bir anlaþmazlýk varken, Suriye’nin geneline bir çözüm getirmesi pek mümkün görünmüyor.
Suriye paylaþýmýnda ABD ve Rusya’nýn bir denge kurduðu görülebiliyor harita üzerinde. ABD ve Rusya’nýn Ýdlib mevzuunda da, Türkiye’yi rahatsýz eden diðer konularda da, Türkiye’nin aleyhine olacak þekilde anlaþma ihtimali var mý?
Buna dair söylentiler var. ABD’nin Ýdlib konusunda Rusya’ya el altýndan “temizleyin þu radikalleri” dediði söyleniyor. Olabilir. Ýkisi de Türkiye’nin hayrýna çalýþacak aktör deðil. Göz yummak zorunda olduklarý þeyler var Türkiye’nin askeri varlýðý nedeniyle. Ama Fýrat’ýn doðusu ABD için kolay lokma deðil. PKK dýþýnda kimseyle anlaþamaz. Rejim, Rusya, Türkiye ve Ýran. Pek mümkün görünmüyor. Menbiç ile birlikte bu konuda olumlu bir hava var. Bu plan iyi bir plan ve iþletilebilirse en azýndan bir ilerleme saðlanabilir. Ama orada da ciddi bir statü problemi ile karþý karþýya kalacaðýz. Artýk meselenin karakteri deðiþti Suriyeli Kürtler adýna. PKK Suriye’de tutunmak için elinden geleni yapacak. Hatta ABD’yi bile yeri geldiðinde satacak. Þimdi rejimle yarýn Rusya sonrasýnda da Ýran’la. Hatta ABD’ye döndürecek silahýný belki de. Fýrat’ýn batýsý Türkiye için yeterli bir güvenlik kemeri oluþturmaz. Asýl iþe, Fýrat’ýn doðusundaki PKK derinliðini ortadan kaldýracak bir angajmana girmek. Bu Rusya ile olacaksa Rusya ile olur. ABD ile olacak onlarla olur. Aktör fark etmez.
Türkiye-AB arasýndaki yakýnlaþma eþit bir iliþkiyi getirir mi?
Üyeliði aklýnýzdan çýkarýn þimdilik. Ama bu Türkiye’nin tam üyelik stratejisinden vazgeçmesi gerektiði anlamýna gelmiyor. Avrupa ve AB ciddi bir krizden geçiyor. Uluslararasý iliþkiler krizi ve güvenlik sýkýntýlarý var. BREXIT’in maliyeti bilinmiyor. ABD ile çekiþmeleri ortada. Onlar da yeni bir yol arýyorlar. AB’nin geleceði belirsiz. Türkiye bu krizin bir parçasý ve Türk-Amerikan iliþkilerindeki sýkýntýlarýn benzerleri Avrupa ile benzer nedenlerden ötürü yaþanýyor. Avrupa’nýn bizle mi bizsiz mi yola devam edeceði çok tartýþýlacak. Sonunda AB’nin Türkiyesiz olmayacaðýný anlayacaklar. Bizim yeni sistemimizi tam çalýþýr þekilde oturtmamýz lazým. Türkiye karþýtlýðýnýn Avrupa’da pekiþmesinin önüne geçmemiz de.
Türkiye-Rusya iliþkileri her alanda ilerliyor, bu seyir nereye varýr?
Tarihsel olarak büyük bir jeopolitik bagaj var Ruslarla aramýzda. Anlaþamadýðýmýz konular anlaþtýklarýmýzdan fazla. Buyurun, Kýrým meselesi. Karadeniz’deki güç dengesi Kýrýmla birlikte aleyhimize deðiþti. Balkanlar, Güney Kafkasya, Orta Asya, Suriye, Akdeniz, GKRY ile Rusya’nýn iliþkileri. Dolayýsýyla aceleci davranmamak lazým. Rekabet etmek zorunda kalacaðýmýz hatta bazý konularda karþý karþýya geleceðimizi de hesap etmek lazým. Rusya, þuanda Türkiye’nin ABD ile Batý ile arasýnýn limoni olmasýnýn tadýný çýkarýyor. Ama fýrtýna dindiðinde Rusya ile güçlü ama yalnýz olmayacak bir þekilde masaya oturmanýz lazým. Ekonomik derinlik çok önemli ama Rusya kaba bir askeri güç, acýmasýz bir güç kullanma sevdalýsý. Bu jeopolitik genlerinde var. Türkiye ise kendini korumak ve savunmak için sadece güce baþvuran, istikrar için güçlenmek isteyen bir aktör.
Buradaki tuzak þu: güç dengesi oyunu oynamak çok zordur. Jeopolitik portföylerinizi sürekli çeþitlendirmeniz ve gücünüz tedrici olarak arttýrmanýz gerekir. Katar’ý ne kurtardý sizce? Küçük ülke, büyük dýþ politika! Biz büyük bir gücüz. Rusya görmezden gelinemez Türkiye için. Batý da buna alýþacak. Ama Rusya’ya yönelelim, Batýyla, ABD ile çalýþmayalým demek stratejinin ve jeopolitiðin tarihine hakaret olur. Avrasyacýlýk romantizmdir Türkiye’de. Jeopolitik bir karþýlýðý yoktur. Türkiye bu sistemik krizden yara almadan çýkarsa reel güç statüsüne ulaþacaktýr. O zaman kendisi bir eksen olabilir.
“ABD, PYD-PKK arasýndaki iliþkinin farkýnda. Bu iliþkiyi kendisi konsolide etti. Bilinçli yaptý. Türkiye’yi ikna ederim diye düþündü. Ama olmadý. Þimdi iþin içinden çýkamýyor. Tam bir ikilem. Kendisinin zemin hazýrladýðý (Irak’ta) DEAÞ korkusu gibi. PKK’ya bir jeopolitik derinlik kazandýrdý. Türkiye bunu bozmak üzere. Türkiye ile olan iliþkilerde ABD’de bir kanaat çok rahatsýz. CENTCOM’un her þeyi batýrdýðýný düþünüyor. Irak, Afganistan, þimdi de Suriye. Eðer bu ekip galip gelirse Türkiye’nin tezleri hayata geçer.”
“Türkiye S-400 alýmýndan kolay vazgeçmeyecek. Ama ara formül üretmek zorunda. 1952’den beri NATO üyesisiniz ve tüm askeri-savunma sisteminiz bu eksende. Bu hem NATO için zor, hem ABD için. Ara formül þu olacak. S400’ü alacak ama NATO sistemine entegre etmeden müstakil kullanacaðýz. Bunun da riskleri var: F 35 projesi riske girecek. Bu, Rusya-Batý-ABD gerginliðinde bir þeye karþýlýk geliyor çünkü. Ýkincisi ise þu, F 35 Türkiye’nin harp kabiliyetini çok yukarýlara çýkaracak. Senaryolara çok iyi hazýrlanmalýyýz”.