Þiddet siyasetinde yeni dönem

Baþbakan Erdoðan’ýn ABD ziyaretinin en önemli sonucu, iki ülkenin þiddet politikalarýna karþý çýkma konusunda ortak bir kararlýlýk sergilemeleriydi.

Þiddet politikalarý, devletlerin ve devlet içlerinde yer alan çeþitli kesimlerin farklý araçlarla yürüttükleri yýkma hedefli politikalarý ima eder. Bu politikayý benimseyenler, kurulan ya da kurulmaya çalýþýlan bir düzene karþý çýkar, buna direnir ancak yýkýlanýn yerine neyin gelmesini istediklerini her zaman belirtmezler.

ABD ve Türkiye, Ortadoðu’ya enerji, ticaret, kültür ana baþlýklarý etrafýnda þekillenecek istikrar havzalarýnýn oluþturulmasýna çaba gösteriyorlar. Rusya’yý da oyuna çekerek olasý çatýþmacý rekabetleri en aza indirmek, bu çerçevede iktidar yapýlanmalarýnda silahlarý deðil projeleri yarýþtýrmak, askeri yaptýrýmlar yerine diplomasi ve çok uluslu iþbirliði giriþimlerini desteklemek bu ortak politikanýn ilkeleri durumunda. Kýsacasý ‘petrol-silah’ lobilerinin tercih ettiði sert politikalar yerine, ‘ticaret-biliþim sektörü’ lobilerinin yumuþak politikalarý uygulama alaný aramakta ýsrarlý.

Ýki ülkenin savaþarak deðil barýþarak büyüme anlayýþlarýndaki ortaklýk, doðal olarak bir dizi oyuncunun ikna edilmesiyle sonuç verebilir.

Þiddet karþýtý blok arayýþý

Ýkna edilecek oyuncularýn baþýnda Rusya’nýn olduðuna kuþku yok; bu ülkeyi de orta ölçekli ülkeler deðil ancak büyük güçler ikna edebilir. Rusya ikna olmanýn karþýlýðýnda Suriye’de ya da baþka yerlerde varlýðýný güvence altýna almak ister. Akdeniz’de ABD’nin gücünden pay alabilirse, o da Orta Asya’da kendi gücünden ABD’ye pay verebilir. Bu büyük pazarlýk iþbirliði olarak þekillenirse, Suriye, Irak ve hatta Ýran’a ait sorunlarda ‘þiddet’ siyaseti sonlanabilir.

Bu üç ülkede uygulanan þiddet siyasetinin sonlanmasý, Suudi Arabistan, Ýsrail ya da bazý Avrupa ülkeleri gibi orta ölçekli güçlerin de þiddet yoluyla yaptýrýmda bulunma siyasetlerini gözden geçirmelerini gerekli kýlar.

Þiddet siyasetini doðrudan devlet eliyle kullanan oyuncular, askeri silahlarýný dolaplara yerleþtirmek, onun yerine ekonomik silahlarýný öne sürmek zorunda kalýrlar. Þiddet siyasetini aracý kuruluþ ya da örgütler yoluyla, terör ve tedhiþ eylemleriyle yapanlar da artýk bu örgütlerin arkasýna saklanamayacak kadar görünür hale gelirler. Dolayýsýyla süreç, teröre baþvuran örgütlerin de tasfiyesini gerektirir.

Þiddet politikalarýnýn karþýsýnda alýnan tavýr, þiddet politikalarýndan iktidar, kazanç ve egemenlik saðlayan oyuncularýn tasfiyesi anlamýna gelir. Bir yanda Bush, Sarkozy hatta Merkel devrilir; öte yanda Kaddafi, Saddam hatta Esad. PKK geri çekilir, El-Kaide bölünür.

Þiddet yanlýsý blok arayýþý

Ancak, þiddet siyasetini býrakmayanlarýn bunu baþka alanlara taþýyacaklarýný da hatýrlatmak gerekir. Bu alanýn gençler olduðu ve sosyal alana dair faaliyetlerin hedef seçildiði söylenebilir.

Çalýþma hayatý ve sendikalar, eðitim hayatý ve üniversiteler, futbol ve kulüpler ile kültürel hayat ve kutlamalar þiddet siyaseti açýsýndan verimli bir düzlem sunmakta. Türkiye ve baþka yerlerde eþ zamanlý olarak bu alanlarda þiddet, isyan ve tedhiþ eylemleri görülüyor. Taraftarlar birbirlerini öldürüyor, öðrenciler birbirlerine giriyor, kutlamalar basýlýyor, sendikalar polisle karþý karþýya geliyor. Her bir eylem, yeni ‘kan davalarýna’ gebe.

Aralarýnda baðlantý olan bu yeni tedhiþ biçimlerini baþka ülkeler nasýl kotarýr bilinmez. Ancak Türkiye’de kulüp, sendika, öðrenci kuruluþlarý ve diðer yapýlarýn baþkanlarýnýn acilen bir araya gelmelerini saðlayacak adýmlar atýlmasý, bu ‘verimli’ alanýn daraltýlmasý gerekiyor. PKK’dan boþalan yeri baþka þiddet biçimleriyle doldurma çabasý içinde olanlarýn da geri çekilmesi saðlanamazsa, Obama-Erdoðan görüþmesinde mutabakata varýlan konularýn yaþama geçmesi zor olur.