Ekran önünde gülen yüzler vardýr. Onlardan biriydi Seval Akbaba, 39 yaþýndaydý. TRT Türk’te Sokak Lezzetleri’ni sundu aylarca.
Ölüm haberini yapýmcýsý Tunahan Ýlbars’ýn eþinin Facebook sayfasýndan öðrendim.
Her satýr içimde bir yerleri acýttý, Pýnar’dan izin alarak paylaþýyorum o satýrlarý sizle: “Bugün bebeði emziriyordum.
Çekiyordu içine hayatý. Ýçimden akýyordu ona hayat. Gözlerimin içine bakýyor, cuk cuk hýzla çekiyor, hemen oracýkta, hýzlýca büyümek, yaþamak istiyordu.
Diðer yanda Sevalimin içinden can, içinden kan çekiliyor, çekiliyor, zaman kýsalýyor, süre daralýyor, önce karaciðeri, sonra diðer organlarý tek tek havlu atýyordu. Aras bana bakýp gülüyor, ben karþýlýk veremiyordum.
O dakikalarda Sevalim ölüyordu. Zaman durdu. Yaþamla ölüm geçti birbirine. Tebessümle acý geçti iç içe. Seval de çocuk yapacak daha, dedim içimden. Dur hele. Hem arkadaþlar ölmez ki. Benim hiç arkadaþým ölmedi ki....”
Yazý devam ediyor ama ekrandaki gülen yüzü ve enerjisiyle Seval hepimizin arkadaþý olmayý becermiþti. Mekaný cennet olsun...
***
Çarþamba akþamý Cnn Turk’te Zülfü Livaneli konuktu, 24 Tv’de de Baþbakan Yardýmcýsý Numan Kurtulmuþ. Yýllar önce Aktüel’de Barbarlarý Beklerken baþlýðý altýnda Yaþar Kemal ile dostluðu ve “solcu”lara eleþtirilerini yazmýþtý Livaneli. Dönüp baktým bir iki kere o yazýlar kadar bile sahici gelmedi bana.
Baþbakan Yardýmcýsý Numan Kurtulmuþ’un “vekalet savaþý dönemi bitti” tezi çerçevesinde ördüðü mantýk aðý oldukça iyiydi ve kendini izlettirdi.
Fakat sadece mantýk aðý yetmez kendini seyrettirmeye. Göz temasýný kaybetmeden konuþmak, söz ile beden dilinin uyuþmasý gibi baþla etmenler de vardýr.
Mesela kollarýný birbirine kavuþturarak oturan insanlar diyalog ve uzlaþýya kapalýyým mesajý verirler fark etmeden. Ya da baþkasý konuþurken elinden telefonunu düþürmeyenler stüdyoda olan bitenle ilgilenmiyorum duygusu geçirirler seyirciye.
***
Bu hafta sonu ekran planlamamý yaparken Baba Candýr notu aldým kendime. Pazar akþamlarýnýn futbol karmaþasý içinde benim zaman zaman atladýðým ama seyircinin atlamadýðý bir dizi bu.
Senaryosunu yazan Tayfun Güneyer’i çok baþarýlý olmuþ bir sürü iþten biliyoruz zaten ama iyi helvanýn ortaya çýkmasý için yað ve þeker de yerine oturmuþ. Týpký Diriliþ, Filinta, 80’ler gibi Baba Candýr da TRT’ye güç katýyor.
***
Yazýya Seval’in ölüm haberiyle baþlamýþtým,zamansýz ölümler her zaman sarsýcý olur zira. Müzik kariyerinin zirvesinde ölen Amy Winehouse’un hayatýný anlatan AMY belgeselinin kazandýðý Oscar ödülünde bu duygunun izleri var mý bilmiyorum. Bu akþam D-Smart’ta ekrana gelecek AMY ve oturup mutlaka seyredeceðim.
Hayat ne garip, en iyi belgesel dalýnda alýnan ödüller hep güme gider konuþulan hep en iyi film olur. Bunun tek istisnasý 11 Eylül saldýrýlarýný anlatan belgesel olmuþtu.
Gerçek yerine kurguyu daha çok seviyor insanlar galiba...