Þiddet içimize iþlemiþ!

Bir zamanlar “Ezeli rekabet, ebedi dostluk”derbilerin sloganýydý. Sonra peþ peþe sporda þiddeti önleme kanunlarý çýkardýk. Sandýk ki sporda þiddet býçak gibi kesilecek. Sonra anladýk ki; kanunlar uygulanmýyor, yeniden düzenledik ve yürürlüðe soktuk kanunlarý. Þimdi olay çýkaran yandý dedik. Hapis cezalarý, aðýr para cezalarýndan dem vurduk. Sandýk ki yasa çýkýnca her þey süt liman olacak. Yasal düzenlemelerle bu iþ çözülecek ve þiddet önlenecek. Ancak kimse spor müsabakalarýnda olay çýkaran taraftar profilini araþtýrýp bir eðitim çalýþmasý içine girmedi. Kulüpler kendi sorumluluklarýný yasalara, polise ve yerel yönetimlere yüklediler. Kulüp yöneticileri taraftar çekmek için her türlü transfer ve etkinlikte ön plana fýrlarken, taraftarlarýn güvenliði için topu yetkililere atýveriyorlar. Taraftar kimliði altýnda bazý patolojik vakalar, suça eðilimli kiþilikler kendilerini þiddetle ifade etme yolunu seçerek hem kendilerine, hem takýmlarýna verdikleri zararý artýrdýlar.

F.Bahçe-G.Saray derbisi öncesi -”Alkýþlamayý düþünmüyorum” -”Alkýþlamasan da tebrik et” -”Ben senden daha büyüðüm” -”Seni ciddiye almýyoruz... gibi birbirini rencide eden demeçler...  Maça çýkarken birbirleriyle alay eden futbolcular, saha içinde birbirinin gýrtlaðýný sýkan kaptanlar, birbirine orasýný burasýný gösteren futbolcular, tribünlere ayýp el kol hareketi yapan teknik adamlar, rakip taraftarlarý tahrik etmek için yenilmiþ takýmýn orta sahada provakatif  sevinç gösterileri yapmasý vs... Maç içinde bir pozisyon sonrasý rakibine sinirlenen kaleci Volkan’ýn “Ne yapýyorsun”diyen Drogba’ya  verdiði “Sen karýþma, burasý Türkiye”cevabý gerçeðin ta kendisi. Toplum olarak bir gerginlik içindeyiz. Kadýna þiddet, çocuðu þiddet, aile içi þiddet, sokakta þiddet... Sanki genlerimize iþlemiþ. Eðitim, ekonomik durum ve sosyo-kültürel bir sorunu biz tam olarak uygulanmayan yasalarla çözmeye çalýþýyoruz. Yasalar tam olarak uygulanmayýnca þiddeti daha da körükler. Bu durum genelde kendini, erkekliðini, ezikliðini ispat etmek isteyen, karýþýklýk çýkarmaktan haz duyan kimseler, baþarýsýzlýklarda bir sorumlu arama peþine düþer ve önlerine gelen her þeyi yakar yýkar ya da bunu ister. Bu bazen tersine de iþler baþarýda da karþý tarafý tamamen yok etmek ister. Ünlü yazar ve siyasetçi Gore Vidal’in dediði gibi “ Bazý insanlara kazanmak yetmez. Onlar diðerlerinin kaybettiðini de görmek isterler”

Her iþin baþý eðitim deriz, tribünde ise insanlar arasýndaki sýnýf farký ortadan kalkar, herkes eþit olur. Bu yüzden en kýsa sürede taraftar dernekleri ve yöneticiler ciddi çalýþmalar yapmalý. Yani kendi göbeðimizi kendimiz kesmeliyiz. Ýþin her aktörü elini taþýn altýna koymalý. 19 yaþýndaki Buraklar ölmesin... Yoksa olmaz olsun böyle futbol.