Kerem ve Elvan da benim gibi kahraman dedektif Sherlock Holmes’un hayraný. Ýstanbul’da çocuklar için ‘Olay yeri inceleme birimi’ açýldýðýný duyunca elde büyüteç kendimizi oyunun içinde bulduk.
Uzunca bir süredir benimsediðim “Kullanmýyorsan baþka birine ver, ihtiyacý olan yararlansýn” felsefesini uygulama alanýnýn en kolay olduðu yer, çocuk kýyafetleriydi. Çünkü belli bir yaþa kadar hele de bebekken giysiler o kadar büyük bir hýzla küçülüyor ki yepyeni kalýyor. Onu, bir baþka bebeðin üzerinde olmasý beni çok mutlu ediyor.
Bir de þöyle bir yöntem geliþtirmiþtim, baþka bebeklerin kullanmalarý için eþyalarý yýkayýp “Benim bebeðim bu giysiyle çok güzel ýsýndý, korundu, mutlu oldu. Bunu giyen yine ayný duygularý yaþasýn” diye iyi niyet duygularýyla paketliyordum. Bu arada çocuklarým için baþkalarýndan gelen giysileri ya da eþyalarý da ayný iyi niyet sözleriyle kabul ettim. En nihayetinde kelimelerin gücü var, deðil mi! Dedim ya bu iþi bebek ve çocuk kýyafetlerinde yapmak en kolay. Kendi kýyafetlerimde yapmak daha kolay. Ama iþte madem bir ilerleme söz konusu olacak “Þimdi sýrada ne var?” sorusuyla baþbaþa buldum kendimi.
Baktým, yýllardýr raflarda durduðu halde okuduktan sonra bir kez bile elime almadýðým kitaplar var. Evet çok seviyorum onlarý ama nereye kadar! Sonra boþ kutularý aldým yanýma. Oturdum sandalyeye kitaplarý tek tek elimden geçirip ayýrdým. Yarýsýndan fazlasýný koliledim; bir kýsmýný arkadaþlarým için ayýrdým, kalanýný da bir sahafa sattým. Bu arada Kerem ve Elvan da kendi kütüphanelerini elden geçirdi. Farklý yayýnevlerinden çýkan Sherlock Holmes öykülerinden beþ tane bulunca þaþýrdým. En sevdiðim kahramanlardan biri olan Holmes’e saygýda kusur etmedim elbette. Everest Yayýnlarý’ndan çýkan toplu öyküleri hala baþ köþede. Dizisi çýkýnca bile ekrana yapýþtýðýmdan evdeki herkes de bu merakýmý biliyor. Üstelik çocuklar da bu ilgiyi, alakayý paylaþýyor. Kerem “Olaylara farklý yönlerden bakmasýný seviyorum” diyor onun için. Hal böyle olunca olayý, olay yerini kitaplardan çýkarýp uygulamaya baþlayalým dedik.
Önce ‘oyun’dan baþladýk
Önce aklýma kaçýþ oyunlarý geldi ama onun için birazcýk daha büyümeleri gerek sanýyorum. Biz de önce “oyun”dan baþladýk olaya. Ýstanbul Mecidiyeköy’deki KidzMondo, çocuklarýn meslekleri deneyimlediði, eðlendiði öðrendiði bir aktivite merkezi ve burada “olay yeri inceleme birimi” açýlmýþ. Dedektif olmayý seçen çocuklar önce kýyafetlerini giyiyor, þapkalarý týpký Sherlock Holmes’ünki gibi hem önünde hem de arkasýnda siperlik var. El fenerleri ve büyüteçleri ile birlikte çocular hýrsýzýn peþine düþüyor, kaybolan anahtarý bulmaya çalýþýyor. Bunun için delil toplayarak eldeki verileri birleþtiriyorlar. Kerem eðlenceli geçen bu dedektiflik macerasýnda en çok topladýklarý delilleri mikroskop altýnda ve büyüteçle incelemeyi sevmiþ. “Peki bu oyun senin dedektiflik sevgini artýrdý mý?” sorusuna “Hayýr artýrmadý çünkü benim dedektif hikayelerine karþý olan ilgim zaten en üst seviyede” diye cevap verdi. Bu cevap Kerem’in kendince “nokta” koyma yolu. “Bu kadar konuþma yeter anne, istersen daha fazla soru sorma” diye büyütebiliriz de bu noktayý. Benim de “olay yeri inceleme” delillerini birleþtirip sonuca ulaþma performansým fenal deðil, deðil mi?