Þiiler, Sünniler ve Hariciler

Batý, ‘baþýna dert olan’ Ýslam dünyasý ile baþetmenin yolunu buldu... Çare oldukça bildik ve oldukça eski aslýnda: Böl, yönet...

Irak’ýn iþgaliyle harekete geçirilen Þii-Sünni çekiþmesi artýk tüm bölgeye yayýlmaya hazýr. Üstelik ikiliye bir de El Kaide etiketiyle yeni Hariciler eklendi. Þiiler Sünnileri sevmiyor, Sünniler Þiileri. Yeni Hariciler ikisini de sevmiyor... Yani Müslümanlar arasýnda kavga etmek için neden bol...

Artýk Batý, koltuðuna rahatça yaslanýp kardeþ kavgasýný seyredebilir... Artýk Batý için 11 Eylül yok, Irak’ta, Filistin’de vs. Batý emperyalizmi nedeniyle suçlanmak da yok... Pahalý savaþlar ve asker kaybý da yok...

Lübnanlaþma

Irak iþgal edilirken yaþananlarý “tüm bölgenin Lübnanlaþmasý” olarak deðerlendirmiþtim. Bugün Lübnanlaþma hedefine neredeyse ulaþýlmýþ durumda... Irak ve Suriye her geçen gün Lübnan’a daha çok benziyor ve tüm bölge sanki tek bir ülke halini alýyor.

Bölgedeki bir diðer geliþme ise ABD ile Ýran arasýnda yaþanan yakýnlaþma... Eðer radikal Ýsrailci lobiler bozmaz ise Amerika ile Mollalar arasýndaki yakýnlaþma bölgenin kimyasýný tamamen deðiþtirecek...

Ortadoðu dendiðinde son dönemin bir diðer önemli geliþmesi ise Müslüman Kardeþler çizgisindeki Ýslami hareketlerin terörize edilmesi ve þiddete zorlanmasý. Bunu Mýsýr’da en canlý haliyle gördük... Aslýnda görünen köy kýlavuz istemiyordu. Nitekim Mýsýr’daki askeri darbenin hemen akabinde Mýsýr’ýn Müslüman Kardeþler’i terör örgütü olmaya zorlayacaðýný yazmýþtýk. Bu tahminimiz yaklaþýk 6 ay sonra gerçekleþti...

11 Temmuz 2013 günü Türkiye için de þöyle yazmýþtýk:

“Benzeri oyunlar Türkiye üzerinde de oynanýyor. Birkaç yýldýr Türk Hükümeti de HAMASlaþtýrýlma, yani marjinalleþtirme operasyonlarý ile zorlanýyor, köþeye sýkýþtýrýlmaya çalýþýlýyor.”

Eðer Türkiye oyunun kurallarýna göre oynamazsa, sistemin aksi ve uzlaþmaz aktörü olarak kalýrsa Batý’da birileri, Türkiye’yi, daha doðrusu Hükümeti El Kaide, Hamas ve Müslüman Kardeþler gibi terörist ve radikal bir unsur gibi gösterme yoluna gideceklerdir...

Kýsacasý Ortadoðu, son 3 yýl içinde inanýlmaz bir hýzla deðiþti. Bölgeniz ve dünya böylesine deðiþirken siz deðiþmezseniz, geçmiþ söylemlerinizi ve eylemlerinizi aynen devam ettirirseniz çok büyük tehlikelerle karþý karþýya kalýrsýnýz.

Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn Japonya’daki dýþ politika konuþmasýnýn asýl nedeni belki de bu gerçeklerdir. Ne demiþti Sayýn Erdoðan:

“Türkiye’nin bölgesel veya küresel güç olma gibi bir hedefi yok... Türkiye sadece üzerine düþen görevi yapmak suretiyle gerek bölgede gerekse uluslararasý camiada bir yere oturtuluyor... Diðeri ise bir hýrs diye tanýmlanýr ki, hýrs her zaman tehlikelidir. Dolayýsýyla bizim böyle bir hýrsýmýz yok.”

Baþka bir deyiþle Türkiye artýk gereksiz yere üzerine öfke ve nefret çekmek istemiyor. Kendisinin aþýrý hýrslý ve iddialý gösterilmesinden de rahatsýz oluyor...

Kanaatimce bu sözler doðru zamanda ve yerinde bir adýmdýr... Çünkü Ortadoðu’da kazanlar kaynatýlýrken hiçbir þey deðiþmemiþ gibi davranmak ve her türlü kavganýn içine girmek Türkiye için ölümcül bir hata olabilir.