Balyoz davasý kararlarýnýn açýklanmasýndan sonra ekranlarda yine teknik hukukçulardan geçilmiyor.
Sevsinler bu teknik hukukçularý.
Bu sözde teknik hukukçularýn hukuk fakültesi mezunu olduklarý kesin ama býrakýn teknik hukukçuluðu, hukukçu olduklarý bile çok kuþkulu.
Malum, hukuk fakültesi mezunu olmakla hukukçu olunmuyor, hukukçu olmak için diploma dýþýnda baþka þeyler de gerekiyor herhalde.
Üstelik bu teknik hukukçu kimliði bu arkadaþ(lar) için baþkalarý tarafýndan uygun görülmüþ bir kimlik de deðil; kendilerini böyle tanýmlýyorlar bu arkadaþlar, baþka bir ifadeyle de, kendinden menkul bir teknik hukukçuluk söz konusu olan.
Bir yerlerden görevlendirilmiþler gibi Balyoz davasý kararý sonrasý ekranlarda ispat-ý vücut ettiler ve kararlarýn ne kadar teknik hukuka aykýrý olduðunu anlatmaya baþladýlar.
Bendeniz hukukçu deðilim, teknik hukukçuluða da büyük saygý duyarým, bu nedenden Balyoz kararlarý hukuki aksaklýklar içeriyor mu, içermiyor mu, bu alanda bir tek söz etmedim, etmem, edemem zaten.
Orgeneral rütbesine eriþmiþ, ordu komutaný olmuþ, kuvvet komutaný olmuþ subaylarýmýzýn darbecilik gibi pis, ahlaksýz bir iþe soyunmamýþ olmalarý beni de gerçekten çok mutlu eder doðrusu ama yaþadýklarýmýz, tanýklýklarýmýz bu ihtimalin çok güçlü olmadýðýný gösteriyor.
Teknik hukukçuluklarý kendilerinden menkul bazý hukuk fakültesi mezunlarýnýn Balyoz hükümlülerini canhýraþ bir biçimde, teknik hukuk adýna savunmalarýný da takdirle izliyorum.
Takdirle izliyorum ama bu izleme sürecinde aklýma da bazý sorular takýlmýyor deðil doðrusu.
Balyoz davasý kararlarýna tamamen teknik gerekçelerle eleþtiri getirdiklerini, aslýnda darbelere karþý olduklarýný ifade eden bu önemli teknik hukukçularýn bugüne dek ayný teknik hukuk özenlerini, eleþtirilerini Hrant Dink davasýndan, KCK davasýndan özenle sakýnmýþ olmalarýný kafamda bir yerlere oturtamýyorum.
Bu teknik hukukçularýmýzýn KCK davasýnda, seçilmiþ belediye baþkanlarý tek tek tutuklanýrken, ip gibi dizdirtilip basýna fotoðraflar servis edilirken teknik eleþtirilerini hiç hatýrlamýyorum.
Hatýrlamadýðýma, bu davalara bu arkadaþlar teknik hukuk eleþtirisi getirmediklerine göre, bu durum, KCK davasý, Hrant Dink davasý süreçlerinin herhalde teknik hukuk hatalarýndan münezzeh olduðu anlamýna geliyordur herhalde.
Bu teknik hukukçu arkadaþlara ve teknik hukukçuluklarýna davalar arasýnda teknik hukuk detaylarý dýþýnda bir ayýrým yapabilecekleri mesleki etik yoksunluðunu asla ve asla yakýþtýramam doðrusu.
Bu teknik hukukçu arkadaþlarýmýz aslýnda yakýn geçmiþte bazý konularda fena halde yanýldýlar ama bu kadar kusur kadý kýzýnda bile olur.
Mesela, 12 Eylül referandum sonuçlarýndan sonra Kenan Evren ve þürekasýnýn teknik nedenlerden yargý önüne taþýnmalarýnýn olanaksýz olduðunu ekran ekran dolaþarak anlattýlar, bizleri tenvir ettiler ama sonuç aþkýn teknik hukuk bilgilerinin öngördüðü gibi çýkmadý; dedim ya, bu kadar kusur kadý kýzýnda, baro baþkanlarýnda bile olur.
Ayný teknik hukukçu arkadaþlar, malum askeri darbelere karþýlar, ben buna hukukçu meslek etiði derim doðrusu, ama nedense 27 Mayýs darbesine de pek karþý deðiller, hatta, býrakýn karþý olmayý, açýkça destekliyorlar.
12 Mart ve 12 Eylül’e karþýlar, 27 Mayýs’a sahip çýkýyorlar ama 28 Þubat andýçlarý, 27 Nisan muhtýrasý hakkýnda ne diyorlar, bunlarý tam göremiyoruz; bu kadarcýk tutarsýzlýk da yine kadý kýzýnda, hatta baro baþkanlarýnda bile olabilir, büyütmemek lazým, büyütmek teknik hukukçularýmýza büyük haksýzlýk olur.
Yüce Tanrý bu teknik hukukçularýmýzý baþýmýzdan eksik etmesin; onlar olmazsa Balyoz davasý gibi çok önemli davalarýn teknik detaylarýndan nasýl haberdar oluruz bizler.
twitter.com/KarakasEser