Rahmetli Þevket Bey’le uzun yýllar ayný gazetede çalýþtýk... Ýlk gençliðimde, onun da müdavimi olduðu sohbet halkalarýnda bulundum... Çýkardýðý dergi ve gazetelerin takipçisi oldum... Neþrettiði kitaplarý okudum...
Tanýdýðým en zarif ve nezaketli insanlardan biriydi; mekâný cennet olsun...
Nezaketliydi ama “celadetli” bir tarafý vardý.
Ýyi bir yazardý.
Ne yazarsa yazsýn kendini okuturdu, kendini okutma becerisine sahipti.
Bunlarýn da ötesinde, müthiþ zekâsý... Vefatýndan sonra onu eleþtirenlerin, yani “Özel Harp”çi ve “gerici” ilan edenlerin (bu rezil iftiraya tamah edenlerin) tamamýný zekâtýyla ihya edecek bir zekâ...
Þevket Bey, ne yaptýysa, dinî saiklerle yaptý...
O hassasiyetini hep korudu...
Hep ayný eksende kaldý...
Peki, onu eleþtirenlerin “eksen kaymasýný” nasýl izah edeceðiz?
Hangi saiklerle Amerikancý ve mandacý saflara savruldular?
Madem Þevket Bey’in yaptýklarý kötüydü, niçin o “kötü”yü tekrarlayýp, kendi ülkelerine karþý “ABD yaptýrýmlarýnýn” savunucusu haline geldiler?
Deðerli Ali Karahasanoðlu’nun da yazdýðý gibi, “Mehmet Þevket Eygi ve arkadaþlarý için, ‘Amerikan 6. Filo’suna karþý namaza durdular’ yalanýný atacak kadar alçaklaþan haysiyetsizler þimdi Amerikancý olmuþlar. Hayatlarýnýn tamamýný, ABD’ye göre dizayn etmiþler, utanma duygularýný sýfýrlayýp gazetelerinin manþetlerinden, ABD muhipliði yapýyorlar.”
CHP Grup Baþkanvekili Özgür Özel, “15 Temmuz için tiyatroydu deniliyor, tiyatro miyatro deðil, bal gibi kanlý bir darbe giriþimiydi; rejime, Meclis'e, ülkeyi yönetenlere, demokrasiye kast ediyordu” demiþti.
Bu sýradan bile sayýlmayacak tespitin üzerinde tepinmemizin nedeni þu:
CHP, darbeye karþý direniþin bir parçasý olmadý.
Biraz kenarda durdu.
Sokaktaki münferit direniþ çabalarýný ve Meclis’teki nümayiþi saymazsanýz, neredeyse “utangaç direniþçi” portresi sergiledi. Üzerinden yükseldiði sosyolojinin tepkisi daha açýklayýcýydý: Tanklarý alkýþladýlar...
Evet, tanklarý alkýþladýlar.
Bazý muhitlerde, tencere tava çalarak darbeye “hoþ geldin” dediler.
Özgür Özel’in açýklamalarý bu nedenle çok önemlidir.
Dileriz, yaptýðý açýklama, genel baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’nu da baðlar.
Hatýrlayalým, Kýlýçdaroðlu, “15 Temmuz kontrollü darbedir” demiþ, 15 Temmuz’un “tiyatro” olduðunu söyleyen terörist baþý Fetullah Gülen’in eline güçlü bir argüman vermiþti.
Ýkinci cürümü þuydu:
Darbe 15 Temmuz’da gerçekleþti... Yani 250 insanýmýz 15 Temmuz gecesi katledildi... Kemal Kýlýçdaroðlu çýktý, darbenin tarihini 5 gün öteye attý, “20 Temmuz darbesi” demeye baþladý.
20 Temmuz, darbecilerle mücadele için Meclis’in irade koyduðu tarihtir oysa...
Meclis’in çalýþmalarýný “darbe” diye karalamaktan çekinmeyen Kýlýçdaroðlu’nun üçüncü cürümü, “Boðaziçi Köprüsü’nde bir erin kafasýný kestiler” yalanýna sarýlmasýydý. (250 þehidi ve binlerce gaziyi görmeyeceksin, yalan olduðu belgelenmiþ bir tezvirat üzerinden 15 Temmuz direniþini itibarsýzlaþtýracaksýn... Kýlýçdaroðlu böyle bir adamdýr iþte...)
Özgür Özel, yaptýðý açýklamayla hem bir ezberi, hem de bir politikayý bozmuþ oldu.
Þimdi sýra Kemal Kýlýçdaroðlu’nda...
Bakalým Türk halkýna bir “özür borcu” olduðunu hatýrlayacak mý?