Geçenlerde rast geldim; kanalýn birinde ekonomi gazetecisi unvanlý bir kiþi analiz yapýyordu; nasýl iç karartýcý anlatamam. Korona'dan korkmasan bir sýrt çantasý da sen hazýrlar, Yunan sýnýr kapýsýna dayanýrsýn. Ekonomi o kadar kötü yani, millet bir kuru ekmeðe muhtaç...
Bakalým lafý nereye getirecek dedim.
Meðer "Eskiden öyle miymiþ?"
Türkiye için darbe spekülasyonu yapan RAND Corparation’ýn yayýnladýðý rapordaki atýf þampiyonu Metin Gürcan ve atanamayan bazý eski AK Parti’lilerin kurucularý arasýnda yer aldýðý partinin baþkaný Ali Babacan'ýn ekonominin baþýnda olduðu dönemleri kastediyormuþ.
Ayný þahsýn Babacan döneminde yaptýðý eleþtiriler geldin aklýma. O zamanlar “Ekonomi hazýr para ile dönüyor, reel sektöre, yatýrým ekonomisine geçmek lazým. Türkiye faiz ekonomisinden kurtulmak zorunda” gibi yerinde eleþtirileri vardý. Hatta kendisinin ekonomi gazetecisi olarak bir yerde tutunamayýþýný da doðrularý söylemesine baðlýyordu.
Þimdi kendine hem yazacak hem konuþacak mecra bulmuþ, ama o günlerde söylediklerinin tam tersini savunuyor.
Erdoðan karþýtlýðýný damardan almaya alýþmýþ bir kitle için gerçeklerden müteþekkil analiz üretmeye gerek yok nasýl olsa. Kimse de çýkýp "Kardeþ tamam ama sen eskiden bunun tam tersini söylerdin, Babacan'ý tam da bugün Erdoðan'ýn onu eleþtirdiði yerden eleþtirirdin, ne oldu sana?" diye sormuyor çünkü.
Ekonominin bugün ne kadar kötü yönetildiðini tezini tutup da Abdullah Gül ve prensi Ali Babacan zamanýnda Türkiye'ye gelen yabancý yatýrýmcý ile bugün gelen arasýndaki devasa farka nispetle açýklamaya kalkarak içine düþtüðü tutarsýzlýk ve ahlaki zafiyeti gözümüze sokmasa "O da ne yapsýn, yazacak ve söyleyecek bir mecra bulmuþ, ekmeðine bakýyor." diyeceðiz.
Ama tam da bunu yapýyor. Ekonominin IMF'ye endeksli olduðu ve sýcak paranýn oluk oluk geldiði dönemi o günlerde sonuna kadar eleþtirirken bugün “Ne iyi günlerimiz vardý”diye referans gösteriyor.
Bu eleþtiri þekliyle daha çok karþýlaþacaðýz. Çünkü Ali Babacan siyasete soyundu.
AK Parti’den tam da IMF'ye borcumuzun bittiði ve Türkiye'nin FETÖ ve PKK eliyle saldýrýya uðramaya baþladýðý 2013'ten itibaren “soðuduðunu” söyleyen Ali Babacan'ýn PR'ýiçin bulup buluþturacaklarý þey "Ne iyi günlerimiz vardý" edebiyatý.
Ali Babacan siyasete adým atar atamaz, 2002'den 2015'e kadar devamlý surette ekonomi yönetimindeki en etkili isim ya da isimlerden biri oldu. “Paranýn oluk oluk aktýðý” dönemlerde görev yaptý. Görev yaptýðý dönemler, Türkiye'nin faize ödediði para, milli gelire oranla en yüksek seviyelerdeydi üstelik.
Erdoðan, gerek baþbakanken gerekse cumhurbaþkaný olduktan sonra, onu ve onun ekolünden gelen diðer ekonomi kurmaylarýný bir türlü faiz indirimine ikna edemedi.
Ne zaman ki Cumhurbaþkanlýðý sistemine geçildi, yeni oluþan kabine ile birlikte hazineyi ve maliyeyi birlikte dengeleyen bir ekonomi yönetimi oluþtu. Derecelendirme kuruluþlarýnýn kýrýk notuna, döviz üzerinden çekilen operasyonlara faizler düþürülebildi, dolar kontrol altýna alýndý, enflasyon frenlendi, sanayi ihracatý arttý, dýþ ticaret açýðý en düþük seviyelere geriledi.
Üstelik bu zaman zarfýnda yerli ve milli yatýrým hamleleri hýz kesmeden devam etti, büyük projeler tamamlandý.
Demek ki neymiþ, marifet para bolken ekonomiyi yönetmek deðil, kaynaklar kýtken, sýcak para akmýyorken ekonominin dümenini sýký tutabilmekmiþ.