Türkiye’de geç vizyon alsa da Sibirya Mafyasý, John Malkovich’in canlandýrdýðý mafya babasý Kuzya karakteriyle hafýzalara kazýnacak. Hikaye bu defa Sicilya deðil Sibirya’da geçse de The Godfather ’dan esintiler taþýyor.
Mafya filmlerini sevenlerin kaçýrmamasý gereken bir yapým olan Sibirya Mafyasý’nýn orijinal adý Educazione Siberiana (Sibirya Eðitimi). Her zaman orijinal isimlerin tam çevirisinin filmlerin ruhunu çok daha iyi tanýmladýðýna inanýrým. Bu film için de geçerli bu düþüncem. Sibirya Mafyasý, anlattýðý hikaye ile aslýnda sadece bir suç örgütününün öyküsünü kapsamamakta. Tam tersine bir aile hatta kavim hikayesi bile diyebiliriz. Her þeyden önce 80’lerin sonunda yýkýlan Sovyetler Birliði’nde yaþanan sosyal düzenin geldiði durumu görmek açýsýndan önemli bir yapým. Sistem çöktüðünde oluþan düzensizlik ve kanunsuzluðun, nasýl bir hayat stili haline geldiði anlatýlýyor. Hayatta kalma çabasýnýn bir aile geleneði haline gelmesi, bunun da insanlar arasýnda modern zamanlarýn kavim savaþlarýný baþlattýðý çok net görülüyor.
KUZYA TIPKI VÝTO GÝBÝ
Hikayesi neredeyse biraz The Godfather filmine benziyor. Marlon Brando’nun canlandýrdýðý Vito Carlaone karakteriyle John Malkovich’in oynadýðý Kuzya karakteri çok benzer performanslar. Tabii her þey Rusya’da daha vahþi ve sert yaþandýðý için bu iki karakter arasýnda da böyle bir fark var. Gelelim filmin konusuna: Bir gettoda yaþayan aileler görülmeyen sýnýrlarla çizilmiþ bölgelere sahiptir. Bu gruplarýn en sert ve acýmasýz olaný ise Sibiryalýlardýr. Neredeyse dini ritüellerle desteklenen bir mafya kültürü oluþturan Sibiryalýlar sistem tarafýndan kontrol edilmek için Ruslar’ýn yaþadýðý þehirlerden izole edilmiþlerdir. Bu vahþilik içindeyse çocuklar kendi dünyalarýnda yaþarlar. Peki ama çocuklarýn masumiyeti toplumun kirlenmiþliðinden onlarý ne kadar koruyabilir?
Filmin bu noktasýnda Habil ve Kabil hikayesini hatýrlamak gerekir. Her ne kadar filme konu olan iki çocuk gerçekte kardeþ olmasalar da ayný örgütün üyesi olmalarý onlarýn iliþkisini o düzeye getirir. Kolyma örgütün lideri Kuzya’nýn torunudur. Kolyma kardeþi kadar yakýn arkadaþý Gagarin ve diðer arkadaþlarý ile dedelerinin ve topluluklarýnýn hayatlarýný kendi oyunlarýnda yansýtmaktadýrlar. Nasýl aslan yavrularý bebekliklerinde birbirleriyle oynarken yetiþkinliklerinin eðitimini görüyorlarsa Kolyma ile Gagarin de farkýna varmadan büyüdüklerinde olmalarý gereken karakterler haline bürünmeye çalýþýrlar. Rakip topluluðun çocuklarýyla çekiþtikleri bir gün Gagarin büyük bir suç iþler. Polis onu yakalar ve hapseder. Yýllar sonra Gagarin dönecektir. Ama yaþadýðý hapis hayatý, kaybettiði çocukluðu ve ilk baþtan beri dostunun konumunu kýskanmasý onu artýk baþka bir insan yapmýþtýr. Bu iki arkadaþýn arasýna bir de masumiyet timsali güzel bir kýz girince rekabet çýðrýndan çýkacaktýr.
Bu arada Sovyetler ve toplum da deðiþmiþ bütün herþey insan hikayelerinin finaline bir kan damlasý daha eklemiþtir...
BEN EÐLENEREK ÝZLEDÝM
Bir roman uyarlamasý olan film gerçekten heybetli bir hikayeye sahip. Bu heybetli hikaye yeterince iyi filme çekilmiþ mi orasý biraz þüpheli. Film yaratýlan atmosferlerle seyircinin gözünü boyamaya çalýþýyor. Mesela Sibirya çetesinin lideri Kuzya sað kolu Ink’in ve diðer çete üyelerinin Türk hamamýndaki çekimleri etkileyici. Ama hazýrlanmýþ mizansenlerin akan bir öykü içinde inandýrýcýlýðý tartýþma götürür. Aslýnda buna benzer bir problem de Kuzya’yý canlandýran Malkovich ve sað kolu Ink’i oynayan Peter Stormeyer ile diðer oyuncularýn sinema dillerinin arasýndaki farklýlýktan kaynaklanýyor.
John Malkovich’i anlatmaya gerek yok. Bence Peter Stormeyer de ayný baþarýya ve etkileyiciliðe sahip bir isim. Onun birçok filmde kötü adamý ne kadar baþarýlý canlandýrdýðýný gördük. Bu ikisinin biraz teatral ve Hollywood tarzý oyunculuklarýyla diðer Ýtalyan, Rus ve diðer milletlerden oluþan oyuncularýn dili birbirini hiç tutmuyor. Ortak yapýmlarýn böyle bir derdi var. Sibirya Mafyasý Rusya’da geçen bir öykü ama Ýtalyan filmi. Filmdeki aðýr toplar ise Hollywood menþeli. Bu kadar fazla karmaþayý bir arada tutmak benim diyen bir yönetmenin bile baþarmasý zor bir durum. Filmin yönetmeni Gabriele Salvatores ise bunu hiç baþaramamýþ. Heybetli bir hikaye, kötü bir yönetmenlik, birbirinden alakasýz sinema dillerine sahip oyunculuklar.
Bütün bunlara raðmen filmi seyrederken sýkýldýn mý derseniz, hayýr. Eðlenerek seyrettim. Ama eðer bir sinefil iseniz filmin zayýflýklarý bunlar. Sinefil deðil ama eðlenceli bir kaç saat geçirmek için sinemaya gidecekseniz bu film sizi mutlu eder. Ýyi seyirler.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Filmin orijinal adý: Educazýone SIberIana
Yönetmen ve senarist: Gabrýele Salvatores
Oyuncular: John Malkových, Peter Stormare, Eleanor Tomlýnson, Arnas Fedaravýcýus, Výlýus Tumalavýcýus
Yapým: 2013, Ýtalya,110 dakika
Vizyondakiler
Aþk Vizesi
QUINN liseden beri tanýþtýðý Devon ile evlenme hazýrlýklarý içindeyken Kelsey’in kendisine aþýk olduðunu itiraf etmesiyle tüm planlarý bozulur. Evlilik kararýný sorgulamaya baþlayan Quinn, bu sýrada Devon’ý da kaybedecektir. Ýç yolculuðuna çýkan Devon ise Paris’te yakýþýklý Guillaume ile tanýþýr.
Gece Takibi
UZUN süre mafya babasý Shawn Maguire’ýn en iyi arkadaþý olan tetikçi Jimmy, 30 yýldýr bir polis memurunca takip edilmektedir. Oðlu mafyanýn hedefi haline gelen Jimmy, suç dünyasýndaki ailesi ile kendisini terk etmiþ gerçek ailesi arasýnda seçim yapmak ve bir gece boyunca, oðlunu azýlý tetikçilerden korumak zorunda kalýr.
Kayýp Nehir
EVÝNÝ kaybetmek üzereyken bir gece kulubünde çalýþmaya baþlayan bir annedir Billy. Oðlu Bones ise yýkýlan þehrin kalýntýlarýný satmaya çalýþýrken insanlarý býçaðý ile parçalamaktan çekinmeyen acýmasýz Bully’nin hedefidir. Dünyanýn tek kurtuluþ yolu, yýllar önce nehir sularý altýnda kalan bir parçayý su yüzüne çýkarmaktýr.
Son Bir Dans
GENÇ bir iþ kadýný olan Özlem ve eþi Tolga görünüþte birbirini seven bir çifttir. Özlem, aslýnda eþinin en yakýn arkadaþý Emre ile yakýnlýk kurmuþtur. Budurum, Emre’nin Özlem’e yazdýðý bir mektupta ortaya çýkar. Özlem, Tolga ve Emre, yaþadýklarý olaylar üzerinden arkadaþlýk ve aþk kavramlarýný sorgulamak zorunda kalacaktýr...
Zilin Sesi
KUTSÝ‘nin 30’lu yaþlardaki fizik öðretmeni Tarkan’ý oynadýðý filmde, Wilma Elles ise Ýngilizce öðretmeni Süreyya rolünde. Ýstanbul’a taþýnan Tarkan’ýn þansý bir türlü dönmese de fizik öðretmeni olarak deðil ama müzik öðretmeni olarak iþ bulur. Ayný okulda Ýngilizce öðretmeni Süreyya ile tanýþmasý ise hayatýna bambaþka bir yön verir.