Türkiye’de pek çok insan içinde yaþadýðý siyasi durumdan rahatsýz. Kimisi darbe tezgahlandýðýndan endiþe ediyor, kimisi hak ve özgürlüklerinin ellerinden alýnacaðýndan. Endiþeleri Suriye’de devam eden savaþ, PKK’nýn yaptýklarý ya da yapmadýklarý, Mýsýr’daki darbe, diðer komþularla olan iliþkilerdeki sorunlar, Batý’dan gelen eleþtiriler, Gezi protestolarý ve onlarýn yönetiliþ biçimi derinleþtiriyor.
Rahatsýzlýðýmýzýn nedeni ne olursa olsun sonuç deðiþmiyor. Rahatsýzlýk daha da derinleþiyor, gerilim artýyor, tansiyon yükseliyor. Toplumsal ve siyasal kýrýlma hatlarýnýn farklý yakalarýnda bulunanlar saflarýný sýklaþtýrmak için tüm benzeri durumlarda olduðu gibi karþý taraftakileri suçluyor. Bu da ülkenin kýrýlganlýðýný arttýrýyor.
***
Süreci tersine çevirmek, dinamiklerini deðiþtirmek zor ama imkansýz deðil. Sorumluluk da her zamanki gibi siyasi iktidarda. Çünkü Türkiye’yi yönetme yükümlülüðü onlarda. Çünkü ancak onlarýn atacaðý adýmlarla toplumsal tansiyonun düþmesi mümkün. Çünkü iktidarýn hiç bir muhatabýndan karþýlýk beklenmesi, tansiyonu onlarýn düþüreceðini düþünmesi gerçekçi deðil.
Ýktidarýn yapmasý gereken ülkeye umut vermek, geçmiþe deðil geleceðe bakmak. Gezi Parký bahanesiyle kimlerin ne yaptýðýný geride býrakmak, söylemde ve siyasette demokrasiyi yakalamak, insan haklarý alanýnda özellikle de ifade özgürlüðünde hiçbir boþluk býrakmamak, Mýsýr’da ya da Suriye’de baþkalarýný suçlamak yerine suçladýklarýmýzla iþbirliði yapmanýn yollarýný aramak.
Türkiye’nin geçmiþiyle hesaplaþmaya ihtiyacý yok. Sorunu geleceðini görememekte. Ýktidar Türkiye’ye geleceði göstermek, insanlarýn daha müreffeh, daha sakin, daha demokratik, insan haklarýna daha saygýlý bir ülkede yaþanacaðýný ispatlamak zorunda. Kürtlerin de Türklerin de mutlu olacaðý bir Türkiye resmi çizilmeli. Herkesin hayat tarzýný yaþayabileceði bir ülke tasvir edilmeli.
Unutmayalým ki AK Parti baþkalarýný suçladýðý için deðil, sorun çözdüðü için üç kez ardý ardýna iktidara geldi. Seçmen onlarýn aidiyetine de oy verdi, ama tek kriter aidiyet olsaydý aidiyetini, dini referanslarýný onlardan çok daha öne çýkartan baþka bir partiyi iktidara taþýrdý. Dünya onlarý dindar olduklarý için deðil demokrasi ile Ýslam’ý bir araya getirdikleri için sevdi.
AK Parti gerilimden de yararlandý. Ancak yararlandýðý gerilimlerin tümünde mazlum olan kendisiydi. Baþbakan Erdoðan Davos’ta sahneyi terk ettiðinde söz hakký elinden alýnmýþ Arap dünyasýný temsil ediyordu. Anayasa Mahkemesi sudan gerekçelerle kapatma davasý açtýðýnda kimin mazlum olduðu tartýþmasýzdý. Cumhurbaþkanlýðý seçimleri sýrasýnda da ayný þey geçerliydi.
Þimdi ise durum farklý. Ortada iktidarýný konsolide etmiþ olan güçlü bir parti ve onun lideri var. Algý da, tepki de kaçýnýlmaz olarak farklý olacak. AK Parti kurmaylarý bu gerçeði görüp ona göre hareket etmeliler. Türkiye’nin ihtiyacý olan sükunu saðlayacak, gerilimi düþürecek açýklamalar yapmalýlar, yaptýrmalýlar.
Gündelik deðiþikliklere ülke gündemini rehin býrakmamalýlar. Mehmet Metiner tarafýndan dillendirilen ortak anýt inþa edilmesi gibi projelere aðýrlýk vermeliler. Suriye sýnýrýndaki metruk bir binaya kimin bayraðýnýn asýldýðý siyasetin akýþýný ve stratejisini belirlememeli. Türkiye dünyayla da iyi geçinecek bir üslup benimsenmeli.
***
Türkiye’nin Ýsrail’i, Suriye’yi, Mýsýr’ý, Irak’ý eleþtirisinde haklý olmasý ne yazýk ki yetmiyor. Dünya siyaseti Dýþiþleri Bakanýmýzýn çok iyi bildiði gibi hak üstünden deðil çýkar üstünden kurgulanýyor. Haktan ve hukuktan çok bahseden ülkeler sonunda yalnýz kalýyor, eleþtirdikleri sorunlarýn parçasý haline geliyor. Etkileri azalýyor, iliþkileri zarar görüyor.
Türkiye’nin içeride de dýþarýda da sorun çözmeye, çözümlerin parçasý olmaya ihtiyacý var. Var olan endiþeleri gidermenin, rahatsýzlýklarý ortadan kaldýrmanýn tek yolu bu. Biz Mýsýr’da ne kimseye karþý, ne de kimsenin yanýnda olmak zorundayýz. Mýsýr’da sorunun çözümüne katkýda bulunmalýyýz. Ayný þey diðer sorunlar için de geçerli.
Türkiye artýk sýfýr sorun idealine her yerde, her alanda geri dönmeli. Arabuluculuk yapmalý, çözüm üretmeli, komþularýyla barýþmanýn yollarýný aramalý. Bizim olumlanmamýz gerekiyor. Hesaplaþmak, saflarý sýklaþtýrmak, iktidarý daha da konsolide etmek için bile nefes alacak bir alan yaratmak þart...