Ýki hafta öncesine kadar Türkiye’nin komþularla iliþki tablosu negatif sonuç veriyordu. Ýran, Irak ve Suriye problemli ülkeler listesinde görünüyordu. Bu görüntü de hem komþularla sýfýr sorun politikasýný kolaylýkla kritik etmek için açýk bir veri sunuyor, hem de dýþ politikanýn hedefinden saptýðý eleþtirilerini üretiyordu. Sadece iki hafta öncesine kadar tablo böyleydi...
Bugün ise Irak’la iliþkiler neredeyse patlama yapmýþ durumda. Sadece Baðdat’la deðil Baðdat’ýn büyük problem yaþadýðý Erbil’le de iliþkilerde muazzam bir trafik yaþanýyor. Irak Kürdistan’ý Baþkaný Mesut Barzani yarýn Diyarbakýr’da Türkiye Baþbakaný’yla görüþecek. Diyarbakýr’ýn Kürtler için önemi hesaba katýlýrsa, tarih önünde sahne alacak...
Irak merkezi yönetimiyle iliþkiler buna raðmen; yani Baðdat’ýn istemediði bu sahnenin gerçekleþecek olmasýna raðmen iyi durumda. Irak Baþbakaný Maliki Ankara’ya gelecek, Baþbakan Erdoðan da Baðdat’a gidecek.
Baðdat’la ve Erbil’le ayný anda iyi ve yükselen iliþkiler kuruluyor.
Ýran’la da hava birden deðiþti. Dýþiþleri Bakaný Davutoðlu Ýran Dýþiþleri Bakan Zarif’le iliþkileri sadece birkaç günde olaðanlaþtýrmýþ durumda...
Tablo iki haftada nasýl deðiþti?
Birkaç adým geriye çekilip tabloya bakýnca þöyle bir manzara çýkýyor.
Aslýnda Ankara’nýn elinde komþularla sorun veya iyi iliþki seçeneklerini kontrol edebilme gücü var. Türkiye, tabloyu yönetebilecek kapasiteye sahip bulunuyor. Yani, kumanda aleti Ankara’nýn elinde; iliþkileri istediði zaman gerilim hattýnda tutuyor, çýkarlarý gerektiðinde de gevþetebiliyor.
Ýki hafta öncesiyle bugün arasýndaki fark dýþ politikanýn kapasitesini ortaya koyuyor. Bununla birlikte, tablonun deðiþmesi için bir taviz verilmiþ ya da herhangi bir politikada geri adým atýlmýþ da deðil...
Komþularla iliþki düzeninde temel sorunun Suriye olduðu; Esad politikalarýna yönelik görüþ ayrýlýðýnýn özellikle Ýran’la Türkiye arasýndaki gerilimi artýrdýðý da bir sýr deðil.
Ýran ve Irak’la iliþkiler birdenbire eski seviyeye ulaþtý ama Erdoðan dün neredeyse bugün de hala o yerde duruyor.
Komþularla sýfýr sorun tablosu tamamlansýn diye Türkiye, Suriye’deki katliamlarý görmezden gelmeyecek. Bununla birlikte muhataplarýnýn özellikle Ýran’ýn Suriye konusunda tavýr deðiþtirmesini de beklemeyecek.
Sadece komþularýn deðil, herhangi bir ülkenin dýþ politikada Ankara gibi düþünmesi gerekmiyor. Sonuçta, Suriye konusunda Türkiye ile ayný fikri taþýyan daha fazla ülkeye ihtiyaç olduðu da söylenemez. Zira, mesele skor tabelasýný zenginleþtirmekse Suriye’nin Dostlarý Gurubu’nun sayýsý 120’yi bulmuþ durumda...
Barzani neden Diyarbakýr’da aðýrlanýyor?
Bütün geliþmeler bölge için Türkiye’nin ifade ettiði önemin arttýðýný gösteriyor. Tek baþýna Barzani’yi Diyarbakýr’da aðýrlamanýn yarattýðý etki bile Ankara’nýn hareket kapasitesini göstermeye yetiyor. Barzani ne Türkiye’ye ne de Diyarbakýr’a ilk kez geliyor oysa... Ama, bölgenin kaynadýðý sýrada çözüm sürecini ustalýkla yürüten bir ülkenin Barzani’yi Ankara yerine Diyarbakýr’da aðýrlamasýnýn ürettiði sembol deðeri bile dýþ politika kapasitesinin geniþliðini ifade etmeye yetiyor.
Týpký, Ýran ve Irak’la ayný anda sýcak iliþki kurarken kompleks yapýlmadýðý gibi Barzani’yle iliþkilerde de özgüven sergileniyor.
Esasen, dýþ politikayý önyargýsýz izleyenler bölge ülkeleri ile yaþanan gerilimin kalýcý ve derin olmadýðýný, konjonktürel özellik arz ettiðini zaten biliyorlardý.
Türkiye gibi, günlük hesap yapmayan ve on yýllarýn ihmalini kalýcý bir þekilde onarma peþinde koþan bir ülkenin öfke nöbetlerinin etkisinde davranmayacaðý ortadadýr.
Ýki haftada yaþananlar, komþularla sýfýr sorun politikasýna karþý üretilen kampanya havasýndaki eleþtirileri de bundan sonra kullanýlmaz hale getirdi.
Tek hamleyle iliþkileri istenilen seviyeye getirebilen bir politika zaten temelde sorunsuzluðu garanti ediyor.